Olaylar Ve Görüşler

Tonguç'un Beslendiği Kaynaklar - Yunus TEMİZ

23 Haziran 2021 Çarşamba

Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç, köy enstitülerinin öncüleridir. Tonguç kırsal kesimin yoksul çocuklarını kurtaran özgün eğitimin kuramcısı, uygulamacısıdır. Anadolu insanının zengin, bilgece imece anlayışının paylaşımcı, dayanışmacı özelliğini, işbirliğini, eyleme dönüştürmüştür. Buna ulaşmak için insanın arı gibi olmasını istemiştir. Tonguç’un esinlendiği yurtiçi ve yurtdışı eğitimcilerle, Atatürk Orman Çiftliği, halkevleri, Merinos gibi kurumlar arasındaki benzerlikleri inceleyelim...

Tonguç, Batılı eğitimcileri hem eleştirmiş hem onlardan yararlanmıştır. Kimlerden mi? Çocuğu merkeze alan, çiftçiliği bilen öğretmenler yetiştirilmesini, eğitimin uygulamalı olmasını, özgür insana ulaşmayı benimseyen John Dewey’den. Doğaya dönülmesini savunan Jean Jacques Rousseau’dan. Oyuna önem veren, karma eğitimi benimseyen Johann Heinrich Pestalozzi’den. Emek (iş) ve çocukların doğal yeteneklerinden yararlanılmasını savunan Georg Kerschensteiner’den.

ÖYKÜNEN BATICILIK DEĞİL

Tonguç, öykünen Batıcı değildir, araştıran Batılıdır. Gelişmiş Batı, eşsiz Doğu’nun sanat ve ekinini yoğurarak bizlere sunmaktadır. Muzaffer Sarısözen’nin türküleri, Âşık Veysel’in bağlaması, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun resimleri, ulusal ve evrensel olunabileceğinin kanıtlarıdır.

Tonguç, Osmanlı’da köy eğitimini başlatan İsmail Mahir ile İsmail Hakkı Baltacıoğlu’ndan yararlanmıştır. Nusret Köymenin Köy Okul Projesi’nden, Halil Fikret Kanat’ın köy öğretmenlerine ilişkin görüşlerinden esinlenmiştir. Başöğretmen Atatürk’ün eğitime ilişkin yazı ve konuşmalarını rehber edinmiştir. Köy enstitülerinin temelini oluşturan eğitmen yetiştirmeyi uygulayan Saffet Arıkan’dan yararlanmıştır. Tonguç, Batı’nın iş okulu ile Doğu’nun politeknik okulunu eleştirip yeni ve örnek bir senteze ulaşmıştır. Günümüzde Almanya gibi pek çok ülkede Tonguç Modeli uygulanmasının nedeni budur.

ENSTİTÜLER VE ÇİFTÇİLİK

1925’te kurulan Atatürk Orman Çiftliği’nde tarım ve hayvancılık, kooperatifleşme, araştırma, halk eğitimi gibi etkinlikler özgürce ve özerkçe yapılmıştır. Çiftlik tıpkı köy enstitüleri gibi bataklık, sazlık gibi yerlerde kurulmuştur. Köy enstitüleri, çiftlik uygulamasından yararlanmıştır.

1932’de açılan halkevlerinde yetişkin eğitimi çok önemsenmiştir. Köy enstitülerinin öğretmenleri de aynı şeyleri yapmıştır. Özerk olan halkevleri, toplumun demokratikleşmesi için işlevsel kollarla halka ulaşmıştır. Köy enstitülerindeki kümeler, birer halkevi kolu gibidir. Aynı dönemde kurulan Merinos, İpekiş, şeker fabrikaları gibi kuruluşlarda da üretim, sanat, eğitim ve bilim birlikte uygulanmıştır. Bütünsel kalkınma, planlı şekilde gerçekleşmiştir.

Sonrası acı bir öyküdür. Atatürk Orman Çiftliği, yapılaşmaya açılmıştır. Halkevleri işlevsiz kılınmış, kamu yararı gütmekten çıkarılmış, yerine de halk eğitim merkezleri açılarak, basit becerilerin öğretimine yöneltilmiştir. Günümüzdeki çarpık, postmodern eğitimle ancak tüketici, sömürülen, korkak insan yetiştirilebilir. Tonguç’un, Eskişehir’de, İngilizlerin saldırısına karşı öğrencilerini sakinleştirmeye çalıştığı şu sözler, her zaman geçerlidir ve günceldir: Sorun sokak kavgalarıyla değil, bağımsızlığımızı kazanarak çözülebilir. Bağımsız olmayan uluslar, böyle tokatlara layıktırlar.”

YUNUS TEMİZ

EMEKLİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları