Fenerbahçe yönetimsel değişime uğradı. Kongre sonucu genç, iş dünyasının büyük deneyimine sahip Ali Koç ve arkadaşları yönetime geldi. Hiçbir dönemde görülmeyen bir destekle sahiplenilerek ve umutları tazeleyen heveslerle taraftar ile futbol dünyası heyecan yaşadı. Bu umutlar, yeniden oluşan teknik kadro ve takım adına bir anda camianın tüm sıkıntılarını eritti.
Büyük değişimin kadrosu sahada günden güne sıradanlaşan futbol yetersizliğiyle umutlara darbe indiriyor. Bunun başlıca nedeni netleşen teslimiyetle samimi duruştur. Bizim ülke yapımız bunu çözmekte sıkıntı yaşıyor ve bu anlamda çok başarılı örnek vermemize karşın teslimiyetçi lobilerin baskısıyla doğrular konuşulup işleme sokulmuyor! Şu anda belki de gelecek panik ve telaşlı kararlarla son kalınan yeri yakalamak başarı sayılacak.
Aslında hatalı belli! Endüstriyel futbol dünyasına entegre olamayan pazara giriş ve ani oldubittiler yeni reformun önünü kesiyor. Hollandalı teknik adamların bakış ve gerçeğiyle Fenerbahçe’nin buluşması, uyum sağlaması zor. Bir anda kimi menajer ve futbol yönetiminden uzak kurumsal yapı ile rezonansa giren futbol dünyamıza farklı bakmak gerekliydi. Klasik yapı ile yönetilen kulüpler, yine o sulanmışlıkla pazarı elinde tutanlardan kurtulması için kamuoyuna telkin edilecek beklenti hemen alınacak sonuçlarla değil uzun yıllar Avrupa zirvelerini zorlamak için yapılacak çalışmalar olmalıydı. Biliyorum böyle düşünüldü ama bizim futbol dünyamız şark bakışı ile çağdaş karışımı bir homojen yönetimsel yapının kendimize özgü gerçeğini yakalayamamamızdan kaynaklanan bunalım içinde. Açıkçası bu kadro ile düşünülen hedefe şimdilik beklenen süreçte ulaşmak zordur.

Deneme-yanılma olmaz!
Kendi futbolumuzu unuttuk! Takımların klasik ve bizlere uyan hatta yurtdışındaki imajlarına zarar veren acemice girişimlere alet olduk! Bizim futbolumuz bizim olmaktan çıktı. O kadar ki son dönemde sadece Altınordu gerçeği ile avunur olduk. Futbolun küçük gibi görülen ana detayları es geçildi. Futbolcu ve menajerlere dayalı düzende teknik adamların otorite ve sabırlı geliştirici olma şansı elinden alındı. Bu aşamada Fenerbahçe değişim için lokomotif olmak, doğruları sahnelemek istiyor; sancı budur ama eksikler vardır. Öncelikle birden dibe vuran futbol ve sonuçları kabullenmeyen kesim şaşkın, tabii işin sürecini, sosyal ortamı iyi bilemeyen teknik kadro da çözmede zorlanıyor. İşin başındaki kişi “Bu takım nasıl ikinci olmuş” derken iyi araştırma yapmadığını da itiraf edip çare koyamadığını kabullendi. Arka arkaya üç yenilgi alan kadrodaki değişim ve son Dinamo Zagreb karşılaşmasında futbol oyununda asla olmaması gereken basit gibi görülen son derece dikkat çekici hataların kurbanı oldu. “Bugünkü teknik kadro birkaç hafta daha verilen şansı iyi kullanma desteğine sahip midir?” diye düşünürken aslında basit ama doğru futbol oynama gerçeğini geliştirmede seçilen futbolcular yetersiz ve uyumsuzdur desek hata yapmayız. Zamana bağlı olacak değişim ve sabır gösterilecek mi? Bilemem ama önce lider, onu tamamlayan oyuncular ve günün futbolunda sonuca gidecek üst düzey yıldız futbolcuya acil ihtiyaç olup geleceğin projesini güçlendirsin. Değişimi deneme-yanılma metoduyla çözen kulüp olamaz Fenerbahçe! Tek hatalı futbolu ele geçiren “endüstriyel futbol ahkâmcıları”dır. Futbolu iyi okuyan ve Fenerbahçe gibi oynayacak gerçeği bilecek kişilerin fikirlerine ihtiyaç vardır.