Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bilginin, Aklın, Bilimin Değeri - Prof. Dr. Sevgi ŞAHİNTÜRK
2020 yılının
ilk aylarından beri tüm dünya olarak hayli tuhaf bir durumun içindeyiz. Bu duruma yol açan şey, günümüz koşullarında ortaya çıkan yeni bir olgudur. Yaklaşık
beş aydır dünyanın her yerinde ana gündem, bazen de tek gündem haline gelen, gözle göremediğimiz bir “yarı canlı”nın yüzyıllardan beri bu
gezegene egemen olmuş insanı tehdit ediyor olması olgusu.
Konunun uzmanı bilim
insanlarının “Covid-19” diye
adlandırdıkları bu “yarı
canlı”nın yaptığı etkiyle oluşan “yeni
bir durum”un içindeyiz. Kendimizi birdenbire içinde bulduğumuz bu durum öyle göründüğü gibi pek de birdenbire ortaya
çıkmadı aslında. Bunun gelişini gösteren
belirtiler vardı çoktandır. Filozoflar, bilim insanları, araştırmacılar,
ozanlar, sanatçılar böyle bir
olgunun gelmekte olduğunu duyurmaktaydılar öteden beri.
ÖNCELİK "FAYDA" OLUNCA...
Ne var ki asıl anlamda bilime, yaşam ve değer bilgisine ve etik
bilgiye olan kayıtsızlık, açık belirtilerle yaklaşan bu gelişi görmeye engel oldu. Bunda, bilimin, “bilgi”nin, esas anlamından koparılmasının, bu kıymetli etkinliğin
insan ve yaşam için, dünya için anlamının unutulmuş olmasının da büyük payı vardır.
Çoktan beri bilim,
amacına uygun bir etkinlik olmaktan çıkmış, bilginin değeri, “doğruluk-yanlışlık” niteliğinden çok “fayda”
ölçüsüyle belirlenir olmuştur. İnsanın bilim ile ilişkisi, bilgi ile bağı
sorunlu bir hal almıştır.
Tuhaftır ki gözle
görülemeyen bir “yarı canlı”nın etkin hale
gelmesiyle bilimin değeri ve onun ürünü olan “bilgi”nin asıl işlevi hatırlanmaya başladı. Bilginin aslında insan
için, yaşam için olduğunun, anlamının ve değerinin
burada yattığının yeniden farkına
varılmaya başlandı.
Burada “insan için, yaşam için” ifadesinin, sadece insanı merkeze alan
ve onun dışında kalan her şeyi, canlı cansız ne varsa diğer varlıkları araç kılan bir anlam taşımadığını özellikle
belirtmek istiyorum. Bugün karşı karşıya kaldığımız bu olgunun çıkışında ve içine düşülen durumun oluşumunda, insanın, “kendini bilme” görevini ihmal edişinin, kendini bilmeye
neredeyse hiç istekli olmayışının büyük payı olsa gerek.
"KENDİNİ BİL"MEK
İnsanın böyle bir bilgiye, “kendi”
hakkında bir bilgiye varabilmesinin yolu, yüzyıllardan beri söylenegelmiş olduğu gibi, felsefeden geçer. Bu noktada, ancak felsefe
yaparak varılabilecek bu bilginin, hemen herkesçe bilinen “kendini
bil!” sözüyle işaret edilen
bu kıymetli bilgiye varmanın insan için bir anlamda ödev
olduğunu ve onun her tür bilgiden öncelikli
olduğunu ayrıca vurgulamak gerekir.
Bugün “bilgi”
dendiğinde aklımıza ilkin, bilim gelmektedir. Bu doğaldır ve iyi bir şeydir
elbette. Bilimin, günümüzde hayli artmış çeşitleriyle bilimlerin yaşam için vazgeçilemezliği, günlük yaşamda sağladığı faydanın önemi tartışılmazdır. Her ne kadar bugün aşırı uzmanlaşmanın
getirdiği kimi sıkıntıları barındırıyorsa da bilim(ler) insan ve yaşam için elzemdir.
Ne var ki bugünkü
anlama biçimiyle bilim,
bilgiyi, bilginin insanla olan bağını, kısaca “bilginin
anlamı”nı ne ölçüde ifade
edebilmektedir acaba?
Aşırı uzmanlaşmayla çok parçalı bir hal alan ve bir anlamda kavramsal bütünlüğünü yitiren bilimin ve aklın yeniden özüne uygun hale getirilmesinin ve yaşamda etkin kılınmasının elverişli bir çıkış yolu olduğu açıktır. Bu bütünlüğün kuruluşunu sağlayacak şey de felsefe ve felsefi eğitimdir.
BİLİMİN ÖNEMİ ORTAYA ÇIKTI
Bugün kapıya dayanan ve yaşamı tehdit eden tehlike, bilginin, bilimin ve aklın insan için, insan yaşamı için ne denli önemli olduğunu, insanın var olabilmesinin temel koşullarından olan bilimin, asıl amacına uygun şekilde işlev görmesinin önemini ortaya koymaktadır. Bundan dolayıdır ki son günlerde kimi televizyon programlarında bilim insanlarına daha fazla yer verildiğini, “bilgiye, bilime ve akla” dayanmanın gerekliliğinin daha sık dile getirilebildiğini görmekteyiz.
İçine düştüğümüz mevcut durumda bilginin, bilgiyi üreten alanlar olarak bilimlerin (doğa bilimleri, sağlık bilimleri, uygulamalı bilimler, eskiye oranla daha fazla vurgulanarak insan ve toplum bilimleri) öneminin belirtilmesi çok sevindirici ve umut vericidir.
GİZLİ ÖZNE FELSEFE
Ancak, bilginin, aklın ve bilimin öneminin isabetle hatırlandığı
bu sıkıntılı günlerde felsefenin, tüm bilgi alanlarına kaynaklık edebilen
felsefenin de hatırlanması, dahası öncelikle hatırlanması çok faydalı olabilir.
“Bilgi dostu”
olmanın öz anlamını ifade
eden, Aristoteles’in binlerce yıl önce “biricik özgür
bilim” diye belirlediği ve adına “ilk felsefe/prote philosophia”
dediği bu eşsiz bilgi alanından da yardım almak uygun bir yol olabilir.
Kendine
özgü düşünme, soru sorma,
olanları bütününde “görme”, anlama ve yorumlama,
kavramları açık kılma özellikleriyle
diğer bilgi alanlarına temel olabilen, onları besleyen bu bilgi alanının göreceği işlevi işe koşmak bu sorunların çözümünde yol gösterici olabilir.
Nitekim yaklaşık son elli yıl içinde, “uygulamalı bir etkinlik” alanı (“felsefi danışmanlık”) olarak felsefenin günlük yaşamdaki yerini teslim eden çalışmaları, “teorik” olduğu kadar “pratik” de olan, pratikteki işlerliğini benzersiz “theoria”/düşünme gücünden alan, böylece yaşam sorunlarıyla doğrudan ilgili bir etkinlik alanı olarak iş görebilen felsefeye dönüş çabalarını görmekteyiz.
Felsefenin ne denli yaşama, yaşam sorunlarına yönelik bir bilgi alanı olduğunu filozoflar
yüzyıllardan beri göstermeye çalışmışlar. Öyle görünüyor ki bugün felsefeye özel olarak daha fazla ihtiyaç var. Yaşama
uğraşının olmazsa olmazı olan bilgi ve eğitim işinde felsefeden uzak kalmamak,
onun işlevini etkin kılmak, yaşamda sağlayacağı katkıya daha fazla yer açmak önemli görünüyor.
PROF. DR. SEVGİ ŞAHİNTÜRK
MALTEPE ÜNİVERSİTESİ
FELSEFE BÖLÜMÜ
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu