Miyase İlknur

Son devrin mazlumları: Osman Kavala örneği

25 Ocak 2025 Cumartesi

Erdoğan ve bilumum siyasal İslamcının ideoloğu olan Necip Fazıl, Atatürk dönemini dindarlara zulüm uygulamakla eleştirdiği kitabının adını “Son Devrin Din Mazlumları” koymuştu. Zulme uğradığını iddia ettiği mazlumlar da Vahdettin, Şeyh Sait ve Menemen katliamının azmettiricisi Şeyh Esat Efendi falan. Necip Fazıl’ın bendeleri şimdi iktidarda. Onların yarattığı mağdur ve mazlumların isimlerini sıralasak kitap değil ansiklopedi bile yeterli gelmeyebilir.

Bizim gibi demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yerleşmediği, hele de sık sık darbelerle kesintiye uğradığı bir ülkede her devrin muhalifleri kendine göre bir mazlumlar listesi oluşturabilir. Sonra bir de bakmışsın ki bir devrin mazlumları iktidara geldiğinde zalim, muhalifleri de mazlum oluvermiş.

AKP iktidara geldiğinde yıllarca “Müslümanlara zulüm ettiler” tiradını sakız gibi çiğnedi. İktidarını FETÖ’nün de yardımıyla pekiştirdiğinde bu kez kendileri kitlesel mağduriyetler yarattı. Ergenekon mağdurları, 28 Şubat davası mağdurları, Barış akademisyenleri mağdurları, “Seni başkan yaptırmayacağız” mağdurları ve tabii Gezi mağdurları. Say say bitmez. Bir de bireysel mağduriyetler var ki hepsinin ismini saymaya bizim köşe yetmez. Bireysel mağdurlar denince Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden, Selahattin Demirtaş, Selçuk Mızraklı, Selçuk Kozağaçlı ilk akla gelenler.

Bir iş gezisi nedeniyle yazıyı hafta ortasında yazmaya başlamıştık. Henüz Ümit Özdağ tutuklanmamıştı. Ama bize yazıyı yeniden yazdıracak hamleler ardı ardına geldi. Öyle anlaşılıyor ki Saray ikinci Ergenekon sürecini başlatmaya ant içmiş. Eğer bu tutuklamaların ve soruşturmaların arkası gelirse mağdurlara ve mazlumlara yenileri eklenmiş olacak diye cümleyi bağlamıştık ki hooop Ayşe Barım bitmiş kapanmış Gezi davasına dahil edilerek tutuklandı. Bence arkası da gelecektir. Ayşe Barım’ın şirketiyle çalışan ve Gezi Parkı’ndaki eylemcileri ziyaret eden sanatçıları da kattın mı işlem tamam. Tekelcilikle başlayan suçlamalar bir şekilde Gezi’ye bağlandı.

Güya bu yazıyı Osman Kavala’nın haksız, hukuksuz yargılama süreci tutuklanması üzerine yazacaktık. Niye sadece Osman Kavala diye sorulacaktır belki. Birinci nedeni bu dönemin en ekstrem, en akıl almaz yargılama süreci Osman Kavala’nın dosyasıydı. İkinci nedeni hafta başında elimize ulaşan bir kitap. Kavala’nın eşi Ayşe Buğra ile Asena Günal’ın derlediği “Bir Dava Hikâyesi: Osman Kavala’nın Yedi Yılı” adını taşıyan kitapta yargılama sürecinde yaşanan, yaşatılan hukuksuzluklar silsilesi ayrıntılı bir şekilde anlatılarak unuttuğumuz ya da dikkatimizden kaçan ayrıntıları bize anımsatıyor.

Bu dönemin siyasi hınç nedeniyle ceza kestiği Osman Kavala’nın davası gelecekte hukuk garabeti olarak nesilden nesile aktarılacak bir örnek.

MESELE GEZİ DEĞİL HÂLÂ ANLAMADINIZ MI?

Sokağa çıkıp rastgele vatandaşa sorsak Kavala’nın hangi suçtan dolayı hapiste olduğunu bilen biri çıkmaz. Çünkü Kavala’ya yöneltilen suç isnatları sürekli değişti ve adeta suç kokteyline dönüştü. Sonunda suçu Gezi Direnişi’ne destek olmaya bağlayıp kararı verdiler.

Gezi Direnişi ile Osman Kavala’nın nasıl bir ilgisi olduğuna dair tek bir ip ucu ve kanıt yok. AKP yargısı için zaten olmasına gerek de yok. Kavala’nın tutuklanmasının asıl nedeninin Gezi davası olmadığını da birkaç ay önce İmralı postacısı Ali Kemal Özcan, bir söyleşisinde anlattı. Meğer “Seni başkan yaptırmayacağız” sözlerini Selahattin Demirataş’a telkin eden kişiymiş.

Bu devrin mazlumlarına yenileri eklenmeden iyisi mi biz yazıyı noktalayalım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

TÜSİAD’a efelenmek 15 Şubat 2025
Eceli gelmiş iktidar... 1 Şubat 2025

Günün Köşe Yazıları