Terörün, şiddetin virüsü siyasetin...

14 Haziran 2016 Salı

ABD’nin 11 Eylül terör travmasında, ilk yazımın başlığı “Kuralsız düzenin kuralsız savaşları” olmuştu.. Yazı, hele de yorum başlıklarının ilgi çekmesi gereksinimi bir yana, uzmanlaştığım, ilgi alanlarım bağlantılı ülkemiz ve dünyanın insana, emeğe ilişkin gelişmelerini yakından izlememle ilişkili bir sonuç çıkarımıydı. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun dünya ölçeğinde işçi, sendikal, emek haklarına ilişkin gelişmeleri izlerken.. 12 Eylül 1980 projesi, askeri darbesiyle birlikte Türkiye’de milat gibi yaşatılan insani gelişmişliklerin her türünün, paylaşım dengelerinin çarpıtılması, en çok da örgütlü çalışanların, işçilerin sendikal haklarının gasp edilmesiyle yaşanan geriye püskürtülmenin özünde, göreceli farklılıklarla yoksul güney dünyasında çok hızlı, zengin kuzey dünyasına da giderek daha tırmanan boyutlarıyla, çoğunluk için geçerli, yoksunlaştırma, yoksullaştırma verileri, ILO raporlarıyla kanıtlanmış olumsuz sonuçlarıyla çok çıplak, çarpıcıdır..
Önce üç kutuplu, sonra iki kutuplu, dünya savaşları sonrası gelişmiş dünya düzeninde, galiba da en çok Marksizim tehdidiyle, kapitalizmin kendi kendini ehlileştirme zorunda kalması sayesinde gelişen insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasiler sayesinde ILO’nun işçiişveren- sendikalar üçlü temsilinde kabul edilmiş sözleşmeler, ILO ilkeleri çerçevesinde, insanların sınırsız insan haklarının gelişiminde, ekonomik-sosyal-siyasal örgütlenmeler sınırsız, ILO sözleşmeleri ile tüm ülkelerde kabul edilmeleri dayatılan, sendikal, toplusözleşmeler hakları asgari ilkeleri söz konusuydu. İlgili uzmanlık komitelerinde sadece 12 Eylül gaspları nedeniyle Türkiye değil, gelişmiş demokrasilerin hükümetleri de, ihlal içerikli icraatlarıyla bağlantılı hesap vermekteler..

***

Geniş zamanlı değişmeyen evrensel, hukuksal durumun, dünya ölçeğinde tek kutuplu dünyaya geçiş süreci ile bağlantılı, 1970’li yıllardan sonrasında ILO raporlarında kanıtlandığı üzere, milyarlarca dünyalı için geçerli olacak biçimde, örgütsüzleştirme eksenli saldırılarla, en çok ILO sözleşmeleri, sendikal haklar, elbette en ağır sonuçları ile insan hakları, hukuk devleti düzenleri, sendikal haklar kırılarak nasıl, ne boyutlarda kuralsızlaştırıldığını en çarpıcı ILO verileri, yıllık raporlarıyla görebilirsiniz.. Aracın çağımızda küreselleşme sayesinde silahlı güçten daha etkin güce dönüşmüş, medya güdülemesinde, “Tek kutuplu yeni dünya düzeninde, ideolojilerin bittiği..” tezinin olmasının anlamını milyarlarca dünyalı hâlâ algılamamış olsa da, ırklar, dinler, her türden alt kimliklerle ayrıştırılan, paramparça olan, kimlik erozyonu yaşayan kitlelerin cepheleşmelerle birbirlerine düşman olmalarının çözülüşünü yaşamayan yok..
Aynı toprakları, aynı örgütlülükler çatısı altında, aynı çıkarlar savaşımını veren, paylaşan insanların örgütlülüklerinde yaşanan çözülmenin bedellerini ödemeyen yok.. Tek kutuplu dünya düzeni, yeni emperyalizmin yeni vahşi boyutlarının çıkarları adına öncelikle pazarlanan ideolojilere göre, zengin kuzey dünyasında artık dünya savaşlarının benzeri kanlı paylaşım savaşları olmayacaktı. Sözde yoksul dünya içinde kendiliğinden gelişen çok hızlı çözülme, yoksullaşmada en altta kalmamak için çırpınanlar, doğal reflekslerle alt kimlikler, ırklar, dinler, mezhepler, aşiretler savaşlarında patlama yaşamaktaydılar. ABD’nin 11 Eylül’ü, işte bu vahşi çözülmede, kuralsız düzenin kuralsız savaşlarının zengin kuzey dünyasına da bulaşmasının ilk çarpıcı sonucu sayılabilirdi..
Önce beslenip yaratılan sonra da kendilerine tepen silaha dönüştüğünde yok edilmesi gerekli görülen terör ile savaşlarda, insanlık tarihi için çok kısa ama insanlığın en yaşamsal haklarının kayıplarında çok vahşi yol alışta.. ABD’de yaşanan tam karşılığı alt kimliklere yönelik sınırsızlaştırılmış nefretten, şiddeten, terörden türemiş katliamı okumaya çalışırken.. “Terörün, şiddetin, nefret suçlarının virüsleri, siyasetin içinden.. İnsan hakları, hukuk devleti düzenleri, demokrasilerin, barış içinde birlikte yaşam koşullarının tüketilmesinden..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları