Gökova'da 'karşıdevrim'

01 Ağustos 2013 Perşembe
\n

Akyaka’nın betonlaştırılmasına karşı ‘toplumsal direniş’ doruğa yükseliyor

\n

İkisi de artık hayatta olmayan İlhan Selçuk ile Nail Çakırhan, derin dostluklarının yanı sıra “Akyaka âşığı” olarak nam salmışlardı.
İlhan Ağabey ilk fırsatta soluğu, Kıran Dağları’nın sarp yamaçlarından denize akan çam ormanlarının koyu mavi körfezle buluştuğu bu kıyı kuşağındaki
“cennet” Akyaka’da alırdı… Bir akşam demişti ki: “Her yer betonlaştı, sadece burası ranta direnerek güzelliğini korudu. Nedeni, doğayla uyumlu mimariden ödün verilmemesini sağlayan Nail Çakırhan’dır.”
“Yöresel mimari”yi ısrarla yaşatan alaylı mimar Çakırhan’ın aynı zamanda “şair ve devrimci” olduğunu da anımsatıp şunu eklemişti: “Zaten devrimci olmasa, bu mucize sağlanamazdı.” (1990’lar...)

\n

‘Çakırhan’ın köyü’

\n

İşte o gün bugündür ne Akyakalılar ve konukları ne de belediyeyi yönetenler ve koruma kurulu, bu efsanevi devrimcinin yarattığı “ormanla bütünleşmiş mimari” sevdasından vazgeçtiler. Öyle ki adı bile “Nail Çakırhan Köyü” olarak anılmaya başlanan Akyaka’da arazi fiyatlarının fazlalığına rağmen 40 yıldır 2 kattan yüksek yapıya kesinlikle izin verilmedi; kimi zaman ödün verilir gibi olsa da “halk engelledi…” Yapılar ile doğal doku arasında birbirini tamamlayan mimari karakter tüm binalarda gözetilerek herkesin hayran olduğu doğayla içi içe yerleşim ortaya çıktı.
Bu doku içerisinde
“apartman tarzı yapı”ların yükselmeye başlaması ise artık kimsenin aklına bile gelmiyordu... Ta ki Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB) peyzaj katili -Gökova Termik Santralı’ndan sonraki- ikinci “çılgın” projesine kadar..
Yılların
“çevre direnişi”ne bu büyük saygısızlık Cumhuriyet’in ilk haberinde (Özcan Özgür, 20 Haziran) özetle şöyle yer aldı: “ÖİB, ormanla içiçe yaşayan ve ‘Sakin Şehir’ unvanı da bulunan beldedeki 19 dönümlük Hazine arazisini pazarlama amacıyla 8 katlı apartmanlar planladı. Belediye Başkanı Ahmet Çalça, 2 katlı bahçeli yöresel mimariden ödün verilmeyen Akyaka’nın bu planla biteceğini söyledi.”
Bu görüş aynı zamanda Akyakalıların ortak düşüncesiydi; nitekim 25 Mayıs’ta “Akil Adamlar”ı protesto eden yaklaşık 300 kişi, ÖİB’nin imar darbesini de anımsatarak “Cennet Gökova’mızdan elinizi çekin” demişler; tüm yurt Gezi Direnişi’yle ayaktayken “Çakırhan’ın Köyü”nün sakinleri bu inanılmaz imar vahşetine karşı ayrıca yürüyüş yapmışlardı.
Geçen zaman içinde vazgeçilmesi beklenen karardan geri adım atılmayınca, siyasal ve sivil toplum, merkezi hükümetin bu
“inadı”na karşı ortak direniş cephesi oluşturdu. Kenan Gürbüz 11 Temmuz tarihli Devrim gazetesinde özetle şunları yazdı: “Aralarında Başkan Çalca, Muğla Barosu’ndan avukatlar ve CHP Menteşe Belediye Başkan Aday Adayı Hilmi Giresun’un da bulunduğu bir grup ‘Akyaka’na sahip çık, Akyaka’da betonlaşmaya izin verme; ‘Akyaka yeşildir yeşil kalacak’ yazılı pankartın önünde basın açıklaması yaptı.”
Rant planına dava da açan Belediye Başkanı Çalca diyor ki:
“ÖİB’nin kendi yetkisiyle imar planlarında yaptığı 8 kat değişikliğine, Akyaka’nın kültürel kimliğini yok edeceği için AKP’li milletvekilleri bile karşı!”
Doğal güzelliği nedeniyle
“Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edilmiş bir yerde böyle bir yapılaşmanın “skandal” olduğunu belirten katılımcılar, sonuna kadar mücadele edecekler...
ÖİB, bir belde ya da kentin imar düzeninde bu denli olumsuz değişimler yapmaya yetkili olabilir mi?
Başbakanlık kendine bağlı bir kuruluşun bu denli keyfi davranmasına göz yumabilir mi?
Halkın bu denli karşı çıktığı bir yapılaşma -adeta- zorla dayatılabilir mi?
Soruları alt alta sıraladıkça akla yine İlhan Selçuk geliyor... Akyaka’da kelimenin tam anlamıyla bir
“karşıdevrim” yaşanıyor. Bunu önlemekse, tıpkı Nail Çakırhan gibi devrimcilere düşüyor..
Gökova devrimcileri bekliyor.

\n

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları