Doğayı özlüyorum...

16 Kasım 2012 Cuma

MONET’NİN BAHÇESİNDEN, MİLLİ PARK’TA TERMİK SANTRALA:

\n

\n

Bu gezi hiç bitmesin, bu gezi hiç... Bu yolculuk hep sürsün... Uzakta değilim. Buradayım. İstanbulda Emirgânda. Monetnin bahçesinde.

\n

Bakmaya görmeye doyamıyorum. Gözlerim ve ruhum ışığın şiirine, doğanın müziğine doymuyor...

\n

Kan kokulu ülkemde, ölüm kokulu, kavga ve çatışma kokulu günlerde sanatın gücünden, sanatın büyüsünden beni uzaklaştıran her şeye lanet ede ede Sabancı Müzesindeki bu olağanüstü, bu mucizevi sergiyi dolaşıyorum.

\n

Dünya resim sanatının en önemli temsilcilerinden biri, resim tarihine izlenimcilik akımını kazandıran Claude Monetnin dünyasını, çağını, düşlerini, düşüncelerini, yeteneğini, en olgun döneminin yapıtlarını sunan, paylaşan bir sergi.

\n

Işık sağanakları

\n

Sergiyi gezerken, Monetnin bahçesinde sadece doğanın içinde değil, suların aynasında da kayboluyorum. Sonra ışık sağanaklarına dalıp yolumu yeniden buluyorum.

\n

Işık sağanaklarının insanın ağtabakasına hücum ettiği uzam ve zaman okyanusunda, gökkuşağı fırtınaları çarpışıp iç içe geçiyor, kıvılcım tozlarına dönüşüp eriyor, dağılıyor, sonra tekrar bir araya gelirken duygularımızı coşturan evrensel altüstlüğü doruğa çıkartıyor. Ressamın büyüsü, bu tanımlanamaz kasırgada sınır tanımayan gözümüzü evrenin gücüyle yüz yüze getiriyor; bu kasırga, ifade edilemeyen dünyanın kendini duyularımızda belli eden sorunudur. [...] Monetnin fırçasının ucunda karşılaştığı bu dağılma, bana göre, modern bilimin bize gösterdiği kozmik gerçekliklerin mutlu bir aktarımından başka bir şey değildir. Monetnin atomların dansını resmettiğini söylemiyorum. Bütün söylediğim, dünyanın ve unsurlarının bilimin keşfettiği salınımlı dalgalara tekabül eden ışık dağılımlarıyla duygusal olarak temsilini gerçekleştirebilmek için büyük bir adım atmamız gerektiği. Atomları bugünkü algılayışımız değişebilir, öyle değil mi? Yine de, Monetnin dehası dünyayı algılayışımızdaki kıyaslanamaz ilerlemeleri mümkün kıldı.” (Georges Clemenceaudan alıntı... Harika anlatmış!)

\n

Sabancı Müzesi 10 yıldönümünde, görmeyi, düşlemeyi, inanmayı, sevmeyi bilenlere eşsiz bir armağan veriyor bu sergiyle!

\n

Cennette termik santral \tistemiyoruz

\n

Sergiden çıktım. Kucağımda, birbirinden değerli yazılar içeren sergi kataloğu. Okurken... Ah yüreğim!

\n

O çığlık geldi beni buldu: Cennette termik santral istemiyoruz diyordu çığlık:

\n

- Dünyanın sayılı ekosistemlerinden İğneada Subasar Ormanları (Longoz) Milli Parkının yanı başına,

\n

- Ülkemizin metrekareye en fazla ağaç düşen orman olan Istranca ormanlarının içine,

\n

- Karadenizin en temiz kıyıları ve en güzel altın kumlu kumsallarına,

\n

- Avrupanın kuş göç anayollarının tam da üstüne,

\n

- Ülkemizin içilebilir derecede temiz derelerinden Mutlu Derenin (Rezvo) çok yakınına,

\n

- Ülkemizde ve Avrupada sınır ötesi etkiye sahip olan milyonlarca Avro harcanarak ekosistem ve ekoturizm projelerinin geliştirildiği, planlamalar yapıldığı bu bölgeye,

\n

- Ülkemizin en huzurlu köylerinden Beğendik köyüne ve İğneada bölgesine, yani cennete, termik santral istemiyoruz!

\n

Çığlık şöyle bitiyordu:

\n

Tüm doğa severleri bu cennet kıyıya kampa davet ediyoruz...

\n

Benden duyurması: Haydi her yaştan gençler! Bu hafta sonu cumartesi-pazar Kırklareli-Demirköy ilçesi-İğneada beldesi-Beğendik köyüne kampa bekleniyorsunuz.

\n

Not: Tüyap Kitap Fuarı’na yolu düşenleri pazar günü 13.30da Cumhuriyet Kitap’ta imza günüme ve sohbete bekliyorum.

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nice 100 yıllara 9 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları