Yıl 10 Ağustos 1920… Fransa’nın başkenti Paris’e yakın, porselenleri ile ünlü Sevr’deki müzede imzalanan anlaşma ile 621 yıllık Osmanlı İmparatorluğu tarihe gömüldü. Anlaşmaya, Osmanlı İmparatoru Vahideddin adına Damat Ferit Paşa imza koydu. Şimdi tarihte gerilere gidelim…
Yıl İÖ 12. yüzyılın sonları… Yunanlar birleşerek Miken Kralı Agamemnon komutasında Çanakkale’deki görkemli Troya’yı işgal ettiler.
Yıl 30 Ekim 1918… Çanakkale’nin karşısındaki Limni Adası’nın Mondros Koyu’nda Troya Savaşı’nı anımsatan Agamemnon zırhlısı demirliydi. Zırhlının güvertesinde, sanki Osmanlı temsilcileri ellerini havaya kaldırmış, sanki teslim bayrağını çektiklerini anlatırcasına, Mondros Bıraktırması’nı imzaladılar.
Yıl 13 Kasım1918… “Geçilmez” denilen Çanakkale açıldı, Müttefikler 55 savaş gemisinden 3 bin 500 askeri karaya çıkarıp İstanbul’a el koydular.
Yıl 15 Mayıs 1919… Yunanlar İzmir’i işgal ettiler…
Yıl 19 Mayıs 1919… Mustafa Kemal Samsun’a çıktı, ardından Erzurum, Sivas, Amasya ve Ankara…
Yıl 16 Mart 1920… Müttefikler el koydukları İstanbul’u resmen işgal ettiklerini açıkladılar. Osmanlı meclisini dağıtıp özetle şu bildiriyi yayımladılar:
* İşgal geçicidir.
* İşgal, padişahlığı halifeliği korumak için gerçekleştirilmiştir.
* Azınlıklara yönelik bir kıyım başlarsa İstanbul Türklerden tümden alınacaktır.
* Herkes padişahlık makamının İstanbul’dan vereceği kararlara uyacaktır.

***

Yıl 23 Nisan 1920… Bu işgalden beş hafta sonra Mustafa Kemal Ankara’da TBMM’yi kurdu.
Yıl 9 Eylül 1922… Yunanlar kovuldu. İzmir kurtuldu.
Yıl 24 Temmuz 1923… İsviçre’nin Lozan kentinde İsmet Paşa Türklerin zaferini taçlandıran barış anlaşmasına imza koydu.
Yıl 6 Ekim 1923… İşgal kuvvetlerinin çekilmek zorunda kaldığı İstanbul’a giren Türk süvarileri kentin kurtuluşunu dünyaya ilan ettiler.
Yıl 29 Ekim 1923… O, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Şimdi ilk tarihe dönelim!

***

Yıl 10 Ağustos 1920… Fransa’nın başkenti Paris’e yakın, porselenleri ile ünlü Sevr’deki müzede imzalanan anlaşma ile 621 yıllık Osmanlı İmparatorluğu tarihe gömüldü.
Anlaşmanın 94. yıldönümünde Bu, var olan “Türkiye Cumhuriyeti” yerine “Yeni Türkiye”yi kurmak için seçime gidip başkan olmak istiyor. Tarihsel, ilginç bir rastlantı değil mi? Üstelik bu ad, tutmayıp kapatılan Ekrem Alican’ın partisi “Yeni Türkiye”den çalıntı değil mi?

***

Seçim kampanyasında 24 Temmuz Lozan Anlaşması’nı bile anımsamayan Bu’ya, biz bir simgesel olayı anımsatalım!
Yıl 2008… İsviçre hükümetinin konuğu olarak bazı Türk meslektaşlarla Lozan’a da uğradık. Bu arada İsviçre Konfederasyonu Başkanı Pascal Couchepin’le de Bern’de bir görüşme yaptık.
Başkan Couchepin, bize, Türkiye ve İsviçre arasındaki diplomatik ilişkilerin 80. yıldönümü nedeniyle Ankara’ya yapacağı resmi ziyarette Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e önemli bir hediye vereceğini açıkladı. Hediye, İsmet Paşa’nın Lozan’da anlaşmayı imzaladığı masa idi. O masayı Lozan’da gördük.
Yıl 12 Kasım 2008… Başkan Couchepin Ankara’ya geldi. Masayı Gül’e törenle teslim etti. Masa o gün bugündür Ankara’da 1. TBMM binası olan Müzede sergileniyor. Lütfen 7’sinden 70’ine kadar herkes, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduran o tarihsel masayı görmelidir.

***

Yıl 2014… Bu, laik Türkiye Cumhuriyeti’nde, Müslümanlar için kutsal olan recep, şaban, ramazan aylarının dinsel inançlarının şemsiyesi altında, seçim alanlarında Kuran’dan alıntılarla seçim konuşmaları yapıyor. Bayramın birleştiriciliğinin manevi baskısını istismar ederek oy topluyor.
Kimdi o? Bir zamanlar “Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP)” başı ilan edilmişti. Sanırsınız ki Osmanlı İmparatorluğu yeniden kurulacak o da padişah olacak! Sonrasında ne oldu? Müstakbel veziri azamı Sıfırcının sayesinde BOP balonu patladı, gitti.
Geçen hafta Libya’daki Türk Büyükelçiliği kapatıldı. Müslüman Kardeşler’in Rabia olayından sonra zaten büyükelçinin bulunmadığı, Mısır’daki Türk maslahatgüzarı da (işgüderi) Ankara’ya çağrıldı. Suriye’de nicedir Türk büyükelçisi yok.
Irak, üçe bölünme yolunda ilerliyor. “Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD)” teröristleri, bastıkları Musul’daki Türk Konsolosluğu’nda görevli diplomatımız, diğer görevliler, eşleri ve bebeleri ile 49 yurttaşımızı rehin almakla kalmadı, yerel güvenlik güçlerine karşı kalkan olarak kullanıyorlar… “Gazze, Gazze” diye bağıran Bu’ndan nedense seçim meydanlarında çıt çıkmıyor!
Kuzeydeki Kürt bölgesinin petrollerinin satışında Bağdat’taki merkezi hükümeti dışladı. Kuzeydeki Kürtler bağımsız devlet olma yolunda azimle ilerliyorlar. Bu, Türkiye’deki Kürtlerin sorunlarına burnunu sokmaktan geri kalmayan Mesud Barzani’ye her türlü desteği vermekte tereddüt etmiyor. Barzani, Diyarbakır ve Hakkâri’deki aşiretler arasındaki kan davalarını çözmek için adamlarını bu illere gönderiyor!
İsrail mi? İsviçre’nin Davos kentinde İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’e “one minute (bir dakika)” dedi, ama aradan 5 yıl geçti. Şimdi İsrail diye bir devleti tanımadığını söylüyor.
ABD Cumhurbaşkanı Barack Hussein Obama’nın Bu ile konuşmayışı BOP’un iflas ettiğini kanıtlamıyor mu?

***

Şimdi de Bu, tutturmuş “Yeni Türkiye” diyor. Dünya basınında, Türkiye’nin Sevr’den yarım kalan bölünmüşlüğünü sürdürecek yeni haritalar çiziliyor.
Ağzına Lozan’ı almayan, O’ya ve İsmet Paşa’ya saldırmakta tereddüt etmeyen Bu, acaba o masayı gördü mü? Önemini biliyor mu? Yoksa “Yeni Türkiye” söylemi ile 2. Vahideddin olmaya mı hevesleniyor?
“Çalıyor, ama çalışıyor” diyenler sandığa giderlerken, 10 Ağustos’ta sandıktan uzak durmayalım, boş oy kullanmayalım!