Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir Hüzün ki...
Bir hüzün çöküyor yine. Hemen her temmuz ayında olduğu gibi. Bir şey başlıyor mu, yoksa yarım kalmış bir şey tükeniyor mu? Benim gibi gazeteci, edebiyatçı kişi düşünür durur. Yazmadığın ne kaldı ki. Zamana meydan okurcasına, yoksa zaman mı sana meydan okudu? Saklama yaşını, bilen bilir. İlhan Selçuk kızardı yaşından söz ettiğimde. “Okura ne senin yaşımdan? Önemli olan senin çocukluğundan bu yana sürekli elinden kalemi bırakmaman” derdi.
O kalem ki eskidi atıldı. Yerine geldi makineler. Bilmem makinelerle yazıldıkça yazılar epeyce bir anlam değişikliğine uğradı mı? Babalarımız eski yazıyı bir türlü bırakmamışlardı. Mürekkepli kalem en yeni dostlarıydı. Daktilolar çıktı da yazmak bambaşka bir nitelik mi kazandı ya da kaybetti?
Her yeni yazıya başlarken kendime vazgeç derim. Binlerce yazı masalarda uyukluyor. Bunlar bir zamanlar sözde görev yapmışlar. Hiç değilse bizim dünyamızı değiştirmek istemişler. Önüme seriyorum eski yazıları, yalnız başlıkları: “Bir İnsanı Tanımak”, “Söyleşi Derken”, “Hep Yeni Baştan”, “Bitmeyen Bir Savaş”, “Yaşam Denen Şey”, “Hüzünlendim Ben Yine” ...
Görüyorsunuz hep hüzün veren duygulanmalar. Yıllar geçti şu “hüzün” sözcüğünün Türkçe karşılığını bulamadım. Hüzün nedir? Tanımını da yapmak güç. Ağlamaklı bir şey değil. Göz yaşartmıyor. Ağlamak sızlamak yok. Hüzünlenmek nedir diye yazmak kolaya geliyor. Bilmem okur anlıyor mu bu senin duyduğun hüznü?
Hüzün diye dalıp gittim. Türkçesini bulamamışız. Belki de iyi olmuş. Dilimizde pek çok yabancı sözcük var. Arapçadan Fransızcaya, İngilizceye... Benimsemişiz, yeri geldiğinde kullanıyoruz babamızın malı gibi...
Bıraksam hüzünleneceğiz hepimiz. Oysa hüzün elimizi ayağımızı tutan yanlış bir davranışın belirtisi. Hüznü dillerimizden çıkartsak belki daha iyi olacak. Canlanmak, dirilmek, dayanmak, yaşamak varken niye kendimizi olmayan bir şeye kaptıralım? Mutluluk, coşku, sevgi, aşk yok mu? Yıkılsın hüzün, yok olsun gitsin. Bağımsızlığımızı yaşamak belki de hüzünlü denilen şeylerden kurtulmak olmalı...
“Hüzünlendim ben yine” demeden pencereyi kapıyı kapattım, gitsinler istedikleri yere, benden uzak olsunlar da...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu