Beşiktaş kendi gücünün farkında değildi!
Bazı sonuçlar bunu gösteriyordu.
Liverpool hariç!
Oysa, Beşiktaş’ın pijaması çıksa “Bürüj”ü yenerdi!
Çünkü futbolun en iyi 100 metresini Beşiktaş koşmalıydı!
Bu maç Beşiktaş’ın ligdeki “son yüz metresinin akışını” belirleyecekti.
Perşembe ise Avrupa’daki gidişatı…
Çok zor bir şey değildi, “Bürüj”de Franco ile başlamak Necip’i ortaya almak!
Ne düşündüyse yapmadı..
Böylece Avrupa gidişini tehlikeye soktu!
Geçmişten elbet ders alacaksın ama…
Kaptanın iyisi dümen suyuna değil, pruvasını bakar..
Tabii hakem, “olağan şüpheli”ydi!
Demba Ba ve Gökhan kart sınırındaydı.
Tabii, inanın aklına önümüzdeki F.Bahçe maçı geliyordu…
Bakalım, Beşiktaş için “Olağan Şüpheli” olan ne yapacaktı!
‘Tayyareden’ kartlar, haftaya Beşiktaş’ı Gökhan ve Ba’sız bırakacak mıydı!?
Ankaralılar’ın katıksız Beşiktaş sevgisi stadı doldurmuştu.
Yağmur bulutları gökyüzünde kümeleniyordu.
Bir yerleri “indirme” yapacağı belliydi!
Beşiktaş’ın da bu 3 maçta yağmur bulutu olması gerekiyordu!
Orta sahada çoğalan Kayseri Beşiktaş’ın oyun kurmasını zorlaştırıyordu.
“Bürüj”ün yaptığını yapmaya çalışıyorlardı.
Ama, o aptalca “Oyalama taktiğinden” vazgeçmiş bir Beşiktaş vardı.
Ballı bir gol buldu..
Penaltı atışı ise ballı börek oldu!
3. gol hakikatten bir futbol estetiğiydi.
Ancak 3. golden önceki atağın hazırlığı ise tek kelimeyle şahaneydi!
Ama Tolgay’dan bahsetmemek ise hayata haksızlık olurdu.
Oturduğum yerden Kayseri’nin hocası Mehmet’e bakıyordum.
Nam-ı değer Şifo Mehmet!
Öyle asil seyrediyordu ki maçı…
Kayseri füze golü geldiğinde bile aynı ciddiyetteydi.
Bu ufak tefek adam futbol adına o kadar çok güzel anlar yaşatmıştı ki!
“Olağan Şüpheli” avantajı devam ettirmedi, 4. golü vermedi.
Düştüğü duruma sonra, kendi bile güldü..
4. ve 5. gol geldiğinde ise ben şiirsel boyuta geçtim tabii!
Deniz Gezmiş için,
“En uzun koşuysa elbet Türkiye’de de devrim,
O, onun en güzel yüz metresini koştu” diyor ya Can Yücel!
Ben de “Bürüj” karşısında da, “En uzun koşuysa Avrupa'da futbol,
Beşiktaş onun en güzel yüz metresini koşsun..” diyordum!
O ne! Cüneyt Hoca bile pek şirin göründü bana bu gece!