Doğanın kanunu var. En önemli faktör yaş. Bu, insan için çok büyük zorlanma olsa da kabul edilmesi gereken bir gerçek. Birçok fizyolojik gelişime katkı ve başarılar zamanla aranıyor. Atalarımız ne demiş? Özellikle sporda “Gençler düşünebilse, yaşlılar da yapabilse” diye. Aslında hepimiz yaşlandıkça daha iyi oluyoruz düşünce olarak ama yapamıyoruz. Geçmişteki enerji, sürat, çabukluk, algı ve reaksiyonu kaybederken yeni, belki doyuma ulaşan karakter ortaya çıkıyor. Bunun en güzel tarifini Cahit Sıtkı Tarancı “Yaş otuz beş” şiiriyle yapmış. Biyolojik yapımızın en çok değişime uğradığı net isyan halimizdir bu yaş belki de. 

Mesut Özil’e getireceğim satırlarımı. Onu yakından tanımam. Başarılı futbolculuğu beni çok etkilemiştir. Arsene Wenger’in ası olan, Real Madrid döneminde farklı bir görevi sahada başarıyla uygulayan ve Alman Milli Takımı’nda hâlâ aranan yıldız konumundaki bu değer, ana vatana büyük merasimlerle dönerken harcanmıştır! O transferde Mesut’a ve onu pazarlayanlara tek uyarım “Kendisinin kişi ve karşısında oynayanların takım olacağı” gerçeğini hatırlatmam olmuştu. Şimdi problemli ve çok sevdiği halde F.Bahçe’den ayrılması onu daha da üzerken iyi bir imaj bırakmamıştır. Ona tavsiyem sadece futbolla ilgili son gücünü kullanıp, teknik kapasitesiyle yeni takımında lider olması. Ama yaşı en önemli engel olsa da bunu aşabilecek teknik yapısı, taktiksel bilgisi vardır. Oynayarak ve sahada varlığını hissettirip en önemli koz olarak iyi sonla futbolumuza zenginlik getirecek projelere el atmalı. 

KLASINI KONUŞTURMALI

Artık bazı gerçekleri yaşayarak klasını olgunlukla konuşturmalı. İngiltere, İspanya, Almanya devine bu yakışır. Benim yeni futbol dünyasında fizik kalite ile öne çıkacak takım arkadaşlarına iyi bir star olacağını düşündüğüm Mesut sadece ama sadece futbolla ilgilenmeli. Teknik kadro, yönetim ile taraftarı ve medyayı da dengeli tutmalı. Ne demiş atalarımız? Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz! O zaman biyolojik yaşına uygun düşünmeli ve yapmalıdır, akıl bunu gerektiriyor.