Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Neden Çekemiyorlar?
Gezi Direnişi’nin başlangıcından bu yana bir ay geçti… bir düşünün; hangi eylem iktidarın “miting gündemi”ni de belirlemişti? Hangi direniş böylesi uzun süren “kızgın konuşmalar” yaratmıştı?
Denebilir ki bu direniş siyasetin “polemik gündemi”ni de belirledi. Sadece Başbakan değil, hemen tüm kurmayları da her fırsatta sözü Gezi’ye getirerek veryansın ediyor; her gün, her ortamda “çapulcu”ların ülkeye ve demokrasiye ne denli zarar verdiklerini dinleyip duruyoruz…
“Fraksiyon”suz eylem
Peki, Gezi Direnişi iktidardakileri neden böylesine çileden çıkardı? Yanıt çok kısa; “herkesin direnişe duyduğu hayranlık neyse, ondan..”
Eski eylemler genellikle belli bir siyasi eğilimin/ideolojik birlikteliğin gösterileriydi. Eleştirmek, hatta karalamak için bu dar siyasi kimlik yeter de artardı bile...
Şimdi ise ortada ne bir politik teşkilat, ne siyasi bir önder ne de “fraksiyon” dedikleri türden “örgüt”lenmeler var. Denebilir ki neredeyse 80 ilde birbirlerini tanımayan milyonlarca çapulcudan sokağa çıkan milyonlarcası tam bir ulusal birlik içindeler; karşı çıktıkları tek şey, iktidarın izlediği siyaset.
Buna bozulmasınlar da ne yapsınlar?
Sosyal medya
Gezi Direnişi’nin geçmişteki eylemlerle diğer farklarına gelince...
Sadece İstanbul’da değil, büyüklü küçüklü tüm illerimizdeki her türlü eylem ve gösteri için de yegâne örgütlenme aracı “sosyal medya”ydı. Politikayla ilgilenmediklerinden yakınılan her yaştan-görüşten kadın-erkek gençlerin-yetişkinlerin “tencere-tava” dahil tüm barışçıl eylem türleriyle eşzamanlı direnişe geçmelerinde, sadece bu haberleşmenin gücü, olağanüstü değil miydi?
Nitekim bu “şaşılası” durumun, şu seçim arifesinde beklenmedik oy oranları yaratabileceği endişesi iktidarı öylesine sarmaladı ki, Başbakan, “hararetli” konuşmalarında eleştiriden çok suçlamayı yeğledi; hâlâ da dozunu yükselterek sürdürüyor...
Direnişin ayrıntı, slogan, yaşanmışlık, söylem ve yakında umarım kapsamlı bir kitap olarak da derlenecek tüm anekdotlarında, yine geçmişteki gibi doğrudan siyasi sözlerin ya da ideolojik vurgulamaların bulunmaması, özellikle 12 Eylül sürecini yaşamış büyüklerin de bu eyleme duydukları hayranlığın başlıca nedenleri arasında...
O kadar ki aklı başında gazetelerde günlerdir sayfa sayfa yayımlanan “Gezi röportajları”, “Gezi anıları”, “Gezi sözleri”, “Gezi gözlemleri” vb yazıları herkes gülümseyerek okuyor. Hatta bu eylem sayesinde, son yıllarda unutturulan o güzelim “siyasi hiciv geleneğimiz”in yeniden filiz verdiğini söyleyenler var… Haksız da değiller.
İşte bu geleneği bile çekemeyen bir iktidarın, filiz verme bir yana, fidanlara ve hatta ağaçlara dönüşen, Sevgili Balbay’ın deyişiyle “Gezi (m)izahı” karşısında ne yapacağını şaşırması doğal değil mi?
Umuyorum ki “Gezi fıkraları”yla daha “özgürce güleceğimiz” günler de gelecek. Hem de çok yakın...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama