Gündem Diktasına Son!

07 Mart 2014 Cuma

Allah’ın sopası yok... Geçen yıl bu sıralarda övünüp duruyordu: “Başbakan benim. Elbette gündemi de ben tayin ederim!!” Gündemi ele geçirme mücadelesi uğruna; asrın liderliğine, çılgın projelere, Trakya kıtasını ikiye ayırmaya, Avrupa’nın en büyük havaalanı bahanesiyle Yeşilköy’deki Atatürk Havaalanı’nı kapatıp parsel parsel satışa sunmaya bile yöneldi.
Aslında amaç bir taşla iki kuş. Asrın projesi gürültüsüne getirip asrın hafriyat-inşaat soygununu yapmak. Patronlara havuz doldurtup milletin a’sını belletmek!
Diktatörlük çeşit çeşit ama en sıkıcısı “gündem diktatörlüğü”. Günde 5 vakit nutuk dinleyip fırça yemek...
“Artık yeter!” diyerek en beklenmedik zamanda Gezi gençleri devreye girdi ve o günden sonra da gündem elinden kaydı gitti
İlahi alemi ve o âlemin kavramlarını, araçlarını sömürerek iktidar oldu. Sonunu getirecek de sanal alemin olanakları ve dijital teknoloji olacak.

En büyük hırsızlık nedir?
“ ‘Ergenekon kumpası ile başbakanı, bakanları da içine alan AKP’deki yolsuzluklar arasında bir bağ var mı?”
HalkTV’den Uğur Dündar’a Londra’da konuşan Dr. Turhan Çömez’e kulak verirseniz elbette var. Biri ötekinin önünü açmak ve kolaylaştırmak için. Dr. Çömez, Tayyip Bey’in bir dönem özel doktoru, özel kalem müdürü, AKP milletvekili ve “Ergenekon kaçkını”.
Kumpası, parti ve hükümet içi hırsızlıkların kokusunu erken fark ettiğini söylüyor.
Ardından tutuklamalarla sahnelenecek Ergenekon kumpasını da hissediyor.
Kendisini yurtdışına atıyor ve Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın kullandığı deyimle,“hayatını çalınmaktan” kurtarıyor
Akdoğan; akademisyen, köşe ve başbakanın nutuk yazarı. Olup biteni en can alıcı sözcük ve deyimlerle ortaya koymakta çok usta. Yıllar sonra da olsa Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve komutanlarına yapılanın “kumpas” olduğunu açıklamıştı. (Yoksa itiraf mı etmişti?)
Gündemi haftalardır başbakan, bakan, bakan çocuğu yolsuzlukları ve tapeleri kaplamış durumda. Bu noktada suç bilimine büyük katkı yapmaya karar verdi ve haksız, hukuksuz bir biçimde hapse atılanları kastederek “En büyük hırsızlık, hayat hırsızlığıdır!” dedi.
Amacı belki de toplumsal ilgiyi “Babacım sıfırlayamıyorum!” ve “adalete ve ihaleye fesat karıştırma” tapelerinden uzaklaştırmaktı. Sonra da “en büyük düşman paralelciler” diyerek onların kumpasıyla, hapislerde çürütülenlere işaret etti. Amacı belli ki “sureti haktan görünerek” “anti-paralelci- anti- Gülenci cephe”yi genişletmek ama sormak gerekiyor: Kumpası fark etmek ve ikrar etmek için 5 yıl, paralel yapıyı görmek için 11 yıl bekleyen bir danışmana kim kulak verir?

Satır Satır
- Her halk kendi diktatörünü süpürse dünya tertemiz olur! (F.Kaya)
- “Yavaş Gardaşım Yavaş- Geliyor Mansur Yavaş!” sloganı için “biraz köylüce” diyenler var. Slogan tam da bu nedenle çok yerinde. AKP “seçim tilkiliği” yaptı. Büyükşehirlere köyleri de ekledi.
Başkentte, kent
içi M. Gökçek’i genellikle sildiği için köylere seslenmek gerek. Mansur Yavaş da bunu yapıyor: “Yüzde 50’yle geliyoruz” yalanına “yavaş gardaşım yavaş!” diyor. Onun seçilmesi başkentte bir tür “milli mutabakat” zaferi olacak.
- Her kurum kendi çapında MİT’çilik oynuyor. THY de buna katıldı. CHP’li Umut Oran, CNNTürk’ten Enver Aysever’in Atatürk Havaalanı’nda yaşadığı “gizli kayıt” macerasını Meclis’e taşıdı. Tayyip Bey’in de kendi gizli kayıt maceraları için öyle yapılsa ve bu konuda bir Soruşturma Komisyonu kurulsa.. Ama ucunda Yüce Divan olduğu için şakasını bile yapmak doğru değil.

Tarihi Bir Gün-Dün
- Özel yetkili mahkemeler kalktı. (Tek özel yetkili Erdoğan kaldı!)

- Anayasa Mahkemesi, emekli Org. İlker Başbuğ’a adaletsizlik yapıldığına karar verdi. (Yüce mahkeme 5 yıllık izninden geri mi döndü?) - Müebbet başyazar Mehmet Barlas’ın müebbete mahkûm Org. İlker Başbuğ ile konuşması yayınlandı. (Anti-paralel rastlantı!)

- Türkiye’nin her yıl 15 milyon ‘akıllı telefon’a 5 milyar dolar ödediği açıklandı.(“Akıl akıl gel telefona takıl!”)

- Genç ve yoksul Hintli kadınların, Batılı zengin çiftlere rahimlerini kiraya verdikleri açıklandı. (AK proje: Hindistan’da 160 milyon Müslüman var. Bizim 3 cocuk projesi tıkanmış görünüyor. Bilal’in vakfı bir havuz da bunun için açsa, AKP’li gençlerin spermleriyle Hindistan’da Müslüman kadın rahmi kiralasa, Burak’ın gemisi de doğacak bebekleri ülkemize taşısa çocuksuz AKP’li ailelere dağıtıp onları ‘çocuksuzluk ayıbından’ kurtarsa ve iktidarın geleceğini güvenceye alsa!..)

- İzmir 7. Sulh Ceza Mahkemesi, “diktatör” sözcüğünü “siyasi eleştiri” saydı. “Diktatörler istifa etmez devrilirler” diye tweet atan gazeteci Ahmet Çınar için beraat kararı verdi. ( “Oh be! Kurtuluş İzmir’den olacak” diyenler, yine haklı çıktı.)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları