Zafer Arapkirli

Makas değişikliği

15 Eylül 2021 Çarşamba

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı, pazartesi günü Sakarya Muharebesi’nin 100’üncü yıldönümü münasebetiyle düzenlenen törende önemli bir konuşma yaptı. 

Bu konuşmasında, kendisinin ve mensup olduğu “hareket”in ya da takip ettiği “dava”nın temsilcilerinin de sık sık yaptığı üzere (mealen) “Geçen 100 yıllık Cumhuriyet döneminin asırlık ihmallerine çözüm olarak 20 yıldır kendi politikaları ile Türkiye’yi onardıklarını” ima etti. 

Bundan daha da dikkat çekici ve üzerinde durmayı hak edecek şekilde, bir de şu ifadeyi kullandı Recep Tayyip Erdoğan:

“...biz, bu iradeyi ortaya koyarak Cumhuriyet tarihinin en iddialı ve cesur makas değişikliğini gerçekleştirdik...”

Bu “makas değişikliği” tanımlaması, aslında bir tür “ikrar” olarak algılanmalıdır. Yani, Cumhuriyetin kurucu hedefleri ve kurucularının belirlediği ilkelerden ciddi ve tarihi bir sapma ve uzaklaşmaya işaret eden bir ikrardan söz ediyorum. 

Her ne kadar “Rejimin Başı” olarak bu açıklamasını, (kendi ifadesiyle) “Demokrasi ve kalkınma standartlarımızı dünyanın en ileri ülkeleri seviyesine çıkararak asırlardır kuşatma altında tutulan medeniyet tarih ve kültür ufkumuzu tekrar açmayı başardık. Bir yandan eğitimden sağlığa, sanayiden spora asırlık ihmallerin telafisini gerçekleştirdik. Hak, hukuk, adalet, özgürlük alanlarında milletimizi uzunca bir süredir yaşadığı mağduriyetleri giderecek adımları da attık” dediyse de bu saydıklarının hiçbirinin gerçekleşmediğini, iktidarın eteğinin dibinde güçten nemalanan, benliğini ve geleceğini iktidara bağlamış - angaje etmiş yandaşların ve şakşakçılarının haricinde herkes biliyor. 

Bence, 13 Eylül konuşmasının özü, o tarihi “makas değişikliği” ikrarıdır. 

Çağdaş uygarlık ve bilimin yerine, hurafelerin ve geçmişe (1920 ve 30’lara) dönük bir “hınç ve intikam siyasetinin izlerini taşıyan rövanşist politikaların” tanımıdır. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün tayin ettiği “navigasyon tarifi”nden 180 derece zıt bir yöne doğru “makas”tan ayrılmaktır. Talihsiz bir “rota değişikliği”dir.

En somut ifadesini ve örneklerini de son dönemde kasıtlı olarak çıkardıkları ve pompalamaya gayret ettikleri “laiklik karşıtı” söylemde bulmak mümkündür. 

Cumhuriyetin bekçisi, takipçisi, savunucusu ve sevdalısı tüm güçlerin, en başta da Cumhuriyetin kurucusu olma iddiasındaki Cumhuriyet Halk Partisi ve onun gibi düşünen tüm vatanseverlerin, yaklaşan seçim öncesinde odaklanması gereken ana unsur da bu olmalıdır. 

Başta laikliğe sahip çıkmak, bu mücadelede “aman, 3-5 mütedeyyin oyu ürkütmeyelim” kaygısına kapılmadan sahip çıkmak, CHP’nin öncelikleri arasına girmelidir. 

CHP, girildiği anlaşılan seçim “eğik düzleminde” (eski tabirle sath-ı mail) akıllı bir şekilde “vatandaşın guruldayan midesine, boş cüzdanına ve çarşı pazardaki yangına” ağırlık verirken bunları da asla ihmal etmemelidir. 

Aynı şekilde, AKP - FETÖ işbirliği ile hazırlanan kumpaslarda mahkûm edilen emekli generallerin önce zindana atılıp sonra da rütbelerinin sökülmesi hadisesine “aman, darbecilere destek filan demesinler” saiki ile cılız tepki gösterme yanlışına düşmemesi gerektiği gibi. 

‘ÇELİK KURALLARI’

Geçen haftadan bu haftaya sarkan bir tartışma var. 

FOX Haber muhabiri Barış Kaya’nın AKP basın toplantısına alınmaması hadisesi. Malum, “akredite” olmasına rağmen, “istenmeyen soru sorma ihtimali” üzerine ambargo yemesi hadisesi. 

Barış Kaya da bu açıklamaya cevaben, “Ruhsar Pekcan sorusunu sorma demişti, sordum. Erdoğan Bayraktar sorusunu soracağımı da biliyordu. Salona almadı. Kişisel değil. Sorma dediği soruları sorduğum için almadı salona” dedi Twitter’dan. 

Muhabirlerin “ellerine tutuşturulmuş” soruları sorabildikleri, “rahatsız edici” soruların sorulmasına izin verilmediği toplantıların adı, basın toplatıntısı değil, “muktedir propaganda tiyatrosu” olabilir ancak. Demokratik rejimlerde rastlanmayan ve bir an önce değişmesini arzu ettiğimiz, Türkiye’yi “basın özgürlüğü ve tüm özgürlükler ligi”nde alt sıralara mahkûm eden uygulamalar bunlar. 

Ey iktidar sahipleri!

Utanmanız gerek. 

Biz, sizin yerinize utanmaktan bıktık, yorulduk. 

Yeminle. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Mektep... 29 Aralık 2021
Yandaşlık zor zenaat 24 Aralık 2021

Günün Köşe Yazıları