1974 Almanya’sına yetişemedim. Benim küçüklüğüm 80’lere geldi ve Alman futbolundan gıcık almakla geçti. Gözümü açtım, 1982 Dünya Kupası yarı finalinde Schumacher Battiston’un çenesini kırdı. Hakem “devam” dedi. Platini’li güzel Fransa heba oldu, gitti. Sonra 1986’da Platini- Maradona finalini engellediler. Yetmedi 90’da Maradona’yı üzdüler. Arada İngilizleri penaltılarla bol bol elediler falan. Yenilmek bilmezlerdi, futbolu sadece omuz omuza oynanabilen bir spor zannederlerdi, asla çalım yoktu, hep serttiler. Terminatör’ün Arnold’u muhtemelen Avusturyalı değil Münihliydi.
Tüm bu ‘katılığın’ cisimleştiği kulüptü Bayern. Zengin Münih’in küstah oğlu. Her istediğini alırdı. Diğerlerini hep yenerdi. Kimseler onları sevmezdi. Ben de sevmezdim. İnsan doğma büyüme Bavyeralı değilse neden tutar ki bu takımı?
Sonra büyüdüm. Biraz sakinleştim. Ama Bayern öfkemden kurtulamadım bir türlü. Bu kibirle bir meselem vardı. Kibirli olan kulüpleri de, insanları da sevmiyordum...
Sonra, Veni Vidi Vici programıyla yolumuz Münih’e düştü. Şirinler’in Huysuz’u gibi gittim. Bir süredir Dortmund’la flört ediyordum, hatta ‘ciddi’ düşünüyorduk. Zengin kızı, kolejli Bayern’le hiç işim olmazdı. İlk diyalogda “Siz zaten…” moduna girmeye hazırdım. Antrenman tesislerine elimizi, kolumuzu sallayarak girdik. Ağırladılar, kibar davrandılar. Hiç prim vermedim.
Ardından kulüp müzesine gittik. Ona da aldırış etmemeye kararlıydım. Ne olacaktı ki? Bol bol kupa ve başarıların hikâyesi... Parasını verip aldıkları her şey yani! Öyle olmadı. Tünelin ucundan girdim, çıkarken darmadumandım. Daha girişte Kaiser Franz bir videoda güle oynaya Gullit’i nasıl transfer edemediklerini anlatıyordu. Aldık zannetmişler, madara olmuşlar, keh keh falan. Sonra Nazi geçmişiyle yüzleşme bölümü geldi. Rakiplere saygı her yerde buram buram hissediliyordu. Bırakın “En büyük benim” tavrını, ortalık düpedüz alçakgönüllülük kokuyordu. Afalladım. Anladım ki Bayern bile ‘insanmış’. Ve büyüklük ayakları yere basmakmış.
Dün Beşiktaş’ın mağlup olduğu işte bu Bayern Münih’ti. Şampiyonlar Ligi’nin bu formattaki 27. sezonundayız. Geride kalan 26’nın 16’sında çeyrek final ya da daha iyisini görmüş bir takımdan bahsediyoruz. Bunların 10’u yarı final, final ya da şampiyonluk. Son 7 sezonda bir tek geçen sene son dörde kalmayı başaramadılar. Diyeceksiniz ki biliyoruz bunları. Emin değilim bildiğimizden. Biz daha çok hislerimizle hareket etmeyi seviyoruz. Bazen kendimizi iyi hissedince “Gününde bir Beşiktaş…” makamında efelenip duruyoruz! Google’e “Beşiktaş Bayern’i eler” yazın neler çıkıyor neler. Koca koca futbol insanları, gazete manşetleri bu gazı vermiş de vermiş. Ama sahadaki gerçek maç tek kale geçiyor işte. 75 dakikada 30 şut çekmiş Bayern (yazıyla 30)! Çünkü Almanların duygularla pek işi olmuyor. Rasyonalitenin anavatanı onlar.
Oysa ilk yarıda iyi direnmişti Kartal. Yer yer cesur ve sağlamdı. Ama karşıda tarih var, kültür var, güç var, para var... Sorun bu değil zaten. Sorun, dün sabah itibariyle Beşiktaş’ın Bayern’i eleme ihtimalinden bu kadar özgüvenli bahsedebilenlerin olması... Doğru, tarih Davutların Golyatları devirme tarihidir. Nitekim Şenol Güneş bunu iyi gördü ve başta ona göre oynattı. 10 kişi kalmasalar, devre sonundaki fırsatlar gol olsa vs... Bir şeyler olabilirdi belki. Peki, nasıl olacaktı bu? Davut olduğunu bilerek. Karşıdakinin Golyat olduğunu da görerek. “Sen mi büyüksün, ben mi” tavrıyla Golyat’ı yenmenin imkânsız olduğunu anlayarak...
Sözün özü, bu sonuç bu rakibe karşı o kadar da büyük bir facia değil. Terazinin kefelerinde sıkıntı var sadece. Ama biz memleket olarak şunu öğrenemedik gitti. Rakip hak edilmiş kibrini bile indirmeye çalışırken sen egoyu şişirirsen zafere asla ulaşamazsın. Rewhat Arslan’ın çok sevdiğim bir karikatürü var: Budist olmaya çalışan bir tip inzivadan çıkıyor ve Zen üstadına sesleniyor: “Egomu yendim. Seni de yenerim!” Haklı Rewhat, o iş öyle olmuyor!
Egomu yendim, seni de yenerim
Yazarın Son Yazıları
Futbolun yeni gerçekleri
Bu sezon o sezon değil
Herkes biliyor
Vurdulu kırdılı
Ses var görüntü yok
Pratik dersen sallanmakta
Beni kategorize et
Sporun detoks etkisi
Asparagas dönemi bitiyor mu?
Formalar öksüz kaldı, yaşasın Tour de France
Zafer takı üç renkli
Serena Williams, bugün 8. Wimbledon zaferi için kortta
İki ters bir düz
İyimser olmayan umut
Reyting de mi gol değil!
Bu iş ikinci tura kalırsa…
Kötü Dünya Kupası yoktur
Beynelmilel bahar karşılama
Bir ihtimal daha yok
Dipten gelen dalga
Zamanı gelmişti
Yıldırım mı, Koç mu?
Olsun, yola devam...
Kazanan Mehter değil İzmir Marşı
Bu işi en iyi bilen o
19 Mayıs’ta da neşe dolsa insan
Haftaya İzmir Marşı
Wenger değil zaman farklı
Hem taktik hem bam bam
Öteki futbol ligleri
Kara göründü
Madem kumpas, ortaya çıkarsanıza
Hedef Antalya değil Beşiktaş
Kapatıp açsak düzelir mi?
Rakip sert Fener granit
Öğrenmezsem hiç soramam ki!
Futbol hamili karta bakmaz
Devrim deyince kızıyorsunuz
Bu toprakta kalır adın
Sezonun en iyi futbolu