Cumhuriyet kültür devrimidir...

Cumhuriyet kültür devrimidir...

29.10.2023 12:43
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhuriyet, özgürlüktür. Cumhuriyet, bağımsızlıktır, Cumhuriyet laikliktir. Cumhuriyet demokrasidir.

Cumhuriyet aydınlıktır. Aydınlanmadır. Cumhuriyet kadın devrimidir. Cumhuriyet kültür devrimidir.

Cumhuriyet, önce vicdandır. İnsana saygıdır. İnsan haklarına, insan yaşamına, insan emeğine, insan onuruna saygıdır...

Cumhuriyet, önce hakkaniyettir. Adalete güvendir. Kanun hükmünde kararnamelerin değil, hukukun üstünlüğüdür.

Cumhuriyet, ekmek ve emeğin, birilerinin dudakları arasındaki kelama değil, alınterine bağlı olmasıdır.

Cumhuriyet, yarından korkmamaktır. Çocuklarımızın bugün ya da ilerideki günlerde başlarına gelebileceklerden korkmadan yaşamaktır...

Cumhuriyet ayırımcılığı önlemektir. Yaşamın her alanında her tür ayırımcılığa karşı çıkmak, bu zulmü sürdürenleri durdurmaktır.

Cumhuriyet çoğulculuktur. Yeryüzü sofrasında çoğulculuğun farklı nimetlerini, renklerini zenginlik saymaktır. Bu zenginlikle çoğalmak, bu zenginliği paylaşmaktır.

Cumhuriyet, azınlığın, mağdurun, haksızlığa uğrayanın, sömürülenin hakkını her şeyin üzerinde tutmaktır.

Cumhuriyet umuttur. Daha güzel bir dünya, daha güzel bir memleket, daha güzel bir gelecek umududur.

Cumhuriyet, bu umudu gerçekleştirmek için çalışmak, bu ideal için Aydınlanmadan, ilimden, bilimden, eğitimden güç almak, evrensel ve çağdaş değer ölçülerini sımsıkı kucaklamaktır.

Cumhuriyet, sevmektir. Vatanını memleketini sevmek, dünyayı sevmek, insanı sevmek, doğayı sevmektir.

Bundan yüzyıl önce Türkiye Cumhuriyetinin kurucuları, yukarıda saydığım tüm bu özellikleri bu millete yerleştirmeye çalıştılar.

‘CUMHURİYET’İN TEMELİ KÜLTÜRDÜR’

Cumhuriyetin ilanı, 600 yıllık ümmet, yani inanç toplumunun, artık akıl toplumu olma yolundaki ilk adımıydı... Anayasamızda yer alan demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti olma ilkeleri, din ve inancı hayatımızdan çıkarmak için değil, tam tersine, din ve inancı en saygın, en hak ettiği yere oturtmak içindi: Yani dini ve inancı bireyin ahlak ve vicdan dünyasına yerleştiriyordu.

“Cumhuriyetin temeli kültürdür” demişti Mustafa Kemal Atatürk... O ve silah arkadaşları, çalışma arkadaşları, yeni devletin kültür temellerini , çağdaşlık ve millilik prensipleri üzerine oturttular. Onların “Muasır Medeniyet” dedikleri evrensel ve çağdaş uygarlıktı. Bu hedefe ulaşmak için de art arda reformlar yaptılar . Mustafa Kemal Atatürk uygarlıkla, kültür ve sanat kavramlarının içiçe geliştiğinin bilincindeydi...

Osmanlı’da yenileşme, modernleşme girişimleri ümmetçi tutumu benimsemiş, ayrıca toplumun çok küçük bir bölümünde mal edilmişti. Oysa Cumhuriyet Devrimleri, Aydınlanmayı ve eğitimi toplumun bir kesimi için değil, tek millet, tek devlet ilkesiyle toplumun tüm katmanlarına, herkese yaymaya çalışacaktı... Aynı şekilde sanatın da imtiyazlı bir avuç insanın değil, herkesin içindeki yaratıcı gücü ortaya çıkaracak ve topluma mal edecek bir eğitim sistemine bağlamayı hedeflemişti.

KİTAP OKUYAN BİR AYDIN

Mustafa Kemal Atatürk, kitap okuyan bir aydındı. Entelektüeldi. Kendi özel kütüphanesinin özel kataloğu elime geçtiğinde neye uğradığımı şaşırdım. (O kataloğu bana hediye eden Evrim Altuğ’a çok teşekkürler.) Binlerce kitabın arasında yok yok. En geniş bölüm yerli ve yabancı dünya edebiyatı. Türkçe, Osmanlıca, Latince, Fransızca, Almanca, İtalyanca kitaplar. Tarihten felsefeye, biyolojiden astronomiye, on binleri aşan başlık. Tümü okunmuş, okuduğu her kitabın yanında notlar almış, kimi satırları çizmiş...

Afet İnan, “ Kitap Atatürkün fikir hayatı için değerli bir varlık mahiyetinde idi... O kitap seven bir fikir adamı idi” der.

Tıpkı kitabı sevdiği gibi Mustafa Kemal’in nitelikli müziği, operayı, resim sanatını tüm sanatları sevdiğini; sanat eğitimine sonsuz önem verdiğini, sanat ve kültürün insanın yaşam biçimini belirleyeceğine inandığını da biliyoruz. Bir zamanların Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu tanığımdır.

Hayır 100 yıl sonra kitap okuyan, kitap seven, yazarları seven, sanatı seven, tiyatro operayı seven, anlayan bir liderimiz olmadı.

Yazarın Son Yazıları

Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025
Günler geçerken...

Pınar Kür... Edebiyatımızın cesur kadınlarından biri daha sonsuzluğa göçtü.

Devamını Oku
17.07.2025
Hikmet Çetinkaya

Yaş almanın en kötü yanı eşiniz, dostunuz, arkadaşlarınız, meslektaşlarınız hepsi gidiyor.

Devamını Oku
13.07.2025