Tarihsel Miras ve 'Sivil' Sorumlulukları

04 Ağustos 2013 Pazar

Sadece “vakit buldukça” okuduğum gazete sayfaları arasında bile “ekonomi”nin öncelik taşıdığından söz edemem…
Birinci sayfanın ardından ilgi alanıma -biraz da
“şovenist”liğim yüzünden- “kültür” sayfası, ardından “çevre” haberlerinin sıralandığı arka sayfa ve her biri aydınlanmanın makalelerine imza atan köşe yazarlarımız derken, elbette spora göz attıktan sonra bile sıranın ekonomiye gel(e)mediğini bilmem ki “ayıplanmadan” nasıl itiraf etsem...
Bunun tanımlanamaz bir cehalet olduğunu yüzüme vuracaklar elbette haklılar; ama emin olun bu tavrım sadece
Cumhuriyet’le sınırlı değil.
Örneğin ulusal ekonominin giderek ve hızla imar rantına tutsak edildiğini; siyasetin, parti örgütlenmesinden yatırım politikalarına kadar emlak sektörüyle bütünleştiğini;
“üretim yerine tüketimin; sanayi yerine pazarlamanın yeğlendiği bir ekonomiyle kalkınma” adına, yağmanın egemen olduğunu açıkça yaza(bile)n bir ekonomi sayfasını ara ki bulasın...
Hele
“tarihi miras”ımızı sadece “turistik pazarlama” kaynağı olarak değil, “kimlikli bir toplum” yaratma açısından da önemseyen bir ekonomi haberi ya da yazarı okuyanımız var mı?

\n

Sigortacılığın \töncüsü

\n

Yıllardır bu serzenişler içindeyken arkadaşımız Olcay Büyüktaş Akça’nın “Sigorta” köşesindeki geniş habere eklenen bir “kutu” yüreğime su serpti.
Sigorta şirketlerinin 2012’de kaç lira tazminat ödediklerini anlatan haberdeki
“Sigortacılık bu handa başladı” başlıklı kutuda, “Dünyada sigortacılık bilinmezken Anadolu’da 800 yıl önce Ağzıkarahan Kervansarayı’na gelen tüccarların Selçuklu Devleti tarafından sigortalandığı” anlatılıyordu! AA’nın haberinden derlenen bilgilere göre, 1231’de Alaaddin Keykubat döneminde yapılan Aksaray ilimizdeki kervansaraya ait belgelerde, tüccarlarla birlikte malları da “güvence” altına alınmış... (Cumhuriyet-30 Temmuz)

\n

Spordan sağlığa bin yıllar

\n

Tarihi kervansarayın resminin de yer aldığı “ekonomi sayfası”nı görünce düşündüm; acaba sigorta şirketleri ya da birlikleri, ticaret tarihindeki bu “eşsiz ayrıcalık”larını önemseyerek sigortacılığın başladığı Selçuklu kervansaraylarını “müze” işlevi de vererek neden restore etmez; bu muhteşem geçmişlerini neden dünyaya belgelemezler?
Sadece sigortacılarımız mı? Örneğin yabancı futbolculara inanılmaz paralar ödeyen
“tarihi” kulüplerimiz, yine Anadolu’daki dünyanın ilk spor yapıları, stadyumları olan antik “gymnasium”ları yaşatarak koruyup, bin yıllara uzanan geçmişleriyle neden övünmezler?
Benzer şekilde yine çağlar öncenin sağlık yapıları olan
“asklepion”ları, -ister devlet, ister özel- tıp fakülteleri neden sahiplenmez; Anadolu’nun bu efsanevi tarihiyle neden kucaklaşmazlar?
Bu zengin uygarlık geçmişimiz, aynı zamanda ilgili sektörlerimizin kendi miraslarıdır.
Olcay’ı ve elbette yazıişlerimiz ile sayfa sekreterini bu anımsatmalarından ötürü kutluyorum.
Tarihsel mirasımızı sivil unsurların da önemsediği gün bu ülkenin sahibi olmayı hak edeceğiz demektir...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları