Niye ‘sondan’ başlıyoruz?
Zafer Arapkirli
Son Köşe Yazıları

Niye ‘sondan’ başlıyoruz?

30.07.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Her sorunda yaptığımız gibi, bu olayda da yine “yanlış iliklenmiş son düğme”yi suçlayarak ve koparmaya çalışarak sorunu çözebileceğimizi sanıyoruz. Oysa ki “sondan başlayarak” suçlu aramanın ve o “suçlu düğme”yi koparmanın, düğmeye de gömleğe de zerre kadar bir faydası olmaz.

Mahut “kaçak göçmen-sığınmacı-mülteci” (adını ne koyarsanız koyun) sorunundan söz ediyorum.

Gelin, birbirimizi yemeden, tabii ki o perişan (Evet, perişan. Siz hepsini ticarethane kurmuş milyonlar kazanan, Range Rover’larla gezen minik bir azınlık göçmen nüfustan mı sayıyorsunuz?) insanları da “yemeden” soğukkanlılıkla değerlendirip sorunun nereden kaynaklandığını ve çözümün ne olması gerektiğini masaya yatırıp öyle tartışalım. Sonra da gerekirse “yeriz” birbirimizi.

Bir kere, ortada kolektif bir hata olduğunu kabullenelim. Toplumsal meselelerin olumsuz etkileri de aynı bir takım oyununda (örneğin 11 kişilik bir ekiple oynanan futbol oyunu) olduğu gibi, oyunun ve organizasyonun tüm bileşenlerinin (yöneticisinden teknik direktörüne, malzemecisinden futbolcusuna kadar herkesin) yaptıkları tek tek hataların bileşimi ile galibiyet ya da yenilgi ve hatta hezimet gelir. Gol üstüne gol yersiniz.

Suriyeliler meselesinin kaynağı ne? Tabii ki o ülkede, emperyalist güçlerin doğrudan ve bölge ülkelerini (mesela Türkiye’yi) işin içine sokarak utanmazca müdahalesi değil mi?

Orada kanlı bir iç savaş çıkarıp her geçen gün, hatta dakika o yangının üzerine benzin dökerseniz, bu ülkede yaşayan zaten mutsuz ve umutsuz insanların göçüne zemin hazırlarsınız. Bunun üzerine bir de Türkiye’yi yönetenlerin iki büyük hatasını da ekleyin: 1. Oradan, Esad hükümeti muhalifi cihatçı düzensiz askeri unsurları eğitmek ve Esad’a karşı kullanmak üzere sorumsuzca kendi sınırlarımızı yolgeçen hanına dönüştürüp binlerce kişilik kafileler halinde istedikleri gibi geçmelerine izin vermek. 2. Bu göç dalgasının, sivil halkı da içerecek şekilde milyonlara ulaşmasına da göz yummak. Bunu yaparken de “E, ne yapsın zavallılar Esad zulmünden kaçıyorlar. Biz de öyle âlicenap bir devlet ve milletiz ki yapılacak tek şey kollarımızı açıp, onları alıp baştacı etmektir” (dini tarihe atıfla “Ensar”, yani mağdura kucak açan) demek.

Bu kadar denetimsiz bir göç akınını başlattıktan sonra artık hiçbir çare kalmamıştır sorunun çözümü için.

Hani hep soruyoruz ya: “Asker, polis, bunların büyük kentlere kadar gelip bunca denetimsiz dolaşmalarına neden göz yumuyor?” diye... Zaten sınırı geçiren de aynı ülkenin, bu iktidarın askeri polisi değil mi? Nasıl ve neden soracak? Sorumsuzluğun ve ihanetin menşei bu tavır değil mi? Evet, ihanet diyorum. Daha ağırını yazamayacağım için. Çünkü bu bir milli güvenlik suçu, bir ağır ihanettir.

Kolektif hatalar dedik ya. Şimdi işin orasına gelelim.

Bunca insan kentlerimize, kasabalarımıza denetimsiz biçimde geldiklerinde ilk işleri ne olmuştur? Doğal olarak, barınacak bir çatı altı, bir dam altı (ev, apartman dairesi, gecekondu vs.) bulmak.

Sen, ben, bu ülkenin vatandaşı bir ev bulabilmek için bin bir türlü sınavdan (emlakçıdan başlayarak ev sahiplerine kadar) sorgudan denetimden geçerken bu insanlara (5- 6 milyon diyorum) bunca evi nasıl sattı ya da kiraladı?

Cevabı hepimiz biliyoruz: “Ben parama bakarım abi...”

İkinci olarak ne yapar insan? Bir iş arar.

Peki, iş ararken hiçbir referans ya da geri plan araştırması yapmadan, “TC vatandaşının 10 TL’ye yapacağı işi (misal) 3 TL’ye yaptıran” her sektörde ve her seviyede, her çapta işyerinin sahipleri, bu insanlara yerleşik duruma geçebilmeleri için (aradaki o misal 7 TL’lik açgözlülük uğruna) en önemli hayat öpücüğünü sağlamış olmadılar mı?

Parası olanlar da büyük kentlerimizin her bir köşesinde, üstelik kendi dillerinde tabelalarını asıp “aslanlar gibi” kendi ticarethanelerini açmadılar mı? Yerel yönetimler de bunlara gereken izni sağladı mı, sağlamadı mı?

Bunları yapabilen insanlar neden geri dönsün ki?

Sonrası?..

Sonrası, büyük bir “geçmiş olsun”dur.

Kimse kusura bakmasın. Hani yukarıda dedim ya “Takım oyununda tek tek her mevkide yapılan hatalar” hezimeti getirir.

Şimdi, biz (yukarıda anlattığım kolektif suçları işleyen ev sahibi, emlak sahibi, işveren tayfası da dahil olmak üzere) ne yapıyoruz?

Efendim, orada burada olay çıkarıyorlarmış da (biz çok kendi halinde mazbut bir milletizdir zaten. Aslında Fin ya da Norveç kökenliyiz de Türk zannediyorlar bizi), kentlerimizi kirletiyorlarmış da, her yere çöplerini atıyorlarmış da (caddelerimiz piknik yerlerimiz “bal dök yala” misalidir), kadına kıza sarkıyorlarmış da (asla görülmemiştir bizim ülkenin erkeğinin böyle huyları), kendi ülkelerinde savaş varken burada denize giriyorlarmış eğlenceler tertip ediyorlarmış (senin Almancın, senin İngiltere’ye, Hollanda’ya, Fransa’ya kaçak giden mülteci akrabaların, komşuların, dostların, hafta sonlarında gelip burada faşizme ve “AK zulme” karşı demokrasi mücadelesine omuz veriyorlar değil mi?)..

Geçiniz, hanımlar beyler.

Sonuçla ve o “son düğme” ile uğraşmayı bırakın.

Bolu Belediye Başkanı’nın aldığı ırkçı, ayrımcı, insan haklarına taban tabana zıt önlemleri (suyu, elektriği vb. daha pahalıya satmak) ve bu tür ortaçağ kafasına ait çıkışları saymıyorum bile.

Yapılacak tek şey vardır.

Sorunun müsebbibi olan bu iktidarı bir an önce değiştirip “yanlışı doğruya dönüştürme” sürecini bir an önce başlatmak. Yani, önce iktidarın 20 yıllık milyonlarca yanlışı, vebali ve suçlarını sandıkta ağır biçimde cezalandırıp yeni gelecek olan yönetime de bu anlamda görevler yüklemek ve bu görevlerin takipçisi olmak.

Kaçak sığınmacı sorunu, gerçekten de ağır bir milli güvenlik sorunu haline gelmiş ve ülkeyi için için kemirmektedir. Birbirimizle ve bu mağdur insanlarla kavga ederek çözemeyiz bunu.

İktidar değişikliği... Hemen!

Yazarın Son Yazıları

Mektep...

Mektep...

Devamını Oku
29.12.2021
Yandaşlık zor zenaat

Yandaşlık zor zenaat

Devamını Oku
24.12.2021
Nas Nas Paraları Leyla’ya...

Nas Nas Paraları Leyla’ya...

Devamını Oku
22.12.2021
Sefil bir tiyatro

Sefil bir tiyatro

Devamını Oku
17.12.2021
Kezzap

Kezzap

Devamını Oku
15.12.2021
İşte, bunun için sevmiyoruz

İşte, bunun için sevmiyoruz

Devamını Oku
10.12.2021
‘Gelmekte olan’ değişmez

‘Gelmekte olan’ değişmez

Devamını Oku
08.12.2021
Millete ‘nanik’ yapıyorlar...

Millete ‘nanik’ yapıyorlar...

Devamını Oku
03.12.2021
Dördüncü kuvvetin kuvveti

Dördüncü kuvvetin kuvveti

Devamını Oku
01.12.2021
Fırıl, fırıl, fırıl...

Fırıl, fırıl, fırıl...

Devamını Oku
26.11.2021
Kreşendo zamanı

Kreşendo zamanı

Devamını Oku
24.11.2021
‘Bu can bu bedenden çıkmadan...’

‘Bu can bu bedenden çıkmadan...’

Devamını Oku
19.11.2021
‘Açık yaralar’ ve Kılıçdaroğlu

‘Açık yaralar’ ve Kılıçdaroğlu

Devamını Oku
17.11.2021
Bugs Bunny’nin ölümü

Bugs Bunny’nin ölümü

Devamını Oku
12.11.2021
Tehlikenin farkındayız

Tehlikenin farkındayız

Devamını Oku
10.11.2021
Ekmek Bulamıyorsanız...

Ekmek Bulamıyorsanız...

Devamını Oku
05.11.2021
‘Sana ne oluyor ki?’

‘Sana ne oluyor ki?’

Devamını Oku
03.11.2021
‘İçişleri’ yalanı...

‘İçişleri’ yalanı...

Devamını Oku
27.10.2021
Milletle alay etmenin dozu kaçtı

Milletle alay etmenin dozu kaçtı

Devamını Oku
22.10.2021
‘155’i ararım!..’

‘155’i ararım!..’

Devamını Oku
20.10.2021
Giderayak güldürüyorlar

Giderayak güldürüyorlar

Devamını Oku
15.10.2021
Kazanımlar, kayıplar...

Kazanımlar, kayıplar...

Devamını Oku
13.10.2021
Taklitler, mukallitler...

Taklitler, mukallitler...

Devamını Oku
08.10.2021
6 Ekim ruhu

6 Ekim ruhu

Devamını Oku
06.10.2021
Antikorun Kadar Konuş!..

Antikorun Kadar Konuş!..

Devamını Oku
01.10.2021
Otokrat

Otokrat

Devamını Oku
29.09.2021
New York Seferi Abuklukları

New York Seferi Abuklukları

Devamını Oku
24.09.2021
Ayran - tahtırevan

Ayran - tahtırevan

Devamını Oku
22.09.2021
‘Al gülüm - Ver gülüm’

‘Al gülüm - Ver gülüm’

Devamını Oku
17.09.2021
Makas değişikliği (15.09.2021)

Makas değişikliği

Devamını Oku
15.09.2021
‘Ben yaptım abi’ devri...

‘Ben yaptım abi’ devri...

Devamını Oku
10.09.2021
‘Ali Bey kafası’

‘Ali Bey kafası’

Devamını Oku
08.09.2021
‘Cüppeli hâkim’

‘Cüppeli hâkim’

Devamını Oku
03.09.2021
Ne işimiz vardı?

Ne işimiz vardı?

Devamını Oku
27.08.2021
Yahu, siz aklınızı mı yitirdiniz?

Yahu, siz aklınızı mı yitirdiniz?

Devamını Oku
20.08.2021
‘Alarm zili’ mi dedin?

‘Alarm zili’ mi dedin?

Devamını Oku
13.08.2021
Rehber belli: Bilim

Rehber belli: Bilim

Devamını Oku
06.08.2021
Niye ‘sondan’ başlıyoruz?

Niye ‘sondan’ başlıyoruz?

Devamını Oku
30.07.2021
Yoruldu-k

Yoruldu-k

Devamını Oku
23.07.2021
O kelepçe…

O kelepçe…

Devamını Oku
16.07.2021