Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Orhan Pamuk’u öldürelim mi?

14 Kasım 2021 Pazar

Ah farkındayım! Şimdi salt bu başlık üzerine de ne çok küfür mesajı yağacak... Baştan söyleyeyim: Bu şimdiki değil, 2005 yılındaki bir yazımın başlığı...

Hayretler içinde izliyorum. Bitmek bilmedi. Öfke, kin, nefret, en önemlisi de linç furyası hâlâ sürüyor” diye başlıyor 20 Şubat 2005 tarihli Cumhuriyet’teki yazım... O zaman da birileri çıkıp “Bu ülkede alacağı her nefesi ona haram ettirmeye azimliyiz” diyordu... Bir başkaları da “Öfkemizden nasibini alacaktır” diye fetva veriyordu! 

2021 yılındayız. 2005’ten bu yana 16 yıl geçmiş, aynı kafa! Kin, öfke ve nefret devam ediyor hâlâ. Beyler Orhan Pamuk’u seversiniz sevmezsiniz; düşüncelerine katılır katılmazsınız; kitaplarını yazılarını okur ya da okumazsınız; okursanız beğenir ya da beğenmezsiniz... Ama bu size kimseyi linç etme hakkını vermez. Düşmanlığınızı, kin ve öfkenizi Orhan Pamuk’a değil, düşünce ve ifade özgürlüğüne yöneltmiş olursunuz. O kadar.    

KAYDA GEÇSİN

Orhan Pamuk hakkında daha önce “Veba Geceleri” adlı romanında “Atatürk’e ve Türk bayrağına hakaret ettiği” gerekçesiyle başlatılan ve takipsizlik kararı verilen soruşturma, bir avukatın şikâyetiyle yeniden açıldı.  

Türkiye Yayıncılar Birliği “Fiili kitap yasaklamalarına dönüşen bu tür müdahalelerin demokratik toplum ilkesine zarar verdiğini” hatırlattı ve “soruşturmanın derhal durdurulması için yetkilileri somut adımlar atmaya” çağırdı. 

PEN Türkiye ise “Atatürk’ü üzmeyin” başlıklı açıklamada şöyle dedi:

Cumhuriyetimizin kurucusu, her geçen gün yokluğunu daha derinden hissettiğimiz, çağdaşlığın, aydınlığın öncüsü, büyük devrimci Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü yitirişimizin 83. yılında, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan tek yazarımız, Türkçenin ve Türk edebiyatının dünyaca tanınmasına büyük katkılarda bulunan değerli romancımız Orhan Pamuk’u, olmayan suçlar icat edip yargılamayın. Bize özgür bir ülke bırakan, özgür ve eleştirel düşüncenin yolunu gösteren Atatürk’ü üzmeyin!

HAPİSTEKİ YAZARLAR GÜNÜ 

Yarın 15 Kasım... Yani Dünya Hapisteki Yazarlar Günü...

Evet, böyle bir gün var: Dünyanın her yerinde yani hapiste tutulan gazeteci ve yazarların bulunduğu; düşüncelerinden, söylediklerinden ve attıkları bir tweet yüzünden, insanların hayatının karartıldığı her yerde “Hapisteki Yazarlar Günü” var.  Sadece bizim ülkemizde değil, birçok ülkede ifade ve düşünce özgürlüğü en acımasız, en sıkıntılı, en hoyrat, en vahşi, en barbar dönemini yaşıyor.

Her ne kadar iktidar, “Türkiye’de hapiste yazar yoktur, tek bir gazeteci bile yoktur, hapistekiler teröristtir, casustur, vatan hainidir” diyorsa ve bunu 18 yıldır söylüyorsa da bu ülkede yaşayan aklı birazcık başında olan herkes bunun gerçek olmadığını biliyor. 

Beş meslek örgütü, Türkiye Yazarlar Sendikası, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Yayıncılar Birliği, Çağdaş Gazeteciler  Derneği ve PEN Yazarlar Derneği bir araya geldik ve bir açıklama yayımladık. Haberlerde görebilirsiniz. Demokrasi ve hukuk için bir dayanışma çağrısıydı bu... Çağrının tümünü paylaşmaya yerim yok ama bir örnek vermek istiyorum: 

Adı İlhan Sami Çomak. 27 yıldır tutuklu yargılanıyor. İlhan Sami Çomak iki ay sonra 50 yaşında olacak. Ve sıkı durun tam 28 yıldır hapiste yatan bir şair... İçeri düştüğünde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde 21 yaşında bir öğrenciydi. Bugün birçok kitabı olan usta bir şair! 

En kısadan şunu söylemek istiyorum: Eğer bir ülkede söylediklerinden, yazdıklarından, düşündüklerinden dolayı bir insan haksız yere hapiste yatıyorsa, tehdit ve baskı altındaysa, hayatı karartılıyorsa, linç edilme tehlikesiyle karşı karşıyaysa hiçbirimiz özgür değiliz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları