Adalar... Yeni paradigma... Kim kazandı?
Özlem Yüzak
Son Köşe Yazıları

Adalar... Yeni paradigma... Kim kazandı?

14.06.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Akülü minibüsler geldi... Yoksa otobüsler mi diyeyim? Sanırım toplam 60 adet. 3 tip. 14 kişilik toplu taşıma; turistik akülüler ve 4 kişilik akülü taksiler... Yaya geçitleri çizildi, durak yerleri tespit edildi. Adayı boydan boya çeviren anayolun ortasına kalın mavi çizgilerle geniş bantlar çizildi. Kimi dönemeçlere bariyerler konuldu..

Adalar’ın yeni dönemi çok yakında başlayacak. Akbil basarak istedikleri yere gidecekler. Hem Adalılar hem de günübirlikçiler, turistler... At yok, fayton yok... Onlar artık sadece Adalı ressamların tablolarında, fotoğraf karelerinde tarihten bir sayfa.

Adalar yaza hazır.. Zaten İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da birkaç gün önce katıldığı televizyon programında “Halkın sesini dinledik, ulaşımı düzelttik” açıklamasını yaptı.

Açıkça söylemek gerekirse insanların, ki buna Adalıların bir kısmı da dahil, durumdan memnun: “Pislik gitti, atlar eziyet görmeyecek istediğimiz yere kolaylıkla ulaşabileceğiz, üstelik ucuz olacak”. Haydi sevinin... Akülü otobüsler, akülü taksiler dönemi başlıyor...

Direnen ve çoğu zaman olduğu gibi bu konuda da kaybeden küçük bir azınlık olarak kalakaldık. Ama söyleyeceklerim var yine de...

Çünkü, üzgünüm... Doğal, tarihi ve kültürel sit kapsamında bulunan Adalar’da zaten çoktan düzenlenmesi gereken ve bizimde hep vurguladığımız faytonlar konusunu en kolaycılığı seçerek toptan kaldıran zihniyet aslında bir tercih yaptı. Bu seçim “çok eskilerden günümüze gelen bir tarih ve kültür mirasına sahip çıkmak ve korumak” ile “çağa ayak uydurmak” arasında idi. Tercih çağa ayak uydurmaktan yana yapıldı. Şehrin rahatı, konforu adaya taşındı.

Ama bu yapılırken büyük bir trafik terörüne yol açan kiralık bisikletlere ise dokunulmadı. Oysa hep söyledik, yazdık çizdik, “Adalar’da ulaşım bir bütünsel (master) plan çerçevesinde ele alınmalı” dedik. “Evet, faytoncu terörü durdurulmalı, atlara eziyet edilmesi önlenmeli; fayton sayısı çok sınırlandırılmalı, hatta ring seferi yapacak, adalar için özel tasarlanmış akülü sistem getirilmeli” dedik, “ama bunu yaparken kiralık bisikletlere de sınır getirilmeli” dedik. “Bunu yaparken kaldırım işgali de önlenmeli” dedik. Sesimizi duyuramadık.

Çünkü öfkeliyim. Ama bir yandan da öfkem bize, kendimize... Çünkü Adalılar olarak kendi kaderimize sahip çıkacak bir öneri ile ortaya çıkamadık. 15 milyonluk mega kent İstanbul’un hemen yanı başında olan Adalar’ın bir rekreasyon ve turizm merkezi olması kaçınılmazdı. Zaten böyle de istendi ve körüklendi. Değişen koşullar ve ihtiyaçlar karşısında Adalı STK’lerin de katılımcı açık süreçler inşa ederek çözüm önerileri geliştirmeleri, Adalı halkı bilgilendirmeli ve önerilerin yerine getirilmeleri konusunda ısrarcı olmaları gerekiyordu. STK’lerin kısır çekişmeleri, egolar ortak bir çözüm ortaya çıkaramadı. Doğru dürüst işlevsel bir kent konseyi bile oluşturulamadı. Sonuç: Sen yapamıyorsan, başkaları senin adına karar verir. Bu da klasik bir Türkiye gerçeği değil mi?

Belki iyi niyetle başlamıştı ama sonuçta göstermelik olarak kalan bir ulaşım çalıştayı yapıldı. Güya çıktılar Ada halkı ile paylaşılacaktı. Arkasından ruam çıktı, arkasından Covid-19 yasakları derken fırsat bu fırsat denerek karar alındı ve faytonlar toptan kaldırıldı.

Kim kazandı?

Peki, kim kazandı? Öncelikle faytoncuların kazandığını söyleyebiliriz. 277 tescilli fayton plakasının her birine 300 bin TL ödendi. Ayrıca her bir at için 4 bin TL’den 1200 at için bedel ödendi. Toplamda 90 milyon TL İBB kasasından çıktı. Tabii haliyle faytoncuların da sesleri kesildi.

Atlar şimdilik İBB bünyesinde. Akıbetleri ise belirsiz. İBB sahiplendirmeye çalışıyor; hadi birkaç tanesini birileri aldı diyelim, ya kalanlar? Kim besleyecek; her gün düzenli olarak koşmaları hareket etmeleri gereken bu atlara ne olacak? Atlar kaldırılsın diye büyük lobicilik yapan HAYTAP sesini kesti. Çünkü onlar da kazandı. Ama... Atları yaşamını korur gibi yaptı ama sonrasını düşünmedi.

Bir Yassıada olur mu?

Yok artık diyeceksiniz... Ama neden olmasın? 1/5000 ölçekli imar planları için projeler başlatıp 2863 sayılı yasaya aykırı sit alanlarını yok etmeye kalkanlar neden Yassıada gibi modeller üzerinde de durmasınlar. Hatta çağa ayak uyduralım diyerek AVM’ler bile neden açılmasın?

Tarihi ve kültürel mirası korumak kolay değildir; hele böyle hızlı değişim zamanlarında... Bu miras aynı zamanda onu korumaya hazır olanların bedel ödemesi anlamına gelir. Örneğin, yanı başındaki hızlı devinimin dışında kalabilmek, kolaycılıktan uzak durmak, Ada’nın kendine özgü dokusuna uygun çözümler üretebilmek...

Yapamadık ne yazık ki... Üzgünüm.

Yazarın Son Yazıları

Bir bilim insanının uzun yolculuğu: Ufuk Akçiğit

Koç Üniversitesi’nin onuncu kez verdiği Rahmi M. Koç Bilim Madalyası bu yıl Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’e verildi.

Devamını Oku
28.11.2025
COP30... 46 yıl sonra hâlâ bir arpa boyu yol

Brezilya’nın tropik sıcaklığı altında toplanan COP30, dünya siyasetinin iklim krizine nasıl baktığını -daha doğrusu bakmadığını- tek karede özetleyen bir zirve oldu.

Devamını Oku
21.11.2025
Distopik dönemler...

“Az sayıda insanın yaşadığı küçücük bir ada...

Devamını Oku
14.11.2025
Mamdani, İmamoğlu... Küresel solun yeni sınavı

New York’un yeni belediye başkanı Zohran Mamdani, yalnızca Amerika’daki Demokratlar için değil, tüm dünya için bir mesaj verdi: “Değişim hâlâ mümkün.”

Devamını Oku
07.11.2025
103. yıl...

Buruk, öfkeli ama öte yandan coşkulu..

Devamını Oku
31.10.2025
Savaş uçakları yetmez: Türkiye’nin teknoloji egemenliği sınavı

Türkiye ara çözümlere sıkışırken dünya “neoprime” savunma çağına giriyor.

Devamını Oku
24.10.2025
Dünyanın yeni satranç tahtası: Nadir elementler

Nadir elementler konusu Türkiye’de kamuoyunun gündemine CHP tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump görüşmesinden hemen önce “Pazarlık konusu yapılacak” diye getirildi.

Devamını Oku
17.10.2025
Gazze... Küresel vicdanların da savaş

“Eğer ateşkes kalıcı bir barışa evrilemezse, bu savaş yalnızca Gazze’yi değil, Batı ittifakının meşruiyetini ve küresel düzeni de sarsmaya devam edecek...”

Devamını Oku
10.10.2025
Çare: Alışmamayı öğrenmek…

Şu son bir yıl içinde yaşadıklarımızı diyelim beş yıl önce yaşasaydık herhalde “Olağanüstü günlerden geçiyoruz” derdik.

Devamını Oku
03.10.2025
Kullanışlı piyon mu olacağız? Stratejik ortak mı? Beylikova...

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın New York’ta yaptığı görüşme, sadece ikili ilişkiler bağlamında değil, küresel dengeler açısından da kritik.

Devamını Oku
26.09.2025
Sıfır noktası...

Bir süredir gözüm Nepal’deki gelişmelerde...

Devamını Oku
19.09.2025
Kaç Türkiye? Kimin gündemi?

Moda Caddesi’nden Kadıköy Rıhtım’a doğru yürüyorum.

Devamını Oku
12.09.2025
Demokrasiler neden çöküyor (2)

Erdoğan AKP’si; karşısındaki tek önemli muhalefeti yani CHP’yi işlevsizleştirmek için elindeki tüm yetki ve yargı güçlerini kullanıyor.

Devamını Oku
05.09.2025
Demokrasiler nasıl çökertiliyor (1)

Önce şunu görmeliyiz...

Devamını Oku
29.08.2025
CHP’nin yükü, hepimizin yükü

"CHP’nin üzerindeki yük öyle ağır ki özgür; laik, demokratik bir ülke olma mücadelesini tek başına omuzladı."

Devamını Oku
22.08.2025
24 yıl...

Neredeyse çeyrek asır...

Devamını Oku
15.08.2025
Çürüme... Çözülme... Sahteliğin anatomisi

Sahte diplomalar, sahte ehliyetler, sahte sağlık raporları...

Devamını Oku
08.08.2025
Gazze... Açlık, sessizlik ve ahlaki felç

Seyrediyoruz. Kimi insanlığın geldiği noktadan utanarak, kimi umarsızca sanki bir film seyreder gibi...

Devamını Oku
01.08.2025
Yangın... Kuraklık... Rant: Türkiye’nin iklimle sınavı

Tam bitti derken yeniden başlıyor. Rüzgârın hızına göre şiddetleniyor; ortalığı yakıp kavuruyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Şu zeytin ile derdiniz ne?

Şaşırdık mı? Hayır...

Devamını Oku
18.07.2025
TRT’den CHP duruşmaları mı?

CHP’li belediyelere yapılan operasyonların sonu gelmiyor. Belli ki yaz böyle geçecek.

Devamını Oku
11.07.2025
Toplumu germek, muhalefeti susturmak: AKP’nin elindeki yegâne kozu

Çünkü çözüm üretemiyor. Çünkü halkın sorunlarına yanıt veremiyor.

Devamını Oku
04.07.2025
Zeytin... Bir talanın jeopolitiği

“At izinin it izine karıştığı” günlerden geçiyoruz yine.

Devamını Oku
27.06.2025
İran’a saldırı hazırlığı mı? Neden?

Daha sular durulmadan Ortadoğu yeniden karıştırılmaya çalışılıyor...

Devamını Oku
13.06.2025
Bu bayram...

“Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar” dedi ve ekledi CHP lideri Özgür Özel...

Devamını Oku
06.06.2025
Nasıl bir eğitim?

Sadece anayasal hakkı olan barışçıl protesto hakkını kullandıkları için hapiste tutulan üniversite öğrencileri olan bir ülke...

Devamını Oku
30.05.2025
Sosyalist Enternasyonal İstanbul’da... Dünya solu ne yapmalı?

O kadar fazla sistematik saldırı altındayız ki... Kimi zaman büyük resmi görebilmek için yaşananları alt alta sıralamak önemli...

Devamını Oku
23.05.2025
‘Çözüm süreci’ ve sonrası

Barışı uzak bir hayal olmaktan çıkarmak hiç kolay değildir, en azından bizim coğrafyada.

Devamını Oku
16.05.2025
Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Devamını Oku
09.05.2025
Siz gidene kadar...

Siz gidene kadar...

Devamını Oku
02.05.2025
Deprem ensemizde: 40 milyar dolarlık sessizlik

Deprem ensemizde: 40 milyar A dolarlık sessizlik

Devamını Oku
25.04.2025
Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Devamını Oku
18.04.2025
Tarife savaşının şifreleri

Tarife savaşının şifreleri

Devamını Oku
11.04.2025
Uyanış...

Uyanış...

Devamını Oku
04.04.2025
Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Devamını Oku
28.03.2025
AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

Devamını Oku
21.03.2025
Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Devamını Oku
14.03.2025
Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Devamını Oku
07.03.2025
Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Devamını Oku
28.02.2025
‘Yeni Türkiye’de haddini bileceksin’

‘Yeni Türkiye’de haddini bileceksin’

Devamını Oku
21.02.2025