'Emir Ali'den İmralı'ya'

08 Şubat 2013 Cuma

Bursa’nın merkez ilçesi Osman Gazi’nin adını taşıyor. Yalova yolundaki bir başka ilçe de Osman Gazi’nin oğlu Orhan Gazi’nin (1281-1360) adıyla anılıyor.

Marmara’nın doğusunu Osmanlı’ya katan Orhan Gazi’nin komutanlarından Emir Ali, Bizans döneminde “Kalolimnos” denilen adanın fatihi... Bundan ötürü adı ilk zamanlarda “Emir Ali”yken ilerleyen çağlarda “İmralı”ya dönüşen adanın sakinleri de Osmanlı Rumlarıydı...

Orhan Gazi çok merhametli, fakirleri koruyan ve yumuşak huylu olduğundan, Kalolimnoslular da Osmanlı egemenliğine huzur ve barış ortamında başlarlar. Marmara Denizi’ndeki 4. büyük ada (yaklaşık 10 km2) olmasına rağmen diğerlerinden daha kalabalık olan adada balıkçılığın yanı sıra başlıca tarım ürünü soğandı. Adanın bu canlılığı çağlar boyu sürdü. O kadar ki 1913 yılı belgelerine göre 250 hanesinde 1200 kişi yaşarken bir okul ve üç manastırıyla büyük bir Rum köyüydü...

 

Zaman içinde harabeye dönüştü

1924’teki mübadelede tümüyle boşalan İmralı’nın hemen tüm yapıları “metruk”laşma nedeniyle zaman içinde harabeye dönüştü. “Fahri Usta” adlı bir hükümlünün adadaki kilise kalıntısını “koğuş”a çevirmesiyle oluşan “İmralı Cezaevi”ne ilk gönderilen 50 tutuklu cinayet suçlularıydı. Derken Türkiye’nin ilk “yarı açık cezaevi”ne dönüştürülen tutukevi için 1937 tarihli Cumhuriyet Almanağı’nda deniyor ki: “Hapse mahkûm olan mücrimlerin, salah bulmuş birer vatandaş olarak yeniden hayata karışmalarını temine çalışan cumhuriyet hükümeti, İmralı Adası’nı bir numune hapishanesi haline getirmiştir.”

Nitekim buradaki tutuklulular 1960’a dek tarımla uğraşmış, hatta ürünlerinden elde edilen kazançtan da pay almıştır.

İmralı’nın siyasal kimliği ise 27 Mayıs 1960 yargılamalarında ölüm cezası verilen eski Başbakan Adnan Menderes ve dönemin devrik bakanları Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan’ın cezalarının burada infaz edilmeleriyle başlar. Naaşları bile 29 yıl İmralı’da kalır.

Şimdi de Abdullah Öcalan’dan ötürü “ayrılıkçı PKK terörü” gündemli “İmralı Görüşmeleri” adanın siyasi tarihine ekleniyor. Ne var ki bütün bunlar “Emir Ali”den 20. yüzyıl başlarına dek süren toplumsal tarihindeki “barış ve huzur yaşamı”na hiç yakışmıyor...

İmralı, tıpkı geçmişindeki gibi “asude bir köy” olmayı özlemle bekliyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları