Seçim bitti. Kavga başladı. Darağaçları kuruldu. Her vatandaş gibi umudunu bu kâbus dolu günlerin bitmesine bağlayan, anketlere ve sokaktaki değişim isteğine bakarak “Galiba bu sefer oluyor” diyen “muhalif medya” mensupları idam sehpasına çıkarılan ilk grup oldu.

Dört bir yandan;

-Hesap verin, halkı yanılttınız, manipülasyon yaptınız, AKP’nin kazanacağını göremediniz...

Evet göremedik. Çünkü daha önce çarşıda, pazarda, otobüste, takside AKP propagandası yapanlar bıçak gibi kesilmişti. Herkes pahalılıktan, beceriksizlikten, liyakatsizlikten, yolsuzluktan, mafya düzeninden şikâyet ediyordu. Sokakta yolumuzu kesen “Kurulduğundan beri AKP’ye oy veriyordum. Artık yeter iflahımız kesildi” diyenleri hiç bu kadar çok görmemiştik. Sokak röportajları, anketler de bunu doğruluyordu. Partili anket şirketlerini bir kenara ayırıyor, daha önceki seçimlerde önemli ölçüde öngörüleri tutmuş şirketlerin araştırmalarına bakıp “Gidiyorlar” dedik.

Hay demez olaydık.

Taşla babam taşla...

Sanki bu eleştirileri yapanlar 2002 seçimlerinde AKP’nin tek başına iktidar olacağını, 2007’de yüzde 50’yi aşacağını hesap etmişlerdi. Ya da 2018 İstanbul seçimlerinde CHP’nin büyükşehirleri kazanacağını da bilmişlerdi.

SORUNU İSİM ÜZERİNDEN TARTIŞMAK

İkinci darağacı Kılıçdaroğlu için kuruldu.

-Biz onunla kazanılmayacağını söylemiştik. İki belediye başkanından biri olsaydı bu iş olurdu.

Bu iki belediye başkanından biri için zaten siyasi yasak kılıcı tepesinin üzerinde dolanıyordu. Diğeri için de hepsi olmasa bile Kürt seçmenlerden bir kısmının sandığa gitmeme, gitse bile oy vermeme ihtimali kuvvetle muhtemeldi.

Ayrıca onların kesin kazanacağının garantisi var mıydı?

 - Vardı tabii, anketlerde Erdoğan’ın önünde görünüyorlardı.

İyi de aynı anket şirketleri Kılıçdaroğlu’nun ilk turda işi bitireceğini de iddia ediyordu.

Anketlere bakmak demek ki yanıltıcı olabiliyormuş.

Seçim sonuçta hepimiz için hüsranla sonuçlandı. Evet ittifakı oluşturan bütün partiler ve en başta da CHP ve bu partinin genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun önce parti kurmaylarından hesap sorması, sonrasında da hesap vermesi gerekir. Sonuçta sorunun kaynağı ne olursa olsun hesabı komutanlar vermeli.

YAPISAL SORUNLAR HALLEDİLMELİ

Nerede yanlış yapıldığını, bu yenilgide kampanyanın etkisizliğinin mi, verilen mesajların mı, ittifakın yapısının ya da çok başlı görüntünün seçmende olumsuz bir algı yaratmasının mı payı olduğunu irdelemeli.

Önümüzde bir yerel seçim var. Koro halinde parti liderlerinin değişmesi ve yerlerine yeni isimlerin gelmesi isteniyor. Kuşkusuz bunlar o partilerin örgütünün verecekleri bir karar.

Ancak yapısal sorunları gidermeden, politikalarını, örgütlenme modellerini gözden geçirmeden, demokratik bir tüzük ve örgütlerden başlayarak tartışılan parti politikalarının tartışılarak katılımcı bir şekilde belirlemeden, partilerindeki kast sistemini dağıtmadan tek başına genel başkanları değiştirmenin payı kazanmaya yetecek mi?

SHP’nin başında Erdal İnönü varken ilk seçim başarısızlığında Deniz Baykal’ı destekleyen gerek örgüt gerekse başta Sabah gazetesi olmak üzere o dönemdeki medyadaki yandaşları “Daha ne bekliyor bu adam? Yerini derhal Deniz Baykal’a bırakmalı” diye çağrı üstüne çağrı yapıyordu.

İnönü’ye karşı iki kez yarışan ve yenilen Baykal, 12 Eyül’de kapatılan partilerin yeniden açılmasıyla CHP’nin başına geçti ve ilk yerel seçimde tartıya çıktı. Hem kendi kaybetti hem SHP’ye kaybettirdi. Baykal iki partinin birleşmesiyle çok istediği liderlik koltuğuna oturdu. Kaç seçime girdiyse hepsini kaybetti. Hatta koca partiyi barajın altında bırakarak tarihe geçti. Bu kez de Baykal gidince CHP’nin iktidara geleceğine inanıldı. Kaset darbesiyle gitti Kılıçdaroğlu geldi. Sonuç, yine hüsran.

POLİTİK ÇİZGİDE Mİ SORUN

Başka bir grup da sorunun partinin verdiği mesajlardan kaynaklandığı görüşünde.

-Parti daha çok Atatürk mesajı vermediği için kaybetti.

Muharrem İnce önceki seçimde bu mesajı fazlasıyla vermişti ama yine olmadı.

-Parti kesinlikle milliyetçi bir çizgiye meyletmeli.

İYİ Parti milliyetçi bir parti ama oylarını artırmak bir yana düşürdü.

-Parti kesinlikle tümüyle sola direksiyon kırmalı.

Sol kimlikli pek çok parti seçime girdi. Hiçbir umduğu oyu alamadı.

Demek ki sorunlar çok çeşitli ve oldukça çetrefilli.