Sennur Sezer 75 yaşında…

10 Haziran 2018 Pazar

Sennur Sezer yaşasaydı 12 Haziran’da 75 yaşında olacaktı. Meydanlarda olacaktı. Kadınlar arasında olacaktı… Konuşuyor, söylüyor, şarkılara, türkülere, halaylara, adalet nöbetlerine, duruşmalara, seçim öncesi çalışmalara, direnişlere katılıyor olacaktı… Ama hiç kuşkunuz olmasın, bedeni artık bizimle olmasa da şiirleriyle, bıraktığı kitaplarla aramızda.
“Gecekondu”“Yasak”“Diren甓Sesimi Arıyorum”“Bu resimde kimler var”“Kirlenmiş Kâğıtlar”“Dilsiz Dengbej”“Akşam Haberleri”“İzi Kalsın”… kitaplarından ilk aklıma gelenler…
Hiç unutmuyorum, kadın şair, kadın yazar denmeli mi denmemeli diye çok tartışılan dönemlerde, “Kadınım, kadın duyarlığıyla yazıyorum. İşte bu kadar” deyip noktayı koymuştu. O, şairdi, sosyalistti, şiiri de toplumsal gerçekçi… Yaşamı boyunca emeği yüceltti. Bireyden topluma şiiriyle köprüler kurdu.
Çok çalışkandı. En çok şiiri üzerine çalıştı. Özenle, ince oya işi, tığ işi yapar gibi, ektiği tohumları su vere vere büyütür gibi, kimsesiz çocuklara tüm sevgisini şefkatini verip okşar gibi şiirini büyüttü. Yeni bir ses arayışı ise hiç dinmedi… Onda hep bir “annelik” vasfı, “ana bakış açısı” vardı.
“Evliyim/ İki çocukluyum / Ozanım/ Düzeltirim/ Çocuklarımdır /Bütün çocukları dünyanın…”

***

Bir konuşmasında “çalışan kadınların, emekçi kadınların adeta günlüğünü tutuyorum” dediğini anımsıyorum. Sadece çalışan kadınların değil, “dünyadan, hayattan uzak düşen kadınların” da sesi oldu. “Sonra sevdanın ulaşamadığı kuytularda, karasevda olmuş her tanışlık” durumlarını yazdı.
“Kadınlar ki yoklukları farkedilir olsa olsa. /Kadınlar, bir yazma, bir renk, bir devinim… / Karıncalar kadar olağan… /Payları karıncalar kadar hayatta./ Göçerler, trenleri tanımadan. / Selvisiz ve söğütsüz bir ıssızada, katar katar gece taşları…”
Aradan kaç yıl geçerse geçsin şiirlerinin okunacağını biliyorum. Çünkü o, özellikle kadınların günlük yaşamının her anını, her hallerini, birbirinden çok farklı insanlık hallerini, duygu ve düşünce hallerini şiire dökmüştü. Aklıyla ve yüreğiyle onlara dokunmuştu.

Yalnız kadınları yazmadı
Yanlış anlaşılmasın yalnız kadınların hallerini yazmadı… Kadın ya da erkek, sesi olmayanların sesi olmak için, umudu olmayanlara umut, gücü olmayanlara güç vermek için yazdı şiirlerini.…
“Bırakma yaşamayı bırakma umudu/ Daha çok yok sabaha…”
Sevgili Sennur’un yaşam yoldaşı Adnan Özyalçıner’e buradan sevgilerimi yolluyorum. Ve 75. yıldönümünü Sennur’un çok sevdiğim “Çocuğun söylediği” şiirini sizlerle paylaşarak kutluyorum.
“Bir çocuk HAYIR dediğinde/ Göğe bakın/ Kuşlar uçuşuyor mu /Yoksa bir uçak mı yaklaşan / Kuşkulu //
Uyku mu karşı koyduğu/ Yoksa kararan ekran/ Bir gülüşün ölümü / Kırılışı mı bir oyuncağın//
Büyür çocuk / İnsan / Hayır.”
NOT- Sevgili okurlar kısa bir süre izninizi istiyorum. Seçim öncesi biraz sağlık ve güç depolamam gerek… Şimdiden hepinize mutlu bayramlar…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları