Basın Nereye Gidiyor? (11)

22 Ocak 2019 Salı

Ankaralı gazeteci Şinasi Nahit Berker’in ünlü “Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur...” sözünden hareketle “gazeteci doğanları” anımsıyorduk... Sonrasında “gazeteci doğmayanlara!” başlamıştık.

***

Erdoğan Demirören: Hürriyet, Milliyet, Vatan, DHA, çeşitli dergiler, çeşitli TV’ler...
“Gazeteci doğmayan!” rahmetli Demirören’in çok az bilinen, en önemli yanı “sanat yapıtları koleksiyonculuğudur!”
Müzayedeci Turgay Artam aracılığı ile Demirören ile tanışmış, çeşitli söyleşilerimizden yararlanarak, koleksiyonundan değişik bazı yapıtları işyerinde görmüştüm.
Artam’ın Demirören koleksiyonu hakkında basına açıklaması şöyleydi:
“O kadar çok farklı alanda koleksiyon, eser var ki kendisinde... Erdoğan Bey müze açsa, Avrupa çapında bir müze olur. En büyük tombak koleksiyonu kendisinde mesela... En büyük Tophane koleksiyonu keza öyle... Özellikle hat koleksiyonu çok değerli... Bunlar artık böyle parayla alınamayacak eserler...”
Müzayedeci Rafi Portakal, Demirören’in koleksiyonunu şöyle değerlendirdi:
Sakıp Sabancı Müzesi Koleksiyonu dışında Erdoğan Demirören’de güzel koleksiyonlar var. O, her şeyden topluyor. Çok kıymetli hat ve ferman koleksiyonu var. Resim ve eşsiz bir tombak koleksiyonu var. Ender, müthiş bir koleksiyon...
Eserleri takip eden, kendi koleksiyonundaki eksik parçaları tespit edip onların yerini doldurmaya çalışan bir koleksiyoncuydu. Daima en iyisini, daha iyisini görüp koleksiyonunu geliştirmeye çalıştı, bu tutumuyla da Türkiye’nin özel koleksiyonlarının en önemlisini oluşturdu...”

***

Koleksiyonundan bazı örnekler:
“Doğusalcı” ressamlar Edmund Berninger’in “İstanbul’u”, Germain-Fabius Brest’in “Manzara’sı”, Prier Bardin’in “Karaköy” adlı yapıtları... Saray ressamı Fausto Zonaro’nun “Boğaz’da Gemiler”, “Sahilde Gezinti”, “Galata Limanı” ve “İstanbul” tabloları...
Erken dönem Türk ressamlarından Şehit Hasan Rıza’nın Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’a Girişi”, Naci Kalmukoğlu’nun “Padişahın Cuma Selamlığı’nda Yeni Cami’ye Gelişi” ve Hüseyin Rıfat Çeteci’nin “Kavunlu Natürmort’u”...
Çağdaş Türk ressamları Fahrelnissa Zeid, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Ali Avni Çelebi, Nurullah Berk, Neş’e Erdok, Mübin Orhon, Hakkı Anlı, Burhan Doğançay ve çeşitli nice güncel sanatçılar...

***

Demirören’in “Türkiye’nin en büyük ‘tombak koleksiyonuna’ sahip olduğu” biliniyor. Gençler için anımsatalım...
Osmanlı’da, altın ve gümüşün ender bulunduğu dönemlerde, altının cıva içinde sıvılaştırılarak bakır gövdenin yüzeyinin kaplanması ile bu sanat dalı oluşturuluyordu.
Topkapı Sarayı’nda; zırh, miğfer, kalkan, silah damgası gibi “tombaktan” yapılmış paslanmaz askeri ve mutfak araç ve gereçleri görülebilir. Kaybolmaya yüz tutmuş tombak ustalığına günümüzde; kemer tokası, kahve fincanı, tepsi, ibrik, hamam tası, sahan gibi gereçlerle yer yer rastlanabilir.

***

Artam’ın söylediği “Tophane koleksiyonuna” gelince... 18. yüzyıl sonlarında başlayıp 19. yüzyılda doruğa çıkan “Tophane işi” de denilen fincan, hokka, bardak, ibrik, çaydanlık ve tütün içmede kullanılan lüleler “dinlenmiş çamurdan” yapılırdı.
El ile tornada üretilir, kendi renginde astarla sıvanarak, üzerleri kalem işi ile nakışlanıp mühürlenir, fırınlamadan sonra astarlanır, çuha ile ovularak parlatılır, altın varaklarla bezendikten sonra az ısıyla yine fırınlanarak yapılırlardı.

***

Vehbi Koç ailesi Ankara, İstanbul ve Antalya’da çeşitli tarih ve sanat müzeleri kurdular. Sabancı’ların eşsiz koleksiyonlarını görmeye İstanbul’daki müzelerini her yıl binlerce yerli yabancı kişi ziyaret ediyor.
Portakal, Demirören’e “müze açıp açmayacağını” sormuş, şu izlenimi edinmiş:
“O, bundan yana değil; biriktirme ve sahip olmayı seviyor! Ve şunu söylemeliyim ki Türk sanat dünyasında alıcı portresiyle çok canlı tutmaya çalışıyor. Toku ağırlamak zordur!’ derler, ancak çok tok olmasına rağmen Erdoğan Demirören hâlâ alıcıdır!”
Yine de eşi Tülin’e, oğulları Yıldırım ve Tayfun ile kızı Meltem’e “Demirören Müzesi’nin” açılması konusunda önemli sorumluluk düşüyor...

***

Anlaşılan rahmetli Erdoğan Demirören, sanat koleksiyonunun yanı sıra “medya koleksiyonu” da yapmak istiyormuş! Ancak dünyada “basın ve medyada” herhalde hiç koleksiyon olmamıştı!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları