Öner Yağcı

Yangın, kitap ve insan

21 Ağustos 2021 Cumartesi

Cahit Külebi Yangın, Ahmet Telli Yangın Yılları adlı şiir kitaplarında, Hulki Aktunç Bir Çağ Yangını adlı romanında toplumsal yangına dikkat çektiler.

Özge Sarıoğlu, Yangın adlı distopik romanında, dünyayı saran yangında çaresiz kalan bir grup insanın baskıcı düzendeki çırpınışını anlattı.

Orhan Tüleylioğlu, Sivas katliamı kitabına Yüreklerimiz Hâlâ Yangın Yeri adını verdi.

Yekta Güngör Özden yazdı: “Yalnız mutfaklar yanmıyor. Yalnız ilçeler, konutlar yanmıyor. Türk Devrimi ve Atatürk İlkeleri yanıyor. Alevleri söndürmek şöyle dursun, yaşananların acısıyla yaşanacakların endişesiyle yüreklerimiz yanıyor... Asıl yangın işte bu.” (Yangın, İleri).

Demek ki tüm yangınlar birbirine bağlı…

KİTAPTAN İNSANA

Üniformalı Naziler, çığlıklarla, marşlarla, ellerindeki meşalelerle 10 Mayıs 1933 gecesi Berlin Üniversitesi’nin önüne kamyonlarla taşıdıkları binlerce kitabı yaktı. Yetmedi, 34 üniversite kentinde milyonlarca kitap yakıldı (Bkz. Nazi Kampları, Akılçelen).

“Şimdi kitapların yakıldığı yerde gelecekte insanları da yakarlar” diyen Heine’in kehaneti gerçeğe dönüştü. Kültürün, kitabın düşmanı rejimde gökyüzü insanların yakıldığı krematoryumlardan çıkan dumanlarla karartıldı.

BİR UYARI: FAHRENHEİT 451

Kitap düşmanı düzenlerin baskılarına karşı direnen insanların bir karşı duruş biçimidir kitap okumak, saklamak, biriktirmek. Hatta kitapları ezberlemek!

Truffaut’nun beyazperdeye uyarladığı filmle de ölümsüzleşen Ray Bradbury’nin ütopik romanı, “Bu Böyle Sürerse”nin öyküsü olan Fahrenheit 451 (Çev. Dost Körpe, İthaki); adını “kitapların yanma derecesi olan ısı ölçüsünden” alır. Kitabın tümüyle yasaklandığı bir dönem anlatılır kitapta. İşi alev püskürten silahıyla kitapları yakmak olan bir itfaiyeci, onları kurtarma mücadelesine başlayıp kaçtığı ormanda saklanan insanların her birinin bir kitabı ezberlediğini görür.

Bradbury, ‘Yakma Zevki: Fahrenheit 451 Öyküleri’nde (Çev. Murat Özbak, İthaki), Fahrenheit 451’in nasıl bir düşün ve esin zinciri içinde geliştiğinin öyküsünü anlatır.

BİZDE KİTAP DÜŞMANLIĞI

Bizde, Abdülhamid döneminde Namık Kemal, Ziya Paşa’nın kitapları başta olmak üzere 29 bin 681 kitap yakıldı (Fatmagül Demirel, II. Abdülhamid Döneminde Sansür, Bağlam).

Şair Eşref’in “Vakt-i, istibdatta söz söylemek memnu idi;/ Ağlatırdı ağzını açsan hükümet ananı!..” diye başlayan dörtlüğündeki gibi sonraki dönemlerde de sürdü kitap yakma.

1930’lu yıllarda Nâzım Hikmet’in şiir kitaplarıyla başlayan yasaklama, yok etme 1940’ların ortalarında ve 50’lerde yoğun olarak yaşandı.

Medarı Maişet Motoru (Sait Faik), Sınıf’ (Rıfat Ilgaz) gibi onlarca kitap yasaklandı.

Sırça Köşk’ü toplatılan Sabahattin Ali, Marko Paşa’da kitabın özgürlüğü için verdiği kavgayı canıyla ödedi (Uğur Mumcu, Kırkların Cadı Kazanı, um:ag).

1947’de Köy Enstitülerinin kütüphanelerindeki binlerce kitap yakıldı.

Halkevleri kitaplıklarındaki altı milyon kitap kesekâğıtçılara verildi, bazı bölgelerde açık alanlarda yakıldı (Bülent Habora, Yasak Kitaplar, Habora).

12 MART, 12 EYLÜL…

12 Mart döneminde yoğunlaşan kitap düşmanlığı 12 Eylül döneminde daha da arttı. Milyonlarca zararlı (!) kitap imha edildi.

Onur Yayınları editörü İlhan Erdost, Mamak Askeri Cezaevi’nde dövülerek öldürüldü.

Süleyman Ege, Kitabın Ateşle Dansı’nda (önsöz İlhan Selçuk) Bilim ve Sosyalizm Yayınları’nın 133 bin kitabının yok ediliş öyküsünü anlattı.

*

Kitap özgürlük için direniyor. Kitap fuarları da bir direniş.

Bugün ve yarın Bin yıllık tarihten bin yıllık kitaba sloganıyla süren 2. Burhaniye Kitap Fuarı’nda, Bilgi Yayınevi’ndeyim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Anadolu'nun seçimi 30 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları