Mafya protokolü değişiyor

28 Mayıs 2021 Cuma

Eskilerden bir örnek. Yıl 1969. Halil Nebiler, kitabında anlatıyor:

“İstanbul’un efsanevi mafya babası Oflu Hasan 58 yaşında kalpten ölmüş. Cenazesine 20 kadar emniyet müdürü, 50 polis şefi katılıyor. Eski Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın oğlu Kaya Sunay çelenk gönderiyor. CHP’li Çalışma Bakanı Ali Rıza Uzuner ile kumarhaneci Arap Nasri yan yana Fatiha okuyor.”

12 Eylül sonrasının Cumhurbaşkanı Turgut Özal bir mezuniyet töreninde konuşuyor:

“Bizim eski kaçakçılar, ihracatçı olmak için müracaat ettiler. Karşımıza MİT raporları getirildi. ‘Bunlar kaçakçıdır, bunlara ihracatçı belgesi vermeyin’ denildi. Oysa biz, bunlar teşebbüs sahibi, bunlardan iyi ihracatçı olur’ dedik. Şimdi hepsi ihracat yapıyor.”

Ne emniyet müdürleri, ne emniyet genel müdürleri geldi geçti ülkemizde. Adlarının karşısına MİT raporlarında neler neler yazıldı. 1990’lı yıllar, hele 1993 yılı... Her şey basın arşivinde kayıtlı. İçişleri Bakanı Soylu, her soruyu 30 yıl öncesinden başlayarak yanıtlıyor ya… Belki Şükrü Balcı’lardan başlayarak soru sorulmalıydı. Kendisini de hedef alan kişinin iş alanını, servetini hangi dönemlerde yaptığı da sorulmalıydı. Ama toplum olarak bize düşen, “âşık atışması”na dönüşen kabareyi seyretmek…

YERALTINDA DEĞİŞİM

İki haftadır kulislere kulak kabartıyoruz. Konuşulanlar şöyle:

“Bu konu şu an tamamen İçişleri Bakanlığı uhdesinde. Can sıkıcı konular… Örneğin çözüm sürecinde bölücü örgüte yönelik hiç operasyon yapılmadı. Örgüt bunu fırsat bildi, uyuşturucu piyasasına döndü. ‘Raconu’ yok saydı, okulların önünde satış yaptı, geniş kitlelere yaymaya çalıştı. Terörü geriletmek gibi bu konuda da eski normale dönüş pek kolay olmadı. Bu işleri tamamen yok etmek çok kolay olmayınca, belli bir çerçevede sınırlı tutmak için belli gruplara göz yumulduğunu herkes bilir ama söylemez.”

“Şu anda ne oluyor” sorusuna odaklanınca da “Yeraltı protokolü değişiyor, siyaset ile konumlanmanın yan etkileri ortaya saçılıyor” yanıtını aldık.

Kendi döneminde “mafyayı çökertmeyen” iktidar pek olmadı. Ancak mafya hep oldu. Bir Sadettin Tantan dönemini düşünün. Ne operasyonlar yapıldı… Devletin yeraltıyla ilişkisi adeta tango dansı gibi. Devlet adımını ileri atınca yeraltı çekilir, devlet adımını geri çekince yeraltı ilerler… Dans hiç bitmiyor. Uğur Ağabey (Mumcu) ömrünü adadı, bu konuları yazdı: Papa-Mafya-Ağca, Siyaset-Tarikat-Ticaret. Bu altı sözcük, yaşadıklarımızın da özeti.

Bu tartışmalardan bir siyasi başarı çıkar mı? Geçmişin aynasına bakmak doğru yanıtı verebilir.

NE YAPMALI?

Deneyimli bir uzmana, “Bu olayların önüne geçilemez mi” diye sorduk. Şu yanıtı verdi:

“Devletin güvenlik kurumları yasal çerçevede ama ‘gri alanda’ da çalışır. İşin doğası gereği yasadışı işler yapanlarla bir ilişki kurulması kaçınılmazdır. Bu noktada resmi görevlilerin; hedef konular, kişiler ve yapılanmalarla ilişkileri önem kazanır. Dikkat edilecek konu, hedefle ilişkide, profesyonellikten sapmadır. Kontrol altına alınan faaliyetin öznesi olma durumu resmi görevlilerin en büyük handikapıdır. Devlet-illegal yapı ilişkilerindeki bozulma tüm dünyada ciddi sorun. Bu durumda en önemli görev kurumların iç kontrolleri, hukuksal zemindeki denge-kontrol unsurları ve siyasi karar alıcının dirayetidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Öldüren eğitim 10 Mayıs 2024
AKP hâlâ uyanmadı 3 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları