Önce ses vardı...

31 Ağustos 2012 Cuma
\n

\n

\n\n\n

Yıllara meydan okuyan bir efsane, Gheorghe Zamfir:

\n\n\n

Elimdeki fotoğrafa ve hafif sararmış gazete kupürüne baktı, “Bunları bana vermelisiniz. Fotoğraf harika! Bükreşteki müzeme koymalıyımdedi. O harika sözcüğünün gerisinde sanki hey gidi gençlik nostaljisi vardı…\n

\n

Müzelik fotoğraf neredeyse çeyrek asır önce çekilmişti. Kendi alanının en büyüğü, en ünlüsü pan flütün simgesi haline gelmiş Gheorge Zamfir ilk kez İstanbul Müzik Festivaline gelip konser verdiğinde tanımıştım onu. 23 yıl önceydi. \n

\n

Bu akşam Bodrum Kalesinde Aydın Yavaş ile Romen ve Türk müzisyenler oluşan 14 kişilik orkestrayla vereceği konsere hazırlanırken buldum onu. En gerilerden başlıyorum:\n

\n

Çoban çocuğun kaderi \n

\n

Çocukluğunda çobandı... Bütün gün koyunlar peşinde uçsuz bucaksız vadilerde koşan bir çocuk için müzik kavramıyla doğa kavramı birdi. Doğaya âşıktı. Doğanın tüm seslerini keşfetme olanağı vardı. Doğanın kendisi, çocuk için müzikti.\n

\n

Çocuk doğada yeni çalgılar icat eder, bunları geliştirirdi. Odunlardan keman, dallardan kaval yapardı... Dört yaşındayken babasına, müzik aşkını anlattı. Altısında ilk mandolinine kavuştu. Dokuzunda ilk akordeonuna... Arada kaval, flüt öğrendi. Pan flütü o seçmedi. Pan flüt onu seçti.\n

\n

Kaderder başka bir şey demez. Pan flüt onun kaderiydi Büyük usta Fanica Luca onu kendi sınıfına seçtiğinde çok ağladı. Çünkü o konservatuvarda akordeon çalışmak istiyordu. İlk tokadını babasından o zaman yedi. Müzik diye tutturdun, o sınıfta kalacaksın diye…\n

\n

On dördünde Bükreş Müzik Akademisindeydi. (Kapitalist düzende çobandan başbakan olursa, komünist düzende de çobandan dünya çapında müzisyen olunabiliyordu!)\n

\n

“Çok sonra anladım ki, pan flütle söyleyecek çok şeyim var. Ve bunu kaderimin bana belirlediği biçimde söylemeliyim. Bu benim görevim. Kimi zaman flütle aramda öyle derin, öyle yoğun bir ilişki, bir bağ, bir diyalog var ki kelimelerle anlatmak çok zor...\n

\n

Akıl, yürek ve inanç\n

\n

Benim için Zamfiri çok önemli kılan, yerel olanla evrensel olanı muhteşem bir biçimde bütünleyebilmesi olmuştu. Romen folklörünün derilerine inerek ona kendi yaratıcılığını ve çağdaş yorumları kattı. Gelenekselle bugün arasında köprüler kurdu. Öte yandan pan flütü, çalgısını da geliştirdi. Yirmi borulu sisteme on boru daha ekleyerek, çalgının ses kapsamını geliştirdi. Bunları 70’li yıllarda gerçekleştirdi. Bir Romen cenaze marşı olan belki de yeryüzünün en hüzünlü parçasıDoina de Jale”, 45’lik tek plak BBCde bir dizinin müziği olarak kullanılınca dünyayı sardı. 77’deki Lonely Shepart-Yalnız Çoban plağı milyonlarca sattı Derken film müzikleri, konserler… 80’lerde ünü ve plaklarının satışı daha da yükseldi. 200ü aşkın albüm; dünyanın her yerinden ödüller…\n

\n

O yıllarda Zamfirin bu romantik ve hüzünlü parçalarıyla ruhumuzu dinlendirdiğimizi hiç ama hiç unutmadım. \n

\n

Biraz önce provadan çıkmıştı. Yorgun görünüyordu. Bunca yıldır onu farklı ve ayakta tutan nedir diye sorduğumda hiç duraksamadan, akıl, yürek ve inanç dedi. Tanrıya inancın yüceliğinden uzun uzun söz etti. \n

\n

Evet, sizinle son görüştüğümüzden bu yana daha mistik oldum. Bu doğru Ama zaten başlangıçta ses vardı.” Tanrıya inanç, gerçeğe inançtı onun için Tanrı adına, din adına yapılan kötülükler, saflığı yitirmemizdendi Onun tüm çabası yaşamdaki en saf, en temiz, en duru sesi bulmaktı. \n

\n

Zamfire göre ses, (temiz, duru, saf ses) uyum demekti, barış demekti, huzur demekti…\n

\n

(Huzur sözcüğü çağrışım yaptı. Kimi eleştirmenlerin onun müziğini asansör müziği diye hafife aldığı aklıma geldi ama sormadım, başka şey sordum.) \n

\n

Evet öfkeliyim, dünyanın her yerini, günün her saatinde Amerikan müziğinin sarmasına öfkeliyim Dünyanın her yerinde politik baskıların artmasından öfkeliyim Her an bedenimize ve ruhumuza tecavüz edilmesinden öfkeliyim…” \n

\n

Tam o anda Aydın Yavaş yanımıza geldi, öfke konusunu kapadık. \n

\n

Gökkuşağı Renkleri \n

\n

Aydın Yavaş 1961 doğumlu. O da çocukluğunda dinlemiş Zamfirin plaklarını. Ama Zamfir olduğunu bilmeden. Kim olduğunu öğrenince aklına koymuş onunla çalışmayı. Uludağ Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümünü bitirip, Tiflis Müzik Akademisinde yüksek lisans eğitimini tamamlamış ve soluğu Bükreşte almış. İki yıl pan flüt yüksek lisans dersleri aldıktan sonra Zamfirin masterclass öğrencisi olmabilmiş… \n

\n

Zamfirin gözleri gülüyor onu görünce. Son on yılda müthiş gelişti diyor. İlk kez geçen şubat birlikte konser vermişler.\n

\n

Daha da önemlisi Aydın Yavaş, Zamfir ile birlikte albüm yapma projesine imza attı. Zamfir besteleri yapıyor. Gökkuşağı Renkleri albümüne yedi beste, iki pan flüt için Romen ve Türk esintili besteler…\n

\n

Bu akşamki konserde yine en saf, en duru, en huzurlu sesler peşinde, yeryüzünden tüm kötülükleri kovmaya çalışacak Zamfir, Aydın ve müzisyenler Bu konser İzmirde (1 Eylül), Bursada (2 Eylül) ve Antalyada (4 Eylül) tekrarlanacak.\n

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Dans hayattır 2 Mayıs 2024
Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları