Köyde virüs var...
Tuncay Mollaveisoğlu
Son Köşe Yazıları

Köyde virüs var...

18.03.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Kuzey yarımküre zincirleme bir akıl tutulması yaşadı. 

Çin’den koronavirüs ile ilgili gelen haberlere sanki başka bir gezegendeymiş gibi bakıldı. 

Oysa her gün milyonlarca, bir yılda ise 4 milyarın üzerinde insan seyahat ediyor. 

İletişim ve ulaşım çağında uzaklar yakın oldu, internet insanlığın bilgi ve deneyimlerini neredeyse anlık paylaşıyor.

Dünya küresel bir köy ve köyde yaşanan her olay tüm haneleri büyük hızda etkiliyor.

Korona örneği insanlık âlemine yeni bir perspektif katacaktır. Komşuda olan bir hadisenin yalnızca o evin insanlarını etkilemeyeceğini acı da olsa öğrendik. 

İtalya’da kâbusu yaşayanlar Türkiye için endişeli. Virüsün merkezi Çin, kendi söküğünü diktikten sonra diğer ülkelere yardım için elinden geleni yapıyor. 

İnsanlık ortak tehdit karşısında birlikte hareket etmeyi, bilgi paylaşmayı ve bilimin ortak mirasını bir kez daha keşfetti. 

*

Korona örneği, insanların virüs taşımaları halinde neredeyse nükleer bir tehdit kadar etkili olabileceğini gösterdi. 

Yaşadığımız süreç devletlerin tehdit algılarını ve güvenlik tedbirlerini de ciddi anlamda etkileyecek, dönüştürecektir. 

Test yok ise hasta da yok...

Çin’de yaşanan kâbus için “Bize bulaşmaz” diyen herkes kaybetti. 

İtalya, “geç ayılmanın” korkunç sonucunu yaşıyor. Ancak insanoğlu başına gelmeden akıllanmıyor. İtalya örneğine rağmen İspanya da aşırı iyimserliğin kurbanı oldu. 

Peki, Türkiye’de durum ne? 

Çin’de salgın sürerken Umre ziyaretlerine izin verilmesi ve binlerce hacının -abartılı bir benzetme ile- canlı bombalar gibi yurda dönmesi haklı endişeye neden oldu. 

Hacıların çok azı karantinaya alınabildi. Büyük bölümü evlerinde ve Türkiye onlardan talimatlara uymalarını ve kendilerini 14 gün süre ile tecrit etmelerini bekliyor. 

Yani tehlike seviyesi en üst düzeyde olan bir pandemi ile ilgili hükümet, hastalığı taşıma riski olan yurttaşlarından yalnızca “ricacı” olabiliyor!

Umreye izin verilmesi hükümetin de virüs konusunda “aşırı iyimserlik” gösterdiğinin bir örneği...

Yanı başımızda yaşanan örnekler, Türkiye’nin “testi kırılmadan” üst seviyede önlem alması gerektiğini bizlere söylüyor, öğretiyor. 

Ülkemizde vaka sayısı düşük çünkü test yapılan kişi sayısı sınırlı... 

Yani buzdağının görünmeyen yüzünde henüz tespit edilememiş hastalar var. Bu insanlara bir an önce ulaşmalı, hastalığın yoğun yaşandığı yerler belirlenmelidir. 

Çin’de hastalık merkezlerinin ciddi kontrolünün sonuç aldığını unutmayalım. 

Türkiye ekonomik olarak hazır mı?

Virüse karşı en etkili yöntem mümkün olduğu kadar evden çıkmamak. Yani tüm insanlar evlerinde 1 ay geçirebilseler o süreçte hasta olanlar tespit edilip karantina altında tedavi edilecek. Virüsün yayılması önlenecek. 

Ancak eve kapanacak büyük çoğunluğun ev kirası, banka borcu, okul taksidi vb. harcamaları için gelirlerin sürmesine ihtiyaç var. 

Bu durumda hükümet hem ekonomik ve sosyal yaşamı donduracak hem de bu süreçte oluşacak ihtiyaçları, işletmeler ve vatandaş cephesinde sübvanse edecek. 

Vergilerinin büyük çoğunluğunu harcamalar üzerinden elde eden hükümetin, donmuş ekonomide oluşacak vergi kaybına rağmen nasıl kaynak yaratacağı merak konusu. 

Cehalet virüsü ile de mücadele

Virüs, Batılı ülkelerdeki gibi yayılırsa Türkiye ekonomik olarak da sağlık hizmeti açısından da büyük sorunlar yaşayacak. 

Bu nedenle önleyici tedbirleri en üst seviyede gerçekleştirmek ve virüsün yayılmasını önlemek, yani hasta sayısını düşük tutmak zorundayız. 

Hasta tespit etmekte bile zorlanan ülkemizde bir başka endişe konusu cehalet. 

Şeyhlerin, cüppelilerin, tarikatların etkisindeki grup bu süreçte en tehlikeli olanlar. Çünkü bilimi reddediyorlar, dua ile virüsten korunacağına inanıyorlar. 

Bu cehalet nedeniyle devlet yalnızca vatandaşına güvenerek tedbir almamalı. 

Kurallara uyan, bilime inanan, tedbir alan milyonlar yanında aklını kiraya verenler de unutulmamalı. 

Cehalet her ülkede var. İspanya ve İtalya’da da sokağa çıkma yasağının ardından virüsün yayılması durdurulabildi. 

Yazarın Son Yazıları

Seçimin ardından

Seçimin ardından

Devamını Oku
29.05.2023
‘Milli’ iktidar yabancı seçmen peşinde!

‘Milli’ iktidar yabancı seçmen peşinde!

Devamını Oku
22.05.2023
Haydi sandığa, haydi demokrasiye...

Haydi sandığa, haydi demokrasiye...

Devamını Oku
17.05.2023
Türkiye bu filmi daha önce gördü!

Türkiye bu filmi daha önce gördü!

Devamını Oku
15.05.2023
Neyin seçimi?

Neyin seçimi?

Devamını Oku
14.05.2023
İmamoğlu’na saldırı ile amaç ne?

İmamoğlu’na saldırı ile amaç ne?

Devamını Oku
08.05.2023
Cumhuriyet; Aydınlanma, demokrasi ve haberciliğin yüz yıllık gücü

Cumhuriyet; Aydınlanma, demokrasi ve haberciliğin yüz yıllık gücü

Devamını Oku
07.05.2023
En çirkin yalan...

En çirkin yalan...

Devamını Oku
01.05.2023
Telaş içindeler çünkü gidiyorlar...

Telaş içindeler çünkü gidiyorlar...

Devamını Oku
24.04.2023
Paramız nasıl pul oldu?

Paramız nasıl pul oldu?

Devamını Oku
17.04.2023
Yeni başlayanlar için Varlık Fonu

Yeni başlayanlar için Varlık Fonu

Devamını Oku
03.04.2023
Millet İttifakı’ndan beklenen...

Millet İttifakı’ndan beklenen...

Devamını Oku
27.03.2023
Bütün mesele seçimi çaldırmamak...

Bütün mesele seçimi çaldırmamak...

Devamını Oku
20.03.2023
Normalleşmeyin, alışmayın...

Normalleşmeyin, alışmayın...

Devamını Oku
13.03.2023
Ne yapmalı? (06 Mart 2023)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
06.03.2023
Çürüme! Kızılay’dan THK’ye...

Çürüme! Kızılay’dan THK’ye...

Devamını Oku
27.02.2023
Taş kâğıt makas...

Taş kâğıt makas...

Devamını Oku
20.02.2023
İYİ Parti’nin adaylık yaklaşımı

İYİ Parti’nin adaylık yaklaşımı

Devamını Oku
06.02.2023
Yeter! Söz hukukun...

Yeter! Söz hukukun...

Devamını Oku
30.01.2023
Seçime doğru...

Seçime doğru...

Devamını Oku
23.01.2023
7’den 70’e Müjdat Gezen

7’den 70’e Müjdat Gezen

Devamını Oku
16.01.2023
Cumhuriyet gazetesini ikinci yüzyılına taşımak...

Cumhuriyet gazetesini ikinci yüzyılına taşımak...

Devamını Oku
09.01.2023
İstanbul’a kayyum atamak!

İstanbul’a kayyum atamak!

Devamını Oku
28.12.2022
‘Ekrem benim evladımdır’

‘Ekrem benim evladımdır’

Devamını Oku
21.12.2022
Çocuklar için de iktidar değişmeli...

Çocuklar için de iktidar değişmeli...

Devamını Oku
14.12.2022
Milli vizyon öyle mi?

Milli vizyon öyle mi?

Devamını Oku
07.12.2022
Aç çocuklar ülkesinde yeni anayasa!

Aç çocuklar ülkesinde yeni anayasa!

Devamını Oku
30.11.2022
Ölen çocukların ‘U dönüşü’ yok!

Ölen çocukların ‘U dönüşü’ yok!

Devamını Oku
23.11.2022
Sınır güvenliğinden saksı güvenliğine...

Sınır güvenliğinden saksı güvenliğine...

Devamını Oku
16.11.2022
Bahçeli HDP’ye ne der? ‘Meclis’i kaybettik Erdoğan’ı tutalım...’

Bahçeli HDP’ye ne der? ‘Meclis’i kaybettik Erdoğan’ı tutalım...’

Devamını Oku
09.11.2022
Ne reklam arası ne yıkım süreci!

Ne reklam arası ne yıkım süreci!

Devamını Oku
02.11.2022
Vera’nın babası neden evde değil?

Vera’nın babası neden evde değil?

Devamını Oku
26.10.2022
Parmak boyasından parmak izine! Malezya’da ne oldu?

Parmak boyasından parmak izine! Malezya’da ne oldu?

Devamını Oku
19.10.2022
Türkiye’de iktidar olmak mı, CHP’de iktidarda kalmak mı?

Türkiye’de iktidar olmak mı, CHP’de iktidarda kalmak mı?

Devamını Oku
12.10.2022
‘Gerekirse papaz elbisesi giyerim’

‘Gerekirse papaz elbisesi giyerim’

Devamını Oku
05.10.2022
Gordion’un düğümü ve Kılıçdaroğlu

Gordion’un düğümü ve Kılıçdaroğlu

Devamını Oku
28.09.2022
Bu dünyadan bir Haluk Pekşen geçti...

Bu dünyadan bir Haluk Pekşen geçti...

Devamını Oku
21.09.2022
Sultanların yalısına kimler göz dikti?

...

Devamını Oku
07.09.2022
AKP’nin tehlikeli oyunu

AKP’nin tehlikeli oyunu

Devamını Oku
31.08.2022
Sahte seçmen ve kol saati...

Sahte seçmen ve kol saati...

Devamını Oku
24.08.2022