Beyin göçünü geri çevirmek, bir öneri
Orhan Bursalı
Son Köşe Yazıları

Beyin göçünü geri çevirmek, bir öneri

17.06.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Şüphesiz ülkenin en önemli sorunlarından biri veya başlıcası, nitelikli genç beyinlerin öncelikle yurtdışına göçleri. (Bunun yanı sıra üniversitelerde liyakatsizlikler...)

Tüm bunlara rağmen yurtdışındaki bazı bilim insanları ülkenin bilimsel hayatına destek vermek için çalışıyorlar.

Bunlardan biri Prof. Şakir Ayık. Şakir Bey fizikçi, Tennesse Tech University’de emeritus prof. Fakat on yıllardır bir yandan da ülkemizde bilimsel faaliyetlere dışarıdan destek veriyor. Bu desteğin nasıl gerçekleştiği konusunda Herkese Bilim Teknoloji dergisinde yayımlanan makalesi etkileyiciydi. (www. herkesebilimteknoloji.com/slider/ beyin-gocunu-beyin-gucune-nasildonusturebiliriz)

ABD’DEN DÖNENLER, DÖNMEYENLER

Diyor ki 1960’lı yıllardan sonra ülkeler, özellikle temel bilimlerde, eğitim ve araştırmanın önemini çok daha fazla idrak etmeye başladı. Avrupa’da Almanya ve Asya’da Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC), yetenekli genç öğrencilerini temel bilimlerde eğitim almak ve araştırma yapmak için Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) gönderdi.

1980’li yıllardan itibaren ÇHC’den ABD’ye yetenekli öğrenci göçü durdu. Bu arada yeterli sayıda öğrenci ÇHC’ye döndü ve ÇHC mucizesinin gerçekleşmesine katkı yaptılar. 1970’li yıllardan sonra Almanya çok başarılı Alman asıllı bilim insanlarını cazip tekliflerle geri çağırdı.

Bu dönemde ülkemizden de genç ve yetenekli öğrenciler, TÜBİTAK veya bakanlık burslarıyla ABD’ye gitti. Genç ve yetenekli öğrencilerin ABD’ye göçü 1980’lere kadar devam etti. Bu ülkelerden ABD’ye gidenler arasında çok yetenekli olanlar geri dönmedi ve beyin göçü halen de devam etmekte.

GENEL FİZİĞİN ÖNEMİ

Bu kısa bilinen özetten sonra temel bilimlerde eğitim seferberliğinin mutlak gerekliliğine işaret eden Şakir Bey, kendi katkı ve deneyimlerini paylaşıyor:

“Özellikle ABD’de bilim insanları bir yılda dokuz ay kontratla çalışır, yaz ayları araştırma yapmakla geçer. Proje destekli öğretim üyelerinin araştırmalarını kendi üniversitelerinde yapma zorunluluğu yoktur, istedikleri yerde yapabilir.”

Yurtdışında çalışan hocalarımızla irtibata geçerek ve kısmen destek vererek söz konusu bilim insanlarımızın yaz aylarını ülkemizdeki üniversitelerde geçirmesini sağlamayı öneren Sayın Ayık, hem yetenekli öğrencilerimizin araştırmaya yönelmesi hem ülke içinde ve hem de ülke dışında ortak çalışmalara katılması mümkün olabilir diyor.

Genel fizik eğitiminin altını çiziyor: “Öğrenci klasik fizik yasalarının yanı sıra matematik öğrenir, bilgisayar öğrenir, kuantum fiziği öğrenir, istatistik biliminin kurallarını öğrenir, termodinamik öğrenir ve deneysel becerilerini geliştirir. Dolayısıyla dört yıllık fizik eğitimi almış bir öğrenci iş dünyasının değişik alanlarında çalışma olanağına sahip olur.”

6 FARKLI TÜBİTAK PROJESİ

1997 yılından itibaren her yıl yaz döneminde iki-üç ay ve bazen kış döneminde iki-üç hafta süreyle ODTÜ Fizik Bölümü’nde akademisyenlerle ortak çalışmalara başlıyor. 2003- 2019 arasında altı farklı TÜBİTAK araştırma projesi bitiriyor. Yedincisi sürüyor. Nükleer Fizik Grubu’nda yürütülen ve tamamlanan beş doktora tezi ve yedi yüksek lisans tezi çalışmalarında ortak danışmanlık yapıyor.

Bu ortak çalışmalardan doktora çalışmalarını bitiren altı öğrenci halen ülkemizin değişik üniversitelerinde öğretim üyesi. Hepsi profesör. Yazısında isimlerini sayıyor.

Anlatıyor: Nükleer Fizik Grubu ile ortaklaşa uluslararası Nükleer Fizik Yaz Okulları’nı organize ettik. Beş yaz okulunu 2002, 2004, 2006, 2008, 2010 yıllarında TÜBİTAK’ın katkılarıyla İstanbul’da Feza Gürsey Enstitüsü’nde tamamladık. Altıncısı Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeydi. Bu yaz okullarında ABD, Avrupa ve Japonya’dan gelen hocalar, nükleer fizikte son gelişmeler üzerine dersler verdi. Bazı öğrencilerimiz yaz okullarındaki hocalar ile bağlantılar kurarak Avrupa ve Amerika’da değişik üniversiteleri ve laboratuvarları ziyaret etme firsatını buldu.

***

Şüphesiz başka örnekleri vardır ama yüzlerce bilim insanının üniversitelerimizle bu tür ilişkilerinin katkıları büyük olacaktır.

Yazarın Son Yazıları

Bir çıkmaz sokakta yeniden iktidar arayışı

Salı günkü yazımı “Bir şeyler kotarılıyor. O şeyin adı, alelacele hazırlanacak bir anayasayı Meclis’te 400 oy ile seçimden önce yasalaştırmak. İçinde iktidarlarının sürekliliğini de öngören. Çünkü başka hiçbir çıkış yolları yok” cümlesiyle bitirmiştim.

Devamını Oku
22.05.2025
Hukuksuz ve özgürlüksüz ortamda sözde barış çözümü

Vay cumhurbaşkanımıza laf ettin, vay gözünün üzerinde kaşın var, vay önceki Twitter’ında bak neyi paylaşmışsın...

Devamını Oku
20.05.2025
Ata’nın hedeflerinden çok uzağa düşen bir ülke

Türkiye Cumhuriyeti için bu kadar anlamlı bir gün zor bulunur.

Devamını Oku
19.05.2025
Aziz Sancar için milletimiz harekete geçti

Aziz Sancar’ın beyinde tehlikeli kanser Glioblastoma üzerinde farelerde yaptığı araştırmaların çok olumlu sonuçlar verdiğini ve fare ömrünü iki kat uzattığını yazmış, şimdi ikinci bir fare grubu üzerinde deneyi kontrol amaçlı tekrarlama hazırlığı içinde olduğunu belirtmiştim.

Devamını Oku
18.05.2025
Silah bırakmanın zaman ve koşullarını İmralı ve PKK belirledi

İktidar yetkilileri ve medyaları “Uzun süreli mücadelemizle PKK silah bırakıyor ve kendini feshediyor” anlamında açıklamalarda bulunuyor. Bu saptamada haklılık payı var mı?

Devamını Oku
15.05.2025
İki açıklama ve devletin/ülkenin yeniden kuruluşu

Mehmet Uçum PKK bildirisini önceden biliyor muydu? Bunu söyleyemem, bu cümleyi kurmamın nedeni, PKK’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu reddetmesi, Lozan’ı ve 1924 Anayasası’nı yok sayması, aslında Kürtlere soykırım yapıldığını söylemesi, Kürt sorununun ancak ortak vatan ve eşit yurttaşlık temelinde çözüleceğini dile getirmesi ile Uçum’un açıklamaları arasındaki benzeşmedir.

Devamını Oku
13.05.2025