Kemalizme Adanmış Bir Yaşam: Metin Aydoğan - Çağdaş BAYRAKTAR
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Kemalizme Adanmış Bir Yaşam: Metin Aydoğan - Çağdaş BAYRAKTAR

18.06.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Başta Türkiye Üzerine Notlar”, Yeni Dünya Düzeni, Kemalizm ve Türkiye”, Bitmeyen Oyun” olmak üzere, yazdığı kitaplarıyla tanınan aydınlanma devrimlerinin yılmaz savunucusu Metin Aydoğan’ı, geçirdiği bir kalp krizi nedeniyle kaybettik.

Derin bir uğultu. Her aydınımızı kaybettiğimizde hissettiğimiz aynı, hissettiğimiz bu.

Türkiye Cumhuriyeti’ni çok güzel yürekli insanlar kurdu. O yüzden ki her saldırıya rağmen halen yaralı da olsa ayakta. Her saldırıya rağmen Türkiye Cumhuriyeti yaralı da olsa halen ayakta, çünkü sonrasında da güzel yürekli insanların mayası var Cumhuriyetin katığında…

İDEOLOJİSİ HAYATI, HAYATI İDEOLOJİSİ

Bir insanın ideolojisi, hayatıdır” denir. İşte onlardan birisidir Metin Aydoğan... Varlık içinde çok başka bir hayat yaşayabilirdi. Elinde mimarlık gibi bir mesleği vardı. İstese Uğur Mumcu’nun dediği gibi diplomasını mor binlikler getiren birer senet gibi kullanır, yazlık-kışlık katları ve arabaları” olurdu. Ama onun yüreği de vatanı için attı, Cumhuriyet değerleri için attı; Yüreği işçiyle, köylüyle attı”, her Kemalist aydın gibi yaşamının en güzel yıllarını bir taze çiçek gibi topluma verdi”. 

GENÇLERDE KEMALİZM DUYARLILIĞI YARATTI

Bir fikri savunurken o fikri sağlam temellere dayandırmak ve o fikri savunmanın, tarihsel süreçteki haklılığın özgüvenini okuyucuya aktarmak hem zor hem de önemlidir. Metin Aydoğan’ın kitaplarının son kısmında okuyucu notları vardır. O notları okuduğunuzda, Aydoğan’ın bu aktarımı başardığını; Tekirdağ’dan Van’a, memurdan işçiye, köylüden askere her bölgede her kesimin yüreğine ve aklına dokunduğunu görürsünüz.

Kitaplarında merkeze koyduğu ulusal bilinç” ve örgütlü mücadelenin, Kuvayi Milliye ruhunun, Anadolu’nun her karışında karşılık bulduğunu da...

Üstelik yalın bir anlatımla, ustaca...

Birçok kişiye Kemalizmi öğretmiş, birçok kişiye Kemalist olduğunu fark ettirmiştir kitaplarıyla. Yolu Kemalizmle kesişmiş olup da gözü onun bir kitabına ilişmemiş kişi çok azdır. Evet, onlarca yayınevinden onlarca kez baskı yapan onlarca kitap yazmıştır. Fakat hiçbir yayınevinden kitapları için para almamış, onun yerine kitap istemiş, bu kitapları da başta liseli ve üniversiteli öğrenciler olmak üzere gençlere dağıtmıştır.

Yazarlık hayatı boyunca bu biçimde dağıttığı kitap sayısı yaklaşık 150 bindir. Azımsanmayacak bir kısmını bizzat kendi kargolamış, sonrasında da kitapların ulaşıp ulaşmadığının, hatta okunup okunmadığının takibini yapmıştır.


‘ATATÜRK VE TÜRK DEVRİMİ’ İÇİN ÖDENEN BEDEL

Kendi hayatını anlattığı kitabında bile “ben” demek yerine “Ben ve Ülkem” demiştir. En aykırı görüşteki kişilerle tartışırken bile nezaketini korumuş, eleştirileri her zaman dikkate aldığı gibi fikrini değiştirecek nitelikte bir eleştiri aldığında bundan memnun olmuş, bu memnuniyetini de karşı tarafa hissettirmiştir.

Başta organ yetmezliği olmak üzere çok ağır hastalıklar geçirmiş, öyle ki bazı kitaplarını sirozun pençesinde böbrek nakli beklerken hastanelerin acillerinde yazmıştır, tarifsiz ağrılar içinde. Hastanelerde kitabını tamamlamaya çalışırken kendisine uygun böbreğin bulunduğu bildirirdiğinde doktora ilk sorusu şu olmuştur: Bu nakil işleminin yaşamsal bir riski var mı? Doktordan aldığı “Vücudunuzun organı kabul etmemesi durumunda bir hafta içinde yaşamınızı kaybedebilirsiniz” yanıtı sonrası hissettiklerini ve yanıtını kendinden dinleyelim, hayret verici bir şaşkınlık içinde:

Yaşantım, kitaplarla o denli bütünleşmişti ki, organ nakli gibi bir kavram adeta belleğimden silinmişti. Bir süre tepkisiz kaldım. Beni arayan kişi, sessiz kalışımdan olacak, beş dakika içinde yanıt vermezsem, organın bir başka hastaya verileceğini söyledi…Organ bulunması ve kadavradan organ alınması, büyük bir şanstı. Verici, 23 yaşında bir gençti ve organ bulmak çok güçtü. Sıra bekleyen çok sayıda hasta vardı. Ve karaciğerim her an yetmezliğe girebilirdi

Karışık duygular içinde, şaşırıp kalmıştım. Kitabı bitirmeye az kaldığından, bu kitabın amaçladığım kuramsal çerçevenin son kitabı olduğu türünden sözler söyledim. Söyledim yerine geveledim desem herhalde daha doğru olur. Sonuç olarak organı başkasına vermelerini istedim. Hoca şaşırdı. Böyle bir yanıt beklemediği açıktı. 'Tamam Metin Hoca, hazır olmadığın anlaşılıyor, sen kitabını tamamla, biz sana başka karaciğer buluruz' dedi…

"BUNU NASIL YAPARSIN?"


Nakil için uygun karaciğerin çıkmasına karşın geri çevirdiğimi dostlarıma anlattığımda yaptığıma inanamadılar; ‘bunu nasıl yaparsın’ dediler. Yaşamı tehlike altındaki bir kişi olarak, davranışımın doğru olmadığının ayırdındaydım ve ilginçtir hiç de pişman değildim.

Ancak, daha ilginç olan, altı ay sonra ortaya çıkan gelişmeydi… Kitabı bitirmiş, baskıya hazır duruma getirmiştim. Önsözü yazmış, ön kapak resimlerini seçmiş, arka kapak yazılarını belirlemiştim. Bundan sonra geriye asistanım Aynur aracılığıyla dosyanın basımevine gönderilmesi kalmıştı…

Birçok kişiye inanılmaz gelebilir ama o akşam (25 Ocak 2006) telefon çaldı. Hastaneden aranıyordum. Uygun organ çıkmıştı ve ameliyat için hastaneye gelmeliydim. Söylenen buydu."

BİR ‘YANGIN’IN ARDINDAN...

Atatürk ve Türk devrimi”ydi o kitap, kafasında tasarladığı 10 kitaplık serinin sonuncusu.

Yaşadığı hayatı savunduğu ideolojinin birikimine dahil ettirebilmek kolay değildir.

İşte böyle bir Kemalisti, aydını, vatanseveri kaybettik. İnsana dayanılmaz gelen, yangının büyüklüğünden ziyade yangının denetim altına alınsa da tam anlamıyla sönemeyecek olmasıdır.

Metin Aydoğan’ın gidişi, işte böyle bir yangındır ve bizlere düşen görev, Kemalizmin kitaplaşmış ve yaşarken anıtlaşmış hali olan Metin Aydoğan’ı anlatmak, yazdıklarını genç kuşaklara aktarmaktır. Üstüne katarak...

Onun dediği gibi:

Emperyalizm var oldukça onun karşısında da Kemalizm her zaman olacaktır!

ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR


(Metin Aydoğan'ın cenaze töreni, perşembe(bugün) günü İzmir Karşıyaka'da, Bostanlı Beşikçioğlu Camii'nde ikindi namazı sonrası, sosyal mesafe kuralları çerçevesinde katılıma açık olarak gerçekleşecektir. Ardından cenaze Karşıyaka Doğançay Mezarlığı'na defnedilecektir.)

Yazarın Son Yazıları

Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025