Federasyon başkanımız istifa etti, hemen aday adaylarının isimleri çıkmaya başladı. Ama bakıyorum çıkan adayların hepsi eski kulüp başkanları. Çoğu da kulüplerini adeta iflaslara kadar götüren isimler. Ayrıca Avrupa’dan da bazı kişilerin adı geçiyor (Nasıl oluyorsa artık!). Yani akıl ve mantık alacak gibi değil ama ülkede federasyon başkanını 3 kulüp bir araya gelerek, Kulüpler Birliği’ni toplayarak, “Adayımız budur” diyerek, 126 delegeyi de etkileyip işi garantiye alarak başkanı seçtiren bir sistem var ülkede!.
Bu düzen, en son 2006’daki seçim gibi seçim Ayhan Bermek-Haluk Ulusoy çekişmesinden sonra, yıllardır aynen devam ediyor. Yani TFF Başkanı seçimle değil, ‘seçin’le geliyor. Bu sebeple de tabii ki kendisini seçen kulüplere karşı büyük bir otorite zaafı yaşıyor ve bunun zararını da Türk futbolu yaşıyor. Sonucunda da kulüp takımlarımızla, milli takımımız Avrupa’da ve dünyada yerlerde sürünüyor. Her geçen gün de milletimiz milli heyecanını kaybederek futboldan soğuyor ve uzaklaşıyor.
Şimdi buradan devletin en yüksek kademesi olan ve futbolu seven sayın Cumhurbaşkanından başlayarak tüm spor ve futbol yöneticilerine, medya mensuplarına, başta 4 büyüklerin başkanları ve diğer tüm lig takımları başkanlarına ve tüm delegasyona sesleniyorum. Arkadaşlar artık bu düzeni bırakalım ve Avrupa kulüplerinde çok misalini gördüğümüz eski futbolcularımızı göreve davet edelim. Aynı Platini, Beckenbauer, Uli Hoeness, Karl-Heinz Rummenigge vb. gibi.
Şimdi bunu düşünerek, aklıma hemen hemen herkesin evet diyebileceği bir TFF Başkan adayı geliyor: Zekeriya Alp. Futbolculuk kariyeri, bilahare kulüp ve federasyon yöneticiliğiyle, sonra MHK Başkanlığı ve bunların yanında tahsili, kültürü, iş dünyasındaki üstün yeriyle, düzgün karakteri ve aile yapısıyla, en önemlisi tüm kulüplerin güvenini alabilecek kişiliğiyle, benim adayım Zekeriya Alp’tir.
Bir de yanına eski futbolcularımızdan G.Saraylı Cüneyt Tanman, F.Bahçeli Oğuz Çetin, Trabzonlu Lemi Çelik veya Hami’yi alıp, bu ekibe vasıflı kulüp yöneticileriyle, spor-futbol hukukunda ve ekonomisinde, hatta medyadan bazı tecrübeli isimlerle güçlendirip bir TFF yönetimi kursak... Bu yönetim, futbol akademik kariyerleri üst düzeyde bir araştırma-planlama-eğitim-denetim yani APED’i oluşturur ve asgari 3 yıllık bir reform paketini hazırlarsa, işte o zaman Türk futbolu uzun yıllardır yapılamayanı yapar ve başarılı bir geleceğe adım atar.
Netice olarak, ülkemizde futbol tekrar özlenen ilgiye, milli takımımız da eski zamanlardaki gibi milli duygularla izlenmeye sahip olur.