Saflar Netleşirken

20 Haziran 2018 Çarşamba

Seçim günü yaklaştıkça saflar da netleşiyor. Her kesim, her siyasi parti ya da hareket seçimlerin sonuçları konusunda daha anlaşılır konuşmaya başladı. Seçim sonuçlarının anlamı artık kısa cümlelerle anlatılabiliyor, anlaşılabiliyor. Muhalefet partilerinin kurduğu “Millet İttifakı” HDP’yi dışlamıştı. Bu dışlama yüzde 10 baraj sorununun yalnızca HDP için geçerli ve ayıp bir baraj olduğunu ortaya koydu. Şimdi kime sorsanız, bu durumun garipliğini size anlatacaktır.

***

Hemen arkasından HDP’nin bu baraja takılmasının, Meclis dışında kalmasının ne anlama geldiğini sorun. Yine açık, net bir yanıt alacaksınız. AKP, Doğu’da, Güneydoğu’da HDP’nin kazanacağı yaklaşık 70-80 milletvekilliğine, halkın başka bir partiye verdiği oylara el koymuş olacaktır. Bunun hakla, hukukla, adaletle bir ilgisi yoktur, anlatıldığında kolayca anlaşılabilen gerçeklerdendir. Ama bu gerçeğin devamının da anlatılmasında yarar var.

***

Yüzde 10 baraj haksızlığı bu olumsuz sonucu doğurursa, AKP’nin Meclis’te çoğunluğu elde etme olasılığı güçlenecektir. Bunun açık, net sonucu ise Cumhurbaşkanlığı’nı Muharrem İnce kazansa bile iş yapamaz hale gelmesi, her eyleminin, her işleminin Meclis’te tıkanması olacaktır. Erdoğan kazanırsa “büyük proje” amacına ulaşacaktır. Türkiye sürekli OHAL yönetiminde artık ne ad verirseniz öyle bir ülkeye dönüşecektir.

***

Evet, saflar netleşiyor, hatalar ortaya çıkıyor ama aynı zamanda bu hataların nasıl etkisizleştirilebileceği, çözüm yolları da belirginleşiyor. Hatalı stratejilerin olumsuz sonuçlarından kurtulmanın ilk koşulu, HDP’nin baraja takılmasının önüne geçmektir. Bu da özellikle büyük kentlerde HDP çatısı altında seçime katılan sol, demokrat, sosyalist adayların kazanmasını sağlamak, HDP’ye oy vermektir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise daha önce de dokunulmazlıkların kaldırılmasına açıkça karşı çıkmış Muharrem İnce’ye, seçim sonrası için geniş bir birliktelik sözüne de güvenerek oy vermektir.

***

Yinelemekte yarar var, farklı amaçlar, farklı güdülerle seçim için “Millet ittifakı” kuran siyasi partiler, bundan sonrası için Meclis’te daha geniş bir birliktelik, HDP’yi dışlamayan, seçim öncesi hatayı yinelemeyen bir ittifak için kendilerini hazırlamalı, şimdiden harekete geçmelidirler. Eğer bu seçimde otoriter bir yönetimi öngören “AKP- MHP ittifakını” durdurmayı, AKP’nin yaptığı tahribatı önlemeyi amaçlıyorlarsa, tutuklu HDP lideri Demirtaş’ın dile getirdiği “Demokrasi ittifakını” hayata geçirmek için çaba göstermeye şimdiden başlamalıdırlar.

***

Bu seçimlerde farkı bir yol izleyen, parti olarak seçime katılma hakları tanınmadığı için bağımsız olarak vekilliğe aday başka sosyalist arkadaşlarımız da var. Onların bu seçim döneminde sosyalizmi anlatma çabaları, “hattı müdafaa” konusundaki kararlılıkları boşa gitmiş sayılmamalıdır. Çünkü bugün öncelikli hedef AKP’yi Meclis’te zayıflatmak, otoriter yönetime gidiş yolunu kesmekse, geleceğin değişmez hedefinin ne olduğunu göstermek de o kadar önemlidir.

***

Ama arkadaşlarımız, sosyalizmi anlatma konusunda biricik olduklarını da düşünmemelidirler. Çünkü değildirler. Süreci farklı değerlendiren, izledikleri stratejiyi, eylemlerini, attıkları her adımı sosyalizm için mücadeleye bağlayan sosyalistler, kararlı bir şekilde bugün yolu tıkayan sorunları aşmak ve ama aynı zamanda sosyalizm için savaşıyorlar.
Olması gereken de budur zaten.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları