Biz ona Cumhuriyet diyoruz...

30 Ekim 2022 Pazar

Eğer bugün toplumun yarısı acı çekiyor, geçimini sağlayamıyor, yarınını göremiyor, toplumun parlak, aydınlık, yetenekli gençleri ülkeyi terk etmek için yollar arıyorsa... Biz ona Cumhuriyet diyemiyoruz.

Eger bugün Meclis’in yetkilerini, tek insan üstlenmişse, biz ona Cumhuriyet demiyoruz. 

Eğer toplumsal cinsiyet eşitliği, Medeni Kanun ayaklar altında çiğneniyor, kadının kariyeri çocuk doğurmak olarak görülüyor ve kadın ancak kuluçka makinesi olarak toplumda var olabiliyorsa biz ona Cumhuriyet diyemiyoruz. 

Başta “Eğitim Birliği” yasası olmak üzere, tüm devrim ilkeleri yok sayılıyor; anayasaya her fırsatta çiğneniyorsa biz ona Cumhuriyet diyemiyoruz. 

Sevgili okurlar, Cumhuriyet Bayramını kutlarken PEN Yazarlar Derneği olarak “Laiklik olmadan demokrasi; demokrasi olmadan Cumhuriyet olmaz” dedik. Birkaç okurum, beş yıl önce paylaştığım PEN açıklamamızı bana hatırlattı, yeniden yayımlamamı istedi. İsteğe boyun eğiyor, yol haritası niteliğindeki o açıklamayı kısaltarak paylaşıyorum: 

Yurttaşlar, kadın-erkek, çoluk-çocuk, köylü-kentli, yoksul-zengin, tasada ve kıvançta ortak olarak, birlikte yas tutabiliyor ve birlikte bayram edebiliyorsa...

Biz ona Cumhuriyet diyoruz. 

Kimse kılığından kıyafetinden ötürü suçlanmıyor, hakarete ve saldırıya uğramıyor, herkes laik bir rejimde yaşamanın ne büyük bir ayrıcalık ve nimet olduğunu biliyorsa...

Biz ona Cumhuriyet diyoruz. 

Din ve inanç özgürlüğü içinde, dinin kutsallığına saygı duyuluyor, din gündelik siyaset malzemesi olarak kullanılmıyor, dini esaslara dayalı bir rejim inşa edilmiyor, yurttaşlar inançlarından ve mezheplerinden ötürü ayrımcılığa tabi tutulmuyorsa...

Biz ona Cumhuriyet diyoruz.

Eğitim sistemi siyasi emellere alet edilmiyor, okullar buna göre düzenlenmiyorsa ve eğitimde fırsat eşitliği tüm topluma yaygınlaştırılıyorsa...

Biz ona Cumhuriyet diyoruz. 

Toplumsal barış, iç barış, bölge barışı ve dünya barışı her şeyin üstünde tutuluyor, titizlikle savunuluyor ve başka ülkelere, “demokrasi” getirme bahanesiyle müdahale edilmiyorsa...

Biz ona Cumhuriyet diyoruz. 

Toplumu kutuplaştırmak, onu ikiye bölmek, bizden olanlar ve bizden olmayanlar diye ayırmak, kimseyi milliyetinden, kültüründen, dilinden ve kimliğinden ötürü aşağılamak söz konusu bile edilmiyorsa...

Biz ona Cumhuriyet diyoruz. 

Kitaplar toplatılıp yasaklanmıyor, gazeteciler, yazarlar hapishane günlüğü tutmak zorunda bırakılmıyor, siyasi parti liderleri, yöneticileri, seçilmiş belediye başkanları demir parmaklıklar ardında, siyasetten uzak tutulmuyor, her türden muhalefeti susturmaya tevessül dahi edilmiyor, herkes düşünce, ifade ve yayımlama özgürlüğünü korkusuzca yaşıyorsa...

Biz ona Cumhuriyet diyoruz. 

Özgürlükler doyasıya yaşanıyor, kimse düşüncelerinden ötürü tutuklanmıyor, işinden, aşından olmuyor ve adalet duygusu ülkeyi yönetenler ve yönetilenler tarafından içtenlikle paylaşılıyorsa...

Biz ona Cumhuriyet diyoruz. 

Ağaçların yeşil, gökyüzünün mavi, nehirlerin berrak, havanın temiz, sözlerin yumuşacık, kalplerin sevgi dolu olduğu ve gözlerin merhametle güzelleştiği, tabiatın ve hayvanların da yeryüzünü paylaştığımız yoldaşlarımız olduğu kuvvetle hissediliyor ve onların hakları da tıpkı insan hakları gibi güvence altına alınıyorsa...

Biz ona Cumhuriyet diyoruz. 

Biz Türkiye Cumhuriyeti’ni çok seviyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Cumhuriyet için canını veren, emek veren, herkesi saygıyla, sevgiyle anıyor, sonsuz teşekkürlerimizi sunuyor, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti Türkiye’nin sonsuza dek yaşayacağı inancıyla kutluyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları