Ayran - tahtırevan
Zafer Arapkirli
Son Köşe Yazıları

Ayran - tahtırevan

22.09.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Riyaseticumhur’un “Tayyare-i Hümayunu”na doluşup New York seferine çıkan “Heyet-i Muktedir”in üyelerinden bir hanımefendi, dün sosyal medya paylaşımını bir de ünlü müzik parçası ile süslemişti. Hani “story” dedikleri paylaşımlar var ya. Geri planda çalgılı malgılı, şarkılı türkülü...

“New York New York...” diye çığırıyor.

En çok Frank Sinatra’dan dinlemeyi sevdiğimiz o “efsane” şarkının nakaratı şöyledir:

“If ı can make ıt there

I’ll make ıt practically anywhere

It’s up to you

New York, New York”

(Mealen - Burada başarabiliyorsam, herhalde nerede olsa yaparım. Artık gerisi sana kalmış. New York, New York)

Olayı daha iyi anlatamazdı, başka bir şarkı.

“Orada” yani New York şehrinde kendilerini nasıl hissediyorlarsa her yerde öyle hissedebileceklerine, daha da ötesinde “kendilerinden başka herkesin de öyle hissedebileceğine” inanan bir zihniyetle karşı karşıyayız. 

Geride bıraktıkları Anavatan’da yaşayan insanların da bu “yapay coşkuyu” iliklerine kadar hissetmelerini istiyorlar adeta. 

ABD’nin ve dünyanın en cafcaflı şehrinde, 36 katlı, 171 metre yüksekliğinde bir gökdelen dikince, bütün sorunların çözüleceğine, “kendin uydur kendin inan, kendin yarat kendin tapın, kendin pişir kendin ye” kabilinden bir yapay mutluluğun hem kendilerine hem de 20 yıldır daha da yoksullaştırdıkları bu ülkeye ve halkına “itibar” kazandıracağına inanıyorlar.

New York New York türküsünü mırıldandıkları sırada, Türkiye’nin büyük kentlerinin, ortanca ve küçük kentlerinin ve hatta bilcümle kentlerinin ıssız parklarında “mehtaba karşı” ama hiç de keyif içinde olmadan, tam tersine “ıstırap içinde” yatmakta olan öğrencilerin bulunduğu gerçeğini hiç hatırlamadan. 

O türkünün nameleri ile dans ettiklerinde ve (muhtemelen Tayyare-i Hümayun’un kumandanına çaktırmadan) New York’un 55 yıldızlı otellerinin barlarında Martini’lerini yudumlarken ertesi sabah İstanbul’da bir ilkokul müdürünün istediği 2 top fotokopi kâğıdını ve 1 paket tuvalet kâğıdını yollayamadığı için, çocuğunun mahcubiyetinin hesabını yapan işçi babanın halini hiç düşünmeden.

Muhtemelen, “Selçuklu motifleri” (neresinde olduğunu ben göremedim. Belki de örtüyü kaldırıp iyice aşağı bakmak lazım) ile bezenmiş, “Lale Gökdelen’in” önünde çektirdiği fotoğrafın, gazetenin hangi sayfasında kaç sütun, kaç santim gireceğini ve bunun “Otağ-ı Hümayun” nezdinde ne kadar puan yapacağını hesap ediyordu bazı gazeteci kılıklılar. Ama aynı anda mesela Ankara’da bir semt pazarında akşam karanlığı basarken kenara atılan çürük-çarık domates, biber, patlıcanları ayıklamaya gelen orta yaşlı emekli hanımların, görünmemek için başlarındaki örtüyü gözlerini de kapayacak şekilde aşağı kaydırdıklarından haberleri bile yoktu. 

Kısacası, utanmıyorlardı hiç. 

New York’un ana caddelerinde 821 First Avenue adresine doğru “ciyak ciyak bağıran” milyonlarca dolara kiralanmış mavili-kırmızılı çakarlı eskort araçları içinde bizlerin vergileri ile hava basarken dilimizin o en “oturaklı” deyimlerinden “Ayran ve tahtırevan” içerikli deyimi akıllarına getirmişler miydi acaba bir an için?

“İçeride” mikrofonu ellerine aldıklarında “Valla ben esasen dikey yapılaşmaya karşıyım” diyenlerin, New York’ta “171 metrelik gökdelen dikmekle” nasıl övündüklerini yılışık bir hayranlık ve huşu içinde dinledikleri belliydi. 

Ama mesela, o “Lale Gökdelen”e harcandığı söylenen 291 milyon dolar para ile kaç okula, kaç rulo tuvalet kâğıdı ve sabun alınabileceğini, kaç öğrencinin altına geceleri birer sıcak döşek ve üzerlerine kaç battaniye örtülebileceğini, kaç SMA hastası çocuğu hayatta tutabilecek bir kutu ilacın alınabileceğini, kaç emeklinin ay sonunda “maaşından insafsızca kesilen” ilaç parasının “devlet baba” tarafından karşılanabileceğini, kaç fedakâr hekim ve hemşireye (misal) 300’er TL ilave ödeme yapılabileceğini umursamıyorlardı bile. 

Ama Martini ayrandan daha lezzetliydi tabii. 

Ama, “Heyet-i Hümayun”un konvoyundaki deri koltuklu serin klimalı kiralık limuzinlerinde kafalar öyle çalışmıyordu tabii ki. Ankara ile konuşurken muhtemelen “Ay şekerim. Öyle yoğun bir program var ki, senin o Fifth Avenue’daki tarif ettiğin dükkâna uğramaya hiç fırsatım olmadı. Dönüşte Duty Free’den bakarım. Modelini bana WhatsApp’tan bi daha yollayıver canikom. Öptüm Bye..” muhabbetinden, bu saydıklarıma vakit kalmıyordur. 

Bazıları “500 yılda bu toprakları yönetenlerin attığı en büyük adım olduğuna” bile inandırılmışlardı. Öyle bir rüya içindeydiler. 

Dedim ya... “Landon”un (Tahtırevanların sonradan icat olunan tekerlekli bir üst modeli) konforu, ayran bulamamanın sıkıntısını unutturuveriyordu, o pırıltılı “Debdebe-i Hümayun” seansları sırasında. 

Yazarın Son Yazıları

Mektep...

Mektep...

Devamını Oku
29.12.2021
Yandaşlık zor zenaat

Yandaşlık zor zenaat

Devamını Oku
24.12.2021
Nas Nas Paraları Leyla’ya...

Nas Nas Paraları Leyla’ya...

Devamını Oku
22.12.2021
Sefil bir tiyatro

Sefil bir tiyatro

Devamını Oku
17.12.2021
Kezzap

Kezzap

Devamını Oku
15.12.2021
İşte, bunun için sevmiyoruz

İşte, bunun için sevmiyoruz

Devamını Oku
10.12.2021
‘Gelmekte olan’ değişmez

‘Gelmekte olan’ değişmez

Devamını Oku
08.12.2021
Millete ‘nanik’ yapıyorlar...

Millete ‘nanik’ yapıyorlar...

Devamını Oku
03.12.2021
Dördüncü kuvvetin kuvveti

Dördüncü kuvvetin kuvveti

Devamını Oku
01.12.2021
Fırıl, fırıl, fırıl...

Fırıl, fırıl, fırıl...

Devamını Oku
26.11.2021
Kreşendo zamanı

Kreşendo zamanı

Devamını Oku
24.11.2021
‘Bu can bu bedenden çıkmadan...’

‘Bu can bu bedenden çıkmadan...’

Devamını Oku
19.11.2021
‘Açık yaralar’ ve Kılıçdaroğlu

‘Açık yaralar’ ve Kılıçdaroğlu

Devamını Oku
17.11.2021
Bugs Bunny’nin ölümü

Bugs Bunny’nin ölümü

Devamını Oku
12.11.2021
Tehlikenin farkındayız

Tehlikenin farkındayız

Devamını Oku
10.11.2021
Ekmek Bulamıyorsanız...

Ekmek Bulamıyorsanız...

Devamını Oku
05.11.2021
‘Sana ne oluyor ki?’

‘Sana ne oluyor ki?’

Devamını Oku
03.11.2021
‘İçişleri’ yalanı...

‘İçişleri’ yalanı...

Devamını Oku
27.10.2021
Milletle alay etmenin dozu kaçtı

Milletle alay etmenin dozu kaçtı

Devamını Oku
22.10.2021
‘155’i ararım!..’

‘155’i ararım!..’

Devamını Oku
20.10.2021
Giderayak güldürüyorlar

Giderayak güldürüyorlar

Devamını Oku
15.10.2021
Kazanımlar, kayıplar...

Kazanımlar, kayıplar...

Devamını Oku
13.10.2021
Taklitler, mukallitler...

Taklitler, mukallitler...

Devamını Oku
08.10.2021
6 Ekim ruhu

6 Ekim ruhu

Devamını Oku
06.10.2021
Antikorun Kadar Konuş!..

Antikorun Kadar Konuş!..

Devamını Oku
01.10.2021
Otokrat

Otokrat

Devamını Oku
29.09.2021
New York Seferi Abuklukları

New York Seferi Abuklukları

Devamını Oku
24.09.2021
Ayran - tahtırevan

Ayran - tahtırevan

Devamını Oku
22.09.2021
‘Al gülüm - Ver gülüm’

‘Al gülüm - Ver gülüm’

Devamını Oku
17.09.2021
Makas değişikliği (15.09.2021)

Makas değişikliği

Devamını Oku
15.09.2021
‘Ben yaptım abi’ devri...

‘Ben yaptım abi’ devri...

Devamını Oku
10.09.2021
‘Ali Bey kafası’

‘Ali Bey kafası’

Devamını Oku
08.09.2021
‘Cüppeli hâkim’

‘Cüppeli hâkim’

Devamını Oku
03.09.2021
Ne işimiz vardı?

Ne işimiz vardı?

Devamını Oku
27.08.2021
Yahu, siz aklınızı mı yitirdiniz?

Yahu, siz aklınızı mı yitirdiniz?

Devamını Oku
20.08.2021
‘Alarm zili’ mi dedin?

‘Alarm zili’ mi dedin?

Devamını Oku
13.08.2021
Rehber belli: Bilim

Rehber belli: Bilim

Devamını Oku
06.08.2021
Niye ‘sondan’ başlıyoruz?

Niye ‘sondan’ başlıyoruz?

Devamını Oku
30.07.2021
Yoruldu-k

Yoruldu-k

Devamını Oku
23.07.2021
O kelepçe…

O kelepçe…

Devamını Oku
16.07.2021