Ya Trump seçim sonucunu kabul etmezse?

28 Temmuz 2020 Salı

Amerika’da bugünlerde birçok kişinin aklında başlıktaki soru var. Kasım ayındaki başkanlık seçimine dair kuşkular giderek artıyor. 

Trump, “Seçim sonuçlarını kabul edecek misiniz” diye soran Fox News programcısı Chris Wallace’a “Duruma bakarım” yanıtını verince tartışma büyüdü. 

Geçen hafta sonu, The Boston Globe gazetesinde, bu yöndeki endişelerin yersiz olmadığını düşündürecek bir haber yer aldı. Siyasetçiler, eski devlet görevlileri ve askeri yetkililer ile akademisyenlerin de aralarında olduğu bir grup, 12 Haziran’da internet üzerinde sessizce bir tartışma yürütmüş. 

Cumhuriyetçiler ile Demokratların yer aldığı karma grup, şu sorulara yanıt aramış:

Ya Trump, açıkça ima ettiği gibi, kaybettiğinde çekilmeyi reddederse?

Trump, iktidarı elinde tutmak için ne kadar ileri gidebilir?

Ya Demokratlar pes etmeyi reddederse?

Vardıkları sonuç şu: 

Seçimin yapılacağı 3 Kasım 2020 ile seçimi kazanan yeni başkanın yemin ederek görevi üstleneceği tarih olan 20 Ocak 2021 arasındaki 11 haftalık süre çok karanlık.

Rapora göre, Trump ve yandaşları, kaybetseler de devletin elindeki her türlü olanağı kullanarak iktidarda kalmaya çalışacak. Demokratlar ise mahkemeye başvuracak ve sokağa çıkarak protesto edecek.

Yaptıkları uyarı ciddi: 

Adayların alacağı oyların birbirine yakın olması durumunda seçim sonucu tartışma yaratacak. Trump, mevcut olanakları kendisine avantaj sağlamak için eğip bükerse, anayasal bir kriz çıkmasını önleyebilecek çok az önlem var.

Kâbus gibi senaryolar 

Tarihçi Nils Gilman, bu noktada çarpıcı bir tespitte bulunuyor: “Trump’ın kazanması gerekmiyor; kaybetmediğine dair akla yatkın bir hikâye yaratması gerekiyor.”

Trump, bunu sağlamak için çalışmaya başladı bile. Şimdiden koronavirüs yüzünden posta ile kullanılacak oylarda hile olabileceğini dile getirerek şüphe yaratıyor.

Hukuk Profesörü Lawrence Douglas ise “Will He Go?” (Gidecek mi?) adlı yeni kitabında, başka bir senaryodan söz ediyor. 

Çekişmeli üç eyalette (Michigan, Wisconsin ve Pennsylvania) oylar, her iki adayın da kazandığını iddia edebileceği kadar birbirine yakın. Kritik nokta ise üç eyaletin yasama meclisi de Cumhuriyetçilerin elinde ve seçiciler kurulunun oylarını onaylayıp Kongre’ye bildirmek için bu meclisler yetkili.

Oyların birbirine yakın olması durumunda, Trump ve yandaşlarının başvurabileceği siyasi oyunlardan biri, bu meclisler üzerinde baskı kurmak. 

Kötü niyetli oyunlara açık bir seçim sistemi

Ayrıca seçiciler kurulu üyelerinin, kendi eyaletlerinde popüler oyu kazanan adaya oy vermeleri gerekiyor ama bu her durumda gerçekleşmiyor. Yüksek Mahkeme, eyaletlerin “sadakatsiz seçicileri’' cezalandırabileceğine karar verse de bazı eyaletlerde buna karşı bir yaptırım yok.

Seçiciler kurulu ile ilgili bir anlaşmazlık olursa bunu çözmeye yetkili olan Yüksek Mahkeme değil, Kongre. İki kanatlı Kongre’de Senato ve Temsilciler Meclisi’nde farklı partiler çoğunlukta olduğunda çözüme ulaşmak çok uzayabiliyor. 

George W. Bush ve Al Gore arasındaki seçimde yaşanan krizin, aslında Yüksek Mahkeme’nin kararıyla değil, Al Gore’un sonunda o kararı kabul edip çekilmesiyle sona erdiği hatırlatılıyor. 

En çirkin seçim süreci olabilir

Amerika’da her seçimden önce taraflar “bu en önemli seçim” der ama bu kez bunu tüm dünya görüyor.

Amerika’da aylardır koronavirüs mücadelesi sürse de vaka sayısı hâlâ çok yüksek. Aynı zamanda derin ekonomik durgunluk ve yükselen işsizliğin vurduğu ülkede, ırkçılık karşıtı protestolardaki polis şiddeti halkı ikiye böldü. 

Hepsinin üzerine sonbaharda bir de seçim tartışması eklenirse toplumsal huzurun iyice bozulabileceğini söylüyor uzmanlar. Biden, Trump kaybettiği halde görevi bırakmazsa, askerler tarafından Beyaz Saray’dan çıkarılması önerisinde bulundu bile...

Vaziyet böyle olunca Trump karşıtlarının hedefi, seçimi sadece kazanmak değil, tartışma yaratmayacak açık bir farkla kazanmak.

Amerika’yı çok sıcak günler bekliyor. Tahminime göre, Amerikan tarihinin en çirkin seçim süreci yaşanacak. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları