Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Mea Culpa ve Sonuç
SIRA artık olan biteni iyi tahlil edip doğru sonuca varmaya gelmiştir. Elbet bir Köroğlu destanı ya da Silivri iddianamesi gibi uzatmadan, günlük bir gazetenin köşesinde olabileceği kadar. Ama, dürüstçe, Katolik dünyasının günah çıkarma duasından bütün Batı dillerine geçmiş bir deyimle “mea culpa”nızı yaparcasına günahkârlığınızı kabul ederek işlediğiniz suçu ve yaptığınız yanlışı kabul etmek pahasına. Bizdekinin aksine, bunun tövbeyle veya özürle onarılacak bir yanı yoktur. Günah işlenmiş ve defterinize işlenmiştir. Gerisi, sizle yaradan arasındadır ve onarım, eğer mümkünse, bütün yaşamboyu sürecektir.
Sayın Başbakan henüz “mea culpa”sını yapmış sayılmaz; sonucun onarımını kabine ve parti arkadaşlarının iyimser ve iyi yürekli konuşmalarına bıraktı ve Ankara’ya dönüşünden beri, sanki hiçbir şey olmamış gibi, bundan sonra da karşılama törenleri ve MYK konuşmalarıyla eski tutumunu sürdüreceğe benzemekte.
Oysa, olup bitenler, daha doğrusu bitmeyenler, Topçu Kışlası ve büyük AVM hikâyeleriyle hep Sayın Başbakan’ın inisiyatifinden kaynaklanmıştır ve vebal “çapulcular”ın “vandalizmi”nin sonuçlarını sayıp dökmekle dengelenecek türden değildir. Bugünün çağdaş demokrasi ülkelerinde bunun vebali ancak “istifa”yla ödeniyor. Çünkü o kırıp döküşler, ziyanlar ve toplumun çeşitli kesimlerini birbirine düşürüşler dahil her şeye bir büyük siyasal yanlış sebep olmuştur ve dünyanın her yerinde demokratik sistem sorumlu hükümeti bunun kefaretini yüklemeye zorlar.
Peki, öyledir diye ve “ana muhalefetin hali pürmelali” belli olduğuna göre, ille bir hükümet krizi yaratmak ve ekonomiyle dış ilişkiler konjonktürlerinin az çok elverişli denebilecek zeminini heba edercesine bir büyük ulusal keşmekeş mi yaratılmalıdır?
Hayır, tam tersine, soğukkanlılığın, akılcılığın ve sağduyulu davranışın zamanıdır şimdi. Sayın Başbakan “yüzde elli çoğunluğun moralini düzeltme mitingleri” peşinde koşmak yerine, kabine ve parti arkadaşlarının ağızlarından değil, kendi ağzından yürekli ve içtenlikli bir konuşmanın ardından normal devlet işlevlerine dönmelidir.
Ama, Türkiye Cumhuriyeti’nin \tBaşbakan’ına yakışacak olan, önce büyük siyasal yanlışın kefaretini kendi iradesiyle istifa ederek ödedikten sonra, dersini almış olarak kollarını sıvayıp onarım ve kalkınma işlerine yeniden girişmektir.
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu