Medyaya Tehditteİpin Ucu Kaçmışsa...

11 Eylül 2012 Salı
\n

\n

Yandaşı, teslim alınmışı, medya patronajı, çalışanlarının çok büyük çoğunluğunun emirlerinde olması yetmiyor. Her gün medyaya yönelik eleştiri, tehdit dozunda, öfkenin kontrol edilemeyişi ile bağlantılı üslup-dil kirliliği, aşağılama doz artışı bağlantılı, medya üzerinde estirilen terörün sonuçları haberlere, yorumlara, otosansür dozunun katlanması olarak yansıyor... Yaşanan travmatik olaylar, iktidarlarının bu olaylardaki sorumluluğu arttıkça, gerçeklerin, kamuoyunun bilgilenmesi, algılama kapsama alanının dışına çıkarılması için polemik, bilgi kirliliği ile çarpıtmada, suçlamada ipin ucu kaçıyor...

\n

Pazar günü canlı yayında Başbakan Erdoğanı dinledinizse, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlunun İstanbul-İzmir metro maliyet karşılaştırmasında altını çizdiği üçte bir oranında büyük maliyet farkı hesabının, eşitler karşılaştırması olmadığı, bir miktar haksızlık yapıldığı gibi kesin bir savunma izlenimi edinmiş olabilirsiniz. Dün Kılıçdaroğlu, CHPli belediyeler proje ve hizmet toplantısında, Başbakan Erdoğanın bu açıklamasına yanıt vererek duruma bir kez daha yeni boyutlarla açıklık getirdi. AKPnin gerçekleştirdiği, Başbakan Erdoğanın açılışını yaptığı Kadıköy-Kartal metro hattının kilometre maliyetinin 141 milyon lira olduğunun altını bir kez daha çizdi. İzmir Belediyesinin tamamen kendi olanakları ile yaptığı aynı tip metro maliyetinin ise 56 milyon lira olduğunu anımsatarak, yaklaşık üçte bir oranındaki büyük farkın hesabını ısrarla soracaklarını anımsattı...

\n

Kılıçdaroğlu, metro-metrobüs inşaatları, maliyetleri arasındaki farklardan, en çok da CHPli belediyeler ile AKPli belediyelerin İstanbul-Ankara metro-metrobüs projelerinden karşılaştırmalı çok fazla örnek verdikten sonra da, kamu kaynaklarının hortumlanmasına ilişkin soru sormanın siyasal sorumluluk ve görevleri olduğunu savundu; Hortumlamadan nemalananlar, hortumlamanın hesabını soramazlar, yolsuzluktan yararlananlar, yolsuzluğu eleştiremezler..dedi.

\n

***

\n

Kılıçdaroğlu, yerel yönetimleri güçlendirme siyaseti ile yola çıkmış iktidarın, uygulamaları, çıkardığı son yasa ile 500 milyar dolar gibi büyük bir ihale paketini ihale yasası dışına çıkarma hakkının olamaması gerektiğini savundu. Kimin yurtsever, kimin olmadığını, ihalelerin neden yasa dışına çıkarıldığını sormaktan vazgeçmeyeceklerini belirtti. İstanbul Belediyesinin 19.5 milyarlık bütçesinin, İçişleri Bakanlığının 2.6 milyarlık bütçesinin 8 katı olması olgusu karşısında, harcamalarda kamu yararı sorgulamasının katlanması gerektiği üzerinde durdu...

\n

Dünün haberleri olduğu için örnekleme ile sizlerle paylaştığım yerel yönetimlere ilişkin genel toplumsal algılamaya bakarsak, ortaya nasıl bir tabo çıkar dersiniz? Başta İzmir, CHPli belediyeler sık sık yolsuzlukla suçlanıp, teftişten geçirilmenin ötesinde ağır suçlamalarla yargılanıp, medya gündeminin odağında, kamuoyu önünde bol bol karalanmadılar mı? Yine medya algılaması, güdülemesinde, kamu maliyeti sorgulanmadan çok iş yapan AKPli belediyeler genel imajı yok mu?

\n

Halkımız büyük paralar saçılarak yapılmış işlerin ardından açılan çukurları, fışkıran suları, delinen asfaltları gözleriyle görse deYiyorlar ama iş de yapıyorlar..çoğunluk yargısına sahip değil mi? En azından iktidarın kendi belediyelerini parasal destekle kayırdığı gerçeğinden hareketle, hizmet alma adına oy kaydırmacası yapmıyor mu?.. Yerel seçimlerin öne alınarak özellikle Suriye, dış politika, PKK terörü eksenli tırmanan olumsuz gidiş, hele de ekonomiye yansımalarının; iktidarda yıpranma, çok yaşamsal sorunlarda çok büyük çelişkilere sürüklenmenin açmazında, daha fazla oy kaybetmeden moral kazanma atağı Erdoğan iktidarının topralanmasına yarayabilir mi?

\n

Olumsuzluklar öylesine birbirine eklemlenip öylesine boyutlandı ki... İktidar yargunluğu, kimi irade dışı şanssızlıklarla en yandaş seçmene bile açıklanabilmesi olanaksız hale geldi. İşin aslı demokrasinin olmazsa olmazları, hukuk devleti ilkelerinin tümden ayaklar altına alınmasının yanı sıra, Cumhuriyet değerleri, laiklik, rejimin en temel değerlerinin reddedilmesi, zaten değiştirilmesinin amaç edinilmiş olmasının sonuçları eklemleniyor... Üstüne güçler ayrılığı, kamu kurumları özerkliği, bağımsızlığı hak götüre, milletin vekili olamamış milletvekili oyları ile çıkarılan merkezi sivil diktatörlük eğilimlerini, keyfiliği besleyen yasalar, kamu yararı, anayasal hukuk devleti düzeni adına denetimini yapamayan yargı kadrolaşmasını, tüm kamu alanlarındaki kurumların biat içerikli kararlarını, uygulamalarını katın...

\n

Tam da sihirli aynanın karşısında Benden büyüğü yokdiyebilen kraliçenin edasında, havalara girilmişken... İşinin uzmanı olamayan yandaş kadroların yanlışları, gaflarıyla, yaşamın her alanında büyük kırılmaların sonuçları canlarımızı yakıyor, yaşamımız karabasana çevriliyor. PKK bağlantılı çocuklarımızın, sorumsuzluklar ürünü kaza(!) ölümlerinde patlamalar, İslam dünyasının mezhepler çatışmasına çekilişimiz... Medya sansürlenirse iktidarları kurtulacak mı?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları