Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dünyanın Yeni 'Mandela'sı...

01 Nisan 2012 Pazar
\n

\n

Festivallerin sevilen filmi The Lady / Leydiyi yeni gördüm… \n

\n

Bu Demir Leydideğil tabii… \n

\n

Bu leydi başka leydi… \n

\n

Bugün Myanmarda yapılan seçimlerle parlamentoya ilk kez adım atacak olan ve yaşamının son 20 yılını ev hapsinde geçiren,dişi MandelaAung San Suu Kyiden söz ediyorum… \n

\n

Fransız yönetmen Luc Bessonun Leydiadıyla beyaz perdeye aktardığı yeni Mandela serüveni, Myanmarın özgürlük savaşçısı Aung San Suu Kyinin yaşamını anlatıyor. \n

\n

Ufacık tefecik içi dolu turşucuk bir kadın… \n

\n

Her daim beyaz orkidelerle toplanmış siyah saçları, ince, kırılgan, dişi vücudu ve geleneksel giysilerine bakıldığında dünya çapında bir siyaset savaşçısından çok, egzotik havayollarının Uzakdoğulu hosteslerini andırıyor… \n

\n

Ancak San Suu Kyinin bu aldatıcı fizyonomisi ardında, dünyanın en acımasız askeri diktatörlüklerinden biri olarak anılan ülkesinin bükemediği bir irade bulunuyor. \n

\n

İşte bu çarpıcı tezatı anlamak ve dünyanın şu ara yoğun ilgiyle takip ettiği Myanmar seçimlerinin arka planını çözmek için gittim Leydiye… \n

\n

Efsanenin doğuşu\n

\n

Bessonun filminde Mandelalıkhali, aslına bakarsanız Aung San Suu Kyinin başına geliyor… \n

\n

Bir nevi Aung San Suu Kyi, MyanmarınMandelası olmaya maruz kalıyor. \n

\n

Myanmarın 40lı yıllardaki bağımsızlık savaşçısı ulu önderAung Sanın kızı olan Suu Kyi; İngiliz eşi ve oğullarıyla birlikte Londrada kendi halinde bir ev kadını hayatı yaşarken annesinin rahatsızlığı nedeniyle birdenbire uzun süre uzak kaldığı ülkesine dönmek mecburiyetinde kalıyor… \n

\n

Dönüş o dönüş… \n

\n

Aung San Suu Kyi, Myanmardan adımını bir daha dışarı atamıyor… \n

\n

Önce hastalık, annenin ağırlaşması filan derken ülkenin (8 Ağustos 1988 tarihi itibarıyla) “8888” diye anılan 80lerdeki büyük öğrenci isyanı patlak veriyor...\n

\n

Aung San Suu Kyi; Myanmarın bu tarihi isyanını, sadece annesinin tedavi edilmekte olduğu hastanede, hastane koridorlarında hasbelkader karşılaştığı yaralılar yoluyla izliyor…. \n

\n

Hastane çıkışı,büyük önderin kızınıevinde ziyaret eden kanaat önderleri, kendisinden destek talep ediyor. \n

\n

Giderek yoğunlaşan bu ev trafiğinin artmasıyla, Myanmar cuntası; Aung San Suu Kyiyi devre dışı bırakmak için, o güne dek ulusun kurucu liderinin kızıdiye bilinen kadını yirmi yıl sürecek ev hapsine mahkûm ediyor. \n

\n

Londradaki eşin de yardımıyla bunun üzerine harekete geçen Nobel komitesi, Aung San Suu KyiyeNobel Barış Ödülünü veriyor. \n

\n

Aung San Suu Kyinin liderleşmesi”; bundan sonra oluyor. \n

\n

Rangun kentinin romantik İnya Gölü kıyılarında, köhne bir kolonyal evde bir başına yaşayan Nobelli San Suu Kyinin efsanesi ülkeye yayılıyor...\n

\n

Asker baskısı altındaki halk, Suu Kyinin adını telaffuz etmeye çekindiğinden parola olarak kısaca leyditabirini kullanıyor. The Lady başlığı bundan… \n

\n

Luc Bessonun Aung San Suu Kyi tiplemesi baştan sona böyle bir başa gelen çekilirportresi olmuş. \n

\n

Suu Kyi, payına düşen sorumlulukları sonuna dek yerine getiriyor. Ancak demokrasivaazları dışında, süreç içinde kadın liderin önderlik ettiği somut fikirlerle pek karşılaşmıyoruz…\n

\n

Filmde, bugün artık 67 yaşında olan özgürlük liderininentelektüel boyutuna ilişkin ele alınan başlıca tema, güçlü bir Gandhi hayranlığıyla sınırlı kalıyor. \n

\n

‘Rövanşizm istemiyorum’\n

\n

Myanmar generallerinin dahidemokratik açılımamecbur kaldığı yeni dünya şartlarında, geçen yıl Suu Kyi de sonunda ev hapsinden salındı... \n

\n

Batılı yaptırımlarıyla köşeye sıkışan cunta yönetimi, bir dizi reform yapmak zorunda kaldı. \n

\n

Siyasi tutuklular serbest bırakıldı. Sansür yumuşatıldı. Toplanma özgürlüklerinin önü açıldı. Asker güdümünde de olsa, ilk defa sivil görünümlü bir yönetim işbaşı yaptı. Turizmle, yabancı yatırımlar önündeki engeller çözülmeye başladı… \n

\n

Kimilerinin Myanmar baharıdiye adlandırdığı bu açılımve değişimsürecinde, ilk kez şimdi Aung San Suu Kyinin de katıldığı bir seçim yaşanıyor. \n

\n

Bugün yapılan seçimler aslında sadece parlamentoda boşalan 45 sandalyeyi doldurmak amacıyla düzenlenen bir kısmi seçim. \n

\n

Ama yarım asırdır ilk kez esengörece özgürlükhavası açısından önemli görülüyor. \n

\n

Parlamento sıralarında ilk kez oturacak olan Aung San Suu Kyinin gerçek Mandelalıkçapını, dünya bu seçimlerden sonra görecek… \n

\n

Aung San Suu Kyi bugünkü sınavı, şimdilik,demokrasiye geçişe doğru atılan bir ilk adımdiye tanımlıyor ve genel yönelim itibarıyla Ben rövanşizm istemiyorum!diyor. \n

\n

Demokrasiye geçişe doğru emekleyen veilk adımlarınıyeni atan bir ülkede; yaşamının 20 yıllık bölümünü kilit altında geçiren bir lider,geçmiş hesaplaşmalarvekin telkin etmekten böyle altını çize çize kaçınıyor. \n

\n

Türkiye gibi büyük birileri demokrasiülkesinden bakıldığında, başlı başına bu bile yeterince hayranlık verici.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları