Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Anayasaya Aykırı Düzenleme: Çoklu Baro - Hamdi Yaver AKTAN
Türkiye Barolar Birliğinin (TBB)
etkinliğini kırmak ve özellikle
üç büyük ilin (İstanbul-Ankara-İzmir) barolarını bölmek için düzenleme
gündemde. Düzenleme, büyük bir olasılıkla yasalaşacak. Söylenenler daha demokratik ve etkinliği
sağlama, rekabeti artırma vb. yönünde.
Gerçek bir türlü
açıklanamıyor; tıpkı 2010 ve 2016’daki anayasa değişikliklerinde olduğu gibi!
Söyleyelim: Özellikle üç büyük
baroyu parçalayıp her birinden
onlarca baro çıkarıp “yandaş” barolar oluşturmak arka
planda yatan düşünce! Niyet okuma yaptığımız sanılmasın, görülecek, bundan önce
olduğu gibi! “Ölüler mezardan kaldırılacak” söylemiyle anayasa değiştirilirken yazmıştık. Haklı çıktık!
KAMU HİZMETİ
Avukatlık mesleği “kamu hizmetidir”. (1136 sayılı Avukatlık Kanunu m.1) Yargının kurucu unsuru olan avukatlık (m.1/2) bağımsız ve yargı görevi yapmayı içermektedir. (Türk Ceza Kanunu m. 6/1-d) Avukatlık Kanunu’nda avukatlar, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmakla yükümlü kılınmışlardır. (m.76/1) Aynı yasada Türkiye Barolar Birliği’nin kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olduğu açıklanmaktadır. Anayasa da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını koruma altına almaktadır. (Anayasa m.135)
Avukatların/baroların hukukun üstünlüğünü, insan haklarını
savunmakla yükümlü olmaları nedeniyle anılan görevlerini yerine getirmeleri “siyaset yapma” olarak nitelenmektedir ne yazık ki!
Oysa siyaset
yapmaları kesinlikle yasak olanların Cumhuriyete, kurucu değerlere, Mustafa
Kemal Atatürk’e, muhalefet partilerine vb. siyasal söylemli hakaretlerin “ifade özgürlüğü”(!) olarak görüldüğüne tanık olunmakta.
DOLAYLI İHLAL
Avukatlık mesleğinin yerine getirilebilmesi için baro kaydı zorunludur. Çoklu baro geldiğinde
hiç kuşku olmasın, her siyasi görüş
her inanç ve hatta her etnik grup üç büyük kentte kendi barosunu kurmak
isteyecektir. Avukatın baroya kaydının zorunlu olması gözetildiğinde tercih ettiği baroya göre avukat, felsefi görüşünü, inancını, bağlı olduğu etnisiteyi
dolaylı da olsa açıklamış olacaktır.
İfade özgürlüğü kimi zaman giyim-kuşamla, üye olunan tüzel kişilikle,
sivil toplum kuruluşuyla vb. açıklanabilir. Gönüllü olarak yapılması halinde ulusal ve evrensel hukukun koruması
altındadır. Ne var ki zorlama
yapılamaz. Çoklu barolarda, Türkiye pratiğinde her zaman görüldüğü üzere, siyasal tercihlerin öne çıkacağının kesin olması ve
avukatın da baroya kaydının zorunluluğu karşısında avukat inancını ve felsefi görüşünü zorla açıklamış olacaktır.
Oysa Anayasa “Her ne sebep ve
amaçla olursa olsun kimse,
düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz” (CM. 25/2) hükmünü
getirmektedir.
FETÖ PROJESİ
FETÖ/PDY’nin güçlü olduğu dönemde örgüt üyesi yargıç/savcıların görev yaptıkları mahkemelerde aynı örgüt
üyesi avukatların yurttaşlarca arandıkları bilinmektedir. Düzenlemeyle aynı
durumun tekerrür etmesi olasılık içindedir.
Üstelik anayasaya aykırı
olacağı biliniyorken!
YARGITAY ONURSAL DAİRE BAŞKANI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- ABD basınından Esad iddiası