Bu ülkede futbolda geleceği gören ve ülkesi için kendini feda eden herkes doğruları yaptığı sürece harcandı! Futbolda geç veya erken; acemi ya da yönetici tarafından yeni gerçekleştirilen kadroların mücadelesi içinde geçen saçma sapan ligler yaşıyoruz. Futbol saçmalığı içinde herke Neron gibi... Kimi ölüyor kimi de tek maçta kahraman sanki! Geçmişte üç büyükler sahaya çıkarken “Formaları bir puan eder” denirdi. Şimdilerde o günleri arar olduk.

DİK DURMAK LAZIM

Önceki gece Liverpool ile Leicester City karşılaşmasını izleyenler 89. dakikadan sonra dahi oyunun bitmediğini bir kez daha turu geçen takımın penaltısında yaşadılar. Kim çaldı bizden sevdiğimiz futbolu artık iyi düşünmek zorundayız. Geçen gece ilk kez hayatımı verdiğim, babası bir zamanlar idolümüz teknik direktör ve hocamız olan bir yorumcu izledim spor programlarında. Gençlerin futbolu kurtaracak eğitimin ön planda olduğunu anlatıyordu. Doğru da söylüyordu geç de olsa. Ama unuttuğu bir gerçek vardı. Sahip çıkılan futbolun geleceğiydi ve zamana ihtiyaç vardı. Sistem ve yeni anlayışın köklerini yok edenlerin önünde dik durmak lazımdı. Bu da bulunduğu süreçte reklam ve ekonomik olarak firmasının var olan yeni geçişe sahiplenmesiyle olacaktır.

REFORM GEREKLİ

Futbolu zamanında akademiyi açıp görev vermeyenlere karşı onlara da sahiplenmenin doğru olacağını ve kanıtını çalışmalarımla gösterdiğim halde; yıkanların, bugün artık neredeyse sahadan kulübeye geçiş dönemine seyirci kalmaları garipliği, sadece birkaç sürpriz sonuçla hepimizi aldatamaz. Uyarı ve hatırlatma güzel. Önemli olan yoldan çıkmadan tek doğru ile futbolu ve gençleri kurtarmaktır. Teknik adam değişikliğiyle, anlık aldatmacalar değil, köklü reformlar gereklidir.