Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tahran'la İlişkiler Nasıl Dibe Vurdu?

14 Ağustos 2012 Salı
\n

\n\n\n

İranla iplerin gerilmesi bundan iki yıl önce, yöre ülkeleriyle dört başı mamur bir balayı yaşarkenMavi Marmaraile başladı…\t

\n

Geçen nisanda bu köşede İranın bir sonraki rakibi Türkiye / Irans Next Rival Turkeyisimli bir makaleden söz etmiştim.

\n

Meir Javendanfar isimli tanınmış bir Ortadoğu analizcisi tarafından 2010 Haziranında kaleme alınan söz konusu makale, Erdoğan ve Ahmedinejad arasından su sızmadığı dönemde iki ülke arasındaki rekabetin alttan alta kaynadığına atıf yapıyor ve taa o tarihte iki komşuyu karşı karşıya getiren bu gizli çekişmenin, savaş boyutunavarabileceğinden söz edenlerin çıktığından dem vuruyordu.

\n

Javendanfarın çarpıcı ve bir o kadar da ürkütücü olan yazısından hareketle (Türkiye ile savaş olasılığından) ilk kez dini lider Hamaneyin torunu olan Farid al din Hadad Adel adında bir gazeteci bahsediyordemiştim: İranda öne çıkan bir isim olmamakla birlikte, müesses nizamın temsilcisi olarak dikkat çeken Hadad Adel, 2010 başında henüz ortada fol yokken Bundan sonra İrana karşı çıkarılabilecek tek savaş, Türkiye üzerinden çıkarılabilir!şeklinde iddialı bir kehanette bulunuyor. O dönem Ankara - Tahran ilişkileri günlük güneşlik olduğundan bu uğursuz kehaneti kimse ciddiye almıyor. Ancak birkaç ay sonra İsraille Mavi Marmarakrizi çıktığında işin rengi değişiyor. Erdoğanın Gazzede edindiği popülariteyi, İran hazmedemiyor. (Sağnak, Bermuda Üçgeni: Türkiye İran ve Suriye, 12 Nisan)

\n

‘Yeni bir bahis açıldı!’

\n

Bahar aylarından bu yana giderek tırmanan Türkiye - İran geriliminde krizin başlangıcı olarakMavi Marmaraya işaret edenlerden biri de şimdi, Ramin Cihanbeyoğlu. Cihanbeyoğlu;savaşsözünü ağzına almıyor ama diplomatik ilişkilerin donma noktasına sürüklenmesini kaçınılmaz bulunuyor.

\n

İstanbulda bir süre önce gö-

\n

rüştüğüm İranın ünlü muhalif düşünürlerinden Cihanbeyoğlu; İranın Mavi Marmaraolayından itibaren bilenişini Cumhuriyetokurları için çeşitli yönleri ve aşamalarıyla şöyle anlattı:

\n

1979 devriminden bu yana İran kendisini Filistinlilere model olarak sunmuş ve Ortadoğuda Filistinlilere yardım eden tek ülke olduğunu düşünegelmiştir. Mavi Marmara serüveni bunların hepsini, her şeyi değiştirdi. Ortadoğuda Filistin davasının tek temsilcisi olmak sevdasında olan İranlıların elinden bu oyunu aldı. Davos ve Mavi Marmaranın ardından Türkiye kendisini bölgenin büyük abisi olarak konumlandırdı. Mavi Marmaranın iki ülke arasındaki iplerin gerilmesinde ben de çok önemli bir rol oynadığını düşünüyorum.

\n

Tahranın evinzindanlarında siyasi tutuklu olarak yattığı dört aylık hücre hapsinden sonra Kanadada sürgünyaşamaya mecbur kalan ve halihazırda Toronto Üniversitesinde siyaset bilimi hocalığı yapan Cihanbeyoğlu, Türkiye İran ilişkilerinde yeni bir bahis açılmıştır!diye konuşuyor: Bu bahis, dostluğa doğru gitmiyor; araların açılması ve zıtlaşmaya gidiyor.

\n

‘Bizi Arap Baharı tokuşturdu’

\n

İki ülke arasında ilişkilerin dibe vurma anatomisi Cihanbeyoğlunun tespitleriyle şöyle:

\n

Arap Baharı Türkiye - İran ilişkiler dengesini tamamen altüst etti. Suudi Arabistanın yanında Türkiye, bu süreçte çok önemli bir oyuncu haline geldi. Türkiye ve İranın bölgeye sunduğu modeller, birbirine zıt. 1979dan beri bölge ülkelerine İranın satmaya uğraştığıdevrim modeli; (Arap Baharı sonucunda) Türkiyenin önerdiği süreklilik, refah, istikrar modelikarşısında tüm etkisini yitirdi. Devrim paradigması üzerine inşa edilen refah ve de Batı karşıtı modeli ile İran, Arap Baharının kaybedenioldu. Bu iki modelin kafa kafaya gelmesi kaçınılmazdı. Suriyedeki gelişmeler de buna tuz biber ekti.

\n

‘Dostane temasların sonu’

\n

Suriye İranın Ortadoğudaki son müttefiki ve son sığınağı. Lübnan ve Hizbullah için, Suriye bir sıçrama tahtasıEsad karşıtlarına Türkiye açık biçimde yardım ediyor. Esadın düşmesiyle İranın bu ülkedeki siyaseti ve bütün yatırımları iflas edecek. Hizbullah yitirilecek. Ankara ve Tahran arasında bu ciddi bir kaşıtlaşma anlamına gelecek. İranın Suriyeyi kaybetmesi demek, Lübnandaki gücü ile tüm bölgedeki gücünü kaybetmesi demektir. Bu da Ankara Tahran sürtüşmesini kaçınılmaz kılar. Türkiye, İran arasındaki dostane temasların hepsinin sonuna gelinebilir. En azından diplomatik düzeydeki dostluk temaslarının kesilmesi kaçınılmaz.

\n

‘AKP siyasetinin sonucu’

\n

Temasların giderek soğuması AKPnin yeni politikalarının sonucudur. AKP, Ortadoğuda yeni bir siyasete yönelmek istemekte. Bu, İranın ayrıcalıklarına karşı çıkmakla eşdeğer. Türkiye ve Suudi Arabistanın birlikte Ortadoğuya dönmeleri, İranla çatışmayı kaçınılmaz yapıyor. Suudi Arabistan, Ortadoğuda vaktiyle yalnızca bir petrolvepetrodolar gücüolarak var olmuş olan bir ülkeydi. Bir de Şiiler ve İrana karşı Talibanı desteklerdi. Riyad, artık yalnızca bunu Afganistan ve Irak düzeyinde yapmıyor; Taliban desteğini boydan boya Ortadoğuya yayıyor.Şii karşıtlığı kartını kullanan Suudiler; Selefilik ve Vahhabiliği böylece tüm bölgeye genişletiyorlar.

\n

Perşembeye devam.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları