Özgür Mumcu

Yetti Artık!

02 Şubat 2015 Pazartesi

Sarayda bir kargaşa var. Bağırış çağrış. Kapılar çarpılıyor. Kravatlı kibar beyler, döpiyesli narin hanımlar telaşla kuyruğa girmiş laf anlatmaya çalışıyor ama ne fayda.
Sarayın sahibini teskin etmek mümkün değil. Duvarlar sesinin kudretiyle gümbürdüyor. Buckingham Sarayı’nda zor günler yaşanıyor.
Ben diyor Kraliçe İkinci Elizabet, 1952’den beri bu tahtta bir kukla gibi ömrümü harcadım. Ecdadıma utanç, tebaama alay konusu oldum.
Tören var dediniz tuzluk gibi oturttunuz. Koca kraliyet ailesini bir pembe diziye çevirdiniz. Onlarca abuk sabuk adama bu başbakandır diye beni muhatap ettiniz. Gençliğimi soldurdunuz.
Kraliçe sakinleştirilemiyor. İngiliz istihbaratı konu yayılmasın diye her türlü tedbiri aldı ama sarayda kopan vaveyla Londra sokaklarında dahi duyulabiliyor. Başbakan korkusundan nükleer saldırı ihtimaline karşılık yapılmış sığınakta yaşıyor. Hem de bir haftadır.
Bir koca tezgâh çöktü. Dünyanın en iyi gizlenen sırrı ifşa oldu. İngiltere sevgili okurlar, İngiltere yıkılıyor!
Ama bu hak edilmiş bir yıkılış. Ortadoğu’da uzunca bir süredir çıkarlarımız çatışıyordu. İngiltere, yanına Almanya’yı, İsrail’i ve faiz lobisini de alarak Gezi’dir, yolsuzluk iddialarıdır hükümetimizi devirmeye çalışıyordu. Uygun diplomatik kanallarla çok uyarıldılar. Laftan anlamadılar. Zannettiler ki burası hâlâ büyükelçilerinin müstemleke valisi gibi siyasetçileri sigaya çekebilecekleri o eski Türkiye. O parantezin kapandığını anlamadılar.
Uzun adam cumhurbaşkanı olduğunda ayılmadılar. Hoca’nın başbakanlığa gelmesiyle kendilerini “çek” edemediler.
Alttan aldık. Dik durduk diklenmedik. Fakat akıllanmadılar. Her şeyin bir haddi olduğunu anlamadılar. Dünyayı kırbaçlı topaç gibi döndürmeye alışmışlardı, bir yiğidin çıkıp da o kırbacı elinin tersiyle çirkin suretlerine aşk edebileceğini göremediler.
Ak Saray’ın görkemi karşısında tevazuyla eğilirler zannettik, beceremediler. Kendi komik kürklü şapkalı, kırmızı urbalı askerlerine karşı ecdadın askerlerini dizince mesajı alırlar diye umduk ve fakat kördüler.
Cumhurreisimiz, siz herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsınız diye kükrediyse sebebi bu vurdumduymazlıktır.
Üst aklın kraliçeden bile sakladığını Erdoğan bu sebeple ifşa etti ve dedi ki “Bana göre İngiltere bile bir yarı başkanlıktır, hâkim olan unsur orada kraliçedir.”
Kraliçeden televizyonu bile sakladıkları için hanımefendi vaziyetten biraz geç haberdar oldu. Haberdar oluş o oluş, İngiltere, kraliçesinin haklı öfke tufanıyla çatırdıyor.
Ben, diyor kraliçe, hâkim unsur olduğumu tahta geçtiğimde henüz doğmamış bu yiğitten mi duyacaktım diye duvarları yumruklamakta.
Bir devasa yalanı senelerdir yayan anayasa hukukçuları arasında toplu intiharlar gözleniyor. Hukuk fakültelerinin bahçelerinde ateşler yakıldı, mukayeseli siyasi rejim kitaplarıyla anayasa hukuku notları yakılıyor.
Usta onlara vaziyeti düzeltmeleri için çok şans verdi. Kullanamadılar.
Artık onlar düşünsün. Batı’nın bütün yalanları yüzlerine vurulacak.
Küba’daki camiden başlandı, İngiltere kraliçesiyle devam ediyor.
Tarih, olması gerektiği gibi baştan yazılıyor.
İngiltere bu rejim krizini atlatamayacak göreceksiniz. Büyük, emperyal cihanşümul Türkiye’nin yürüyüşünü artık kimse durduramaz.
Titre Almanya, sarsıl Fransa, kendine gel Amerika. Sıra sizde.
Usta konuşacak, siz de hizaya gireceksiniz.
Yetti artık. Mazlumlar Erdoğan’ın liderliğinde yeni bir sabahın şafağıyla aydınlanacak. Tarih, Erdoğan’ın zihninde şekillendiği şekliyle baştan kurulacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları