Cumhuriyet Bayramı armağanı Fazıl Say’dan

28 Ekim 2021 Perşembe

Bu karşıdevrimi bir an önce durdurup Cumhuriyeti yeniden inşa etmek zorundayız. Bu ülke sahtekârlıkla yönetilecek bir ülke değil. Karapara aklayarak, milleti yalanlarla, sadakayla, koyun güder gibi kimse güdemez! Üstelik siyasal İslamı sömürü, baskı, şiddet aracı olarak kullanılabildiğini de ispatlamak bu hükümete kaldı!  

Türkiye Devleti, bir Cumhuriyettir. DEMOKRATİK, LAİK ve SOSYAL bir HUKUK DEVLETİ olmak zorundadır. Bu ilkelere kavuşabilmek için bu hükümetin seçimle değişmesi şart! Artık tek çabamız bu olmalıdır!  

Sevgili okurlar, hepinizin Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum. Cumhuriyet özgürlüktür, eşitliktir, demokrasidir, adalettir, insan olmaktır. Çoğulculuktur, vicdandır, çocuklarımızın geleceğidir.   

‘SAY PLAYS SAY 3’   

Cumhuriyet, bütün bunlar ve daha nelerdir ama benim için aynı zamanda işini en iyi yapma çabasıdır da... Bu Cumhuriyet Bayramı armağanımız Fazıl Say’dan...

Yeni albümünü yayımlamak için yarını, 29 Ekim’i seçti Fazıl Say. Çünkü o, ödün vermeyen bir Cumhuriyet savunucusu, ilkelere ve devrimlere bağlılığı sonsuz. “Çünkü Atatürk’ün ve Cumhuriyetin, bizlere yani Türk sanatçılara yol göstericiliği, bizlere verdiği destek çok önemli. Çünkü biz bestecilerin gönlünde yatan Atatürk sevgimiz sonsuz” diyor. Çocuk yaştan beri bunun bilincinde ve bunun sorumluluğunu taşıyor.       

Yeni albüm “Say Plays Say 3” başlığını taşıyor. Fazıl Say, kendi eserlerini çalıyor... “Say, Fazıl Say Çalıyor” serisinin üçüncüsü bu. 

Kayıtlar 2016 ve 2019 yılları arasında Salzburg Mozertaum’da gerçekleştirildi. Bu solo piyano eserleri ACM etiketiyle 29 Ekim’den başlayarak tüm dijital platformlarda dinlenebilir.   

Kimi eserleri daha önce konserlerde dinlemiş olabilirsiniz, ama ilk kez tümü bir albümde. Hepsi yaşadığımız, yaşamakta olduğumuz gerçek olaylara dayanıyor. Dramatik ve gülümseten yanlarıyla, hepsi bir bütün!  

YAŞANMIŞLIKTAN MÜZİĞE   

Yeni albüm üzerine konuşurken, Fazıl Say özellikle bu bütünlüğü vurguluyor: 

Bu bestelerin hepsi yaşanmışlıktan doğdu. Sanki kendiliğinden oluştu. Besteci yaşamdan aldığını yansıtır. Yaşananı, toplumun tepkisini, kendi tepkimi müzik yoluyla ifade etme çabam...” diyor. “Gerçekçi bir sanatçı bakış açışı ve nesnel bir müzik dili ile yaratıldı. Bu eserlerde gerek piyano çalış tekniğinin gerekse piyano ile elde edilen renk dokusunun artırıldığını düşünüyorum.”  

Dinlediğiniz zaman çağdaşlıkla, 21. yüzyılın tüm tekniklerinden yararlanmasıyla, Anadolu esintilerini, Türk motiflerini, nasıl bütünlediğine de tanıklık ediyorsunuz.    

GEZİ’DEN KAZ DAĞLARI’NA

Hangi eser beni daha çok etkiledi, bilemiyorum. 

Dört bölümden oluşan “Gezi Parkı Sonatı”nda, İstanbul sokaklarındaki gece direnişleriyle coştum (sloganları neredeyse duyar gibi oldum)... Sonra sadece Gezi Parkı’nı değil, tüm kenti sessiz gaz bulutları kapladı, ciğerlerim yandı... Ah! İşte masum çocuk Berkin Elvan! Onun öldürülüşüne tanıklık ettim, gözyaşlarımı tutamadım... Ama yine de terk etmedi umut beni...  

Ankara Garı’nda gerçekleşen patlamada ölenlerin anısına yazdığı “In Memoriam” başlıklı ağıt olsun, Kaz Dağları’ndaki direnişin ifadesi olan Balad ve Marş... Her biri beni yüreğimden sımsıkı kavrayan eserler...

Hayır hepsine kaynaklık eden olaylar bunca dramatik değil elbet. İzmir’in çiçek açan dağları, Ege’nin çırpınan denizi,   Urla’nın şiiri, efelerin zeybeği beni bulutların üzerine uçurdu... Bir de Brahms, Chopin ve Rahmaninov’un, Fazıl’la birlikte  İzmir sokaklarında dolaşmalarına elbet ben de katıldım. 

Dinleyince şaşacaksınız! Bu Fazıl Say, adeta müzikle resim yapıyor! 

Bu Cumhuriyet armağanı için sonsuz teşekkürler Fazıl Say! 

Bir sonraki albümde gel şu “Kara Toprak 2019” çeşitlemesini, “Aydınlık Topraklar”a çevirelim. Var mısın? 

Hadi var mısınız?    



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları