Helal olsun Turgay sana! Un ufak etmişsin kocaman kocaman adamları... Hem basketbol geçmişi olarak hem de iş yaşamındaki başarılarıyla senden çok daha üstün olan eski basketbolcuları yönetim kurullarına alıp öğütmüşsün. Hiç biri senin karşına çıkıp aday olmak istemiyor. Öyle bir soğutmuşsun ki onları basketboldan; adını bile duymak istemiyorlar... Ne? Hayır! Basketbolun değil. Senin adını duymak istemiyorlar. Bugün görev verilse bu işi senden daha iyi yapabileceklerini dile getiriyorlar ama hepsinin söylemi bir: “Yukarıdan ışık yanmazsa kesinlikle aday olmayız!”

Tek tek saymayacağım isimlerini ama aralarında öyle eski basketbolcular var ki.. Hani... İşin düşse bir ay randevu kopartamazsın onlardan. Üstelik çoğu da üniversite mezunu. Senin gibi ‘çakma’ değiller... Biliyorsunuz dostlar: Bizim Turgay Demirel ortalıkta “ODTÜ mezunuyum” diye dolaşır ama gerçekte o diploma üniversite diploması sayılmıyor; 2 yıllık önlisans diplomasıyla, örneğin, yedek subay olarak askerlik yapılmıyor. Bundan önceki seçimlerde Federasyon Başkanı adayı olmak isteyenlerde ‘üniversite mezunu olma’ koşulu aranırken bizim Turgay eski başkanlara konulan istisnadan yararlanmıştı. Sonra... Her nasıl olduysa.. O koşul değişip, ‘lise ve dengi okul mezuniyeti’ne döndü. Turgay yine yırttı... Bundan sonraki seçimlerde aday olabilmek için lise ve dengi okul mezuniyetinin yanında, 1.85 metrenin üzerinde boy, başının orta yerlerindeki saçların tamamen dökülmüş olması ve en az 15 yıl Federasyon Başkanlığı yapmış olmak koşulu aranırsa hiç şaşırmayın... Yoksa... Gidin Voleybol Federasyonu Başkanlığı’na aday olun. Onlarda kişiye özgü uyarlama yapılmamış: Üniversite mezunu olma koşulu yerinde duruyor...

Turgay Demirel’in önümüzdeki seçimlerde aday olamayacağı söyleniyor çünkü ana statü ‘ikiden fazla kere Başkanlık yapılmaz’ diyor(du). Bizimkisi üçü özerklikten önce ikisi de özerklikten sonra olmak üzere beş dönemdir başkanlık yapıyor. Başbakan’ın siyasi teammülüne de aykırı düşüyor bu durum ama Turgay bu! Genel kanı, ‘Turgay’ın seçimlere kadar bir çıkış yolu bulacağı’ yönünde. Ya da... Kendisi olamazsa Genel Sekreteri Ali Özsoy’u başkan yapıp, işi perde arkasından yönetecekmiş. Ne diyelim? Hayırlı olsun(!)

‘Bayram değil seyran değil, nereden çıktı şu seçim konusu?’ diye sormayın bana. Geçtiğimiz günlerden bir gün, 4. Levent Tenis Kulübü’nde eski basketbolcular toplaştık. Hoş beş derken konu ‘Federasyon Başkanlığı’na geldi. Baktım ki herkes birbirini arkasından itiyor ama öne çıkan kimse olmuyor. ‘Neden?’ diye sordum. Yanıt aynı oldu: “Yukarıdan ışık gelmeden bu iş olmaz.” Merak ettim: “Işık yalnızca müflis bir işadamı eskisi için mi yanıyor?” diye. Sordum öğütülmüşlere. Yine yanıt tek tip oldu: “Anlayamıyoruz!”

Doğrusunu isterseniz ben de bugüne kadar anlayabilmiş değilim Sabri Bey’in seçim sırlarını. İçimden bir ses diyor ki: “İleride bir gün... Hep birlikte... Göreceğiz Vehbi’nin kerrakesini!” İşte o zaman.. Hooop! Komşusuna komşu olacak bizimkisi...