Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Asıl Sorunlara Dokunmadan
Partilerin bugünlerde yayımladıkları seçim bildirilerinin bir ortak noktası var.
\nBildirilerin hemen hepsi 2023, yani Cumhuriyet’in 100. kuruluş yılına ilişkin büyük ölçüde ekonomik önerilerde bulunuyor; uzağı görüyor. Ancak yine partilerin tamamı, genel olarak rejim özel olarak da Kürt sorunu adıyla bilinen soruna bir türlü gelemiyor; yakını görmüyor! Benzer biçimde bozuk olan vergi yapısını da veri alıyor.
\n***
\nCumhuriyet’in 100. yılına 12 yıldan fazla bir süre var. Seçimlerin dört yılda bir yapılacağı varsayımıyla 2023, üç seçim sonrası demek.
\nGenellikle günlük yaşayan ve uzun dönemli sorunları oluruna bırakan siyasal partiler, bu seçimde bir büyük farklılık yaratıyor; üç seçim sonrasıyla ilgili öngörülerde bulunuyor; topluma özellikle ekonomik düşler sunuyor.
\nToplam ulusal üretimin ne kadar olacağı; yaratılabilecek ek iş olanağı sayısı; kişi başına gelirin düzeyi ve dışsatımın 2023’te ulaşacağı büyüklük, bu öngörülerin eksenini oluşturuyor.
\nYalnızca CHP, ek olarak Doğu ve Güneydoğu için demiryolu, madencilik, petrokimya, güneş enerjisi ve şeker sanayisi projeleriyle, bölgesel gelişmeye ayrı bir önem verdiğini kanıtlıyor.
\nSiyasal partilerin ekonomi konusunda da olsa bu derece uzağı görmeleri olumludur.
\nAncak bildirilerde vergi yapısına özellikle dokunulmuyor.
\nVergi, ekonomi ile demokrasinin kesişme noktasıdır. Devlet gelirlerinin nerelere harcandığı kadar vergilerin hangi toplum kesimlerinden toplandığı da çok önemlidir. Vergilerin, ödeyenin ekonomik gücüne göre artan oranlı olması, kamu maliyesinin en temel kuralıdır. Bu, aynı zamanda, bugün demokratikleşebilmiş toplumlarda geniş kitlelerin tarih boyunca ağır bedeller ödeyerek verdikleri demokrasi savaşımlarının bir sonucudur.
\nTürkiye’de bu kural çalışmaz; vergilerin yüzde 70’e ulaşan bir kısmı, zengin-yoksul ayrımı yapmayan, dolaylı vergilerdir. Buna karşılık, kişilerden ve kurumlardan alınan gelir vergileri yüzde 30’larda kalıyor.
\nAyrıca bu yüzde 30’un, yani toplanabilen gelir vergisinin de yüzde 92 gibi bir bölümü, örneğin memurların ve işçilerin ödediği, yani kaynağında kesilen vergilerdir. Bu konudaki istatistik bilgileri yok denecek düzeydedir. Uzmanlara göre, gelir vergisinin yalnızca yüzde beşi beyanname verenlerin vergilerinden oluşuyor. Kısaca vergi yapısı aşırı oranda bozuktur ve devlet vergileri kimlerin ödediğiyle ilgili bilgileri açıklamaz; kendiliğinden beyan edenleri de, eğer adlarının açıklanmasını isterlerse, vergi rekortmeni diye ödüllendirir!
\nVergiyi çok büyük ölçüde sıradan tüketicilerin KDV ve ÖTV olarak verdiği bu dengesiz vergileme yapısının bir sonucu olarak, gelir dağılımında zengin-yoksul farkı çok büyüktür. Üstelik bu farklılık yıllardır daralmıyor; tersine, AKP iktidarı sırasında sıkça değiştirilen verilere göre bile artıyor.
\nSermayeyi ürkütmemeyi ortak ilke edinen partilerimiz, vergi yapısındaki bu büyük bozukluğa da yaklaşımların doğası gereği dokunamıyor. Oysa çok sözü edilen gerçek demokrasiye giden yolun taşları hakça bir vergi yapısıyla döşenebiliyor.
\n***
\nGeçen hafta bağımsız milletvekili adaylarıyla ilgili olarak yaşanan siyasal bunalım şimdilik çözüme kavuşmuş görünüyor. Sorun, geniş anlamıyla rejim ve bu bağlamda Kürt sorunudur. Olay tüm çıplaklığıyla bir kez daha kanıtlıyor ki Kürt sorunu 2023’ün değil, 2011 seçimleri sonrasının gerçek sorunudur.
\nAncak, siyasi partiler, seçime giderken bile, her anlamda can alıcı olan bu sorunun çözümü konusunda görüş ve öneri geliştirmiyorlar. Bu ülkede, gerçek demokrasiye, özgürlüğe, eşitliğe ve barışa giden yolun taşları bir türlü döşenemiyor. Oysa asıl uzak görüş, Cumhuriyetin anlamına ve önemine uygun ve 100. yılında ulaşılması için üzerinde çalışılması, görüş ve öneri geliştirilmesi gerekli konu Kürt sorunu olmalıydı. 2023’e sadece ekonomik büyüklüklerle değil, asıl siyasal çözümle nasıl gidileceği açıklık kazanmalıydı.
\nSiyasetin seçimlerden sonra da dar alanda kısa paslaşmalar biçiminde özetlenebilecek eski özelliğini sürdüreceği görülüyor.
\nPartilerin vergi ve Kürt sorunundan uzak durmaya çalışmaları, yalnız siyasetin kendisini işlevsizleştirmekle kalmaz; bu konulardaki çözümsüzlük, on yıllardır olduğu gibi, siyasal, ekonomik ve toplumsal alanlarda ağır yıkımlara kaynaklık eder.
\nUzağa bakmak, 2023’ü görmek, kuşkusuz çok olumludur.
\nAncak, uzağa bakıyorum derken hemen öndeki önemli sorunların göz ardı edilmesi, o uzağa bakışı da kolayca anlamsızlaştırır. Giderek ağırlaşan gelir dağılımı bozukluğu ve rejim+Kürt sorunu yok sayılarak sürdürülen siyasetle, ne siyaset istikrara kavuşur ne 2023’ün ekonomik hedeflerine ulaşılabilir. Önemli olan hiç olmazsa seçimlere giderken siyasetin asıl büyük sorunları ötelememesi, onlara eğilmesinin sağlanmasıdır.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke