ABD - NATO - Türkiye

ABD - NATO - Türkiye

12.04.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ukrayna savaşının son flaşı Buça’da çaktı. Kiev yakınındaki Buça kentinde toplu cesetler bulunması üzerine Rusya ve Ukrayna tümüyle zıt açıklamalarla birbirlerini katliam ile suçladılar.

Demokrasi ve insan hakları konusunda al birini vur ötekine bu ikilinin geçmiş sabıkaları göz önünde bulundurulunca açıkça söyleyebiliriz ki iki tarafın da birbirlerini suçlayan açıklamalarına inanmak mümkündür. İkisi de suçlandıkları cürümleri işlemiş olabilirler. Bu durumda bizlere düşen demokrasiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan bu ülkeler arasında taraf olmadan, gelişmelere bölgemiz ve ülkemiz yararları açısından yaklaşmaktır. Ama olayın bu yanını görmek istemeyen NATO’cuların yaratmak istedikleri, demokrasi ve özgürlük tutkunu masum Ukraynalılar ile zalim işgalci Rus imajı ülkemizde pek tuttu.

Geçenlerde, parlak bir meslek yaşamını on yıl önce noktalamış, ekonomi alanındaki uzmanlığı herkesçe kabul edilmiş bir yakınım biraz da özeleştiri içeren bir şekilde şunları söylüyordu:

“İtiraf etmeliyim ki, belki de eski alışkanlıklarımızın etkisiyle ben hâlâ bir parça ‘NATO eşittir özgürlük, demokrasi cephesi’ yakıştırmalarını sürdürüyorum.”

Doğrusu NATO bir zamanlar kendisini demokrasi ile özdeştirmekte çok başarılı olmuştu. Şimdi de aynı başarıyı sürdürdüğü görülüyor. Değerli dış politika analisti Mehmet Ali Güller’in Ukrayna savaşıyla ilgili açıklamaları göz önünde bulundurulunca, yakınımın altını çizdiği noktanın ne denli önemli olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor.

***

İflah olmaz azgın NATO’cularımız son zamanlarda, Rusya-Ukrayna çatışması vesilesiyle yeniden özgürlük ve demokrasi bayraktarı NATO ve ABD propagandasına sarılmış bulunuyorlar.

Kaç defa tank sesiyle uyandığı halde, tarihi yaşarken yakalamayı beceremeyen Hasan Cemal gibilerinin gaflet mi yoksa dalalet mi olarak nitelendireceğimizi bilmediğimiz bir ısrarla, hâlâ “Amerika, Avrupa Birliği, NATO, Batı İttifakı olmasaydı, Hitler ve Stalin’den kurtulamazdık. Bugün de Putin’den kurtulmak için bunlara ihtiyacımız var” demeyi sürdürmelerini anlamak güçtür. Son zamanlarda, değişen dünya koşulları yüzünden İkinci Dünya Savaşı ertesinde, Amerikan çıkarlarının savunulduğu bir kuruluş olarak ortaya çıkan NATO’nun misyonunu yeniden değerlendirmek gereksinimi duyulmuştu. Bu sorun eski misyonu yeniden onaylayarak aşıldı ve NATO Rusya’yı hedef alarak sıkıştırmayı sürdürdü. 

Ama Türkiye’nin artık eskisi gibi Ortadoğu’da NATO’nun ileri karakolu misyonunu yüklenerek kendi çıkarlarını koruması imkânı kalmamıştır.

Türkiye bütün Soğuk Savaş dönemini, ABD ve NATO’nun (ikisi aynı anlama geliyorlar zaten) Ortadoğu’daki ileri karakolu olarak geçirdi. Ülkemizin bu role itilmesine neden olan olay, Ankara’nın, Moskova’nın kendi hakkındaki niyetleri konusunda duyduğu endişeydi. Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesi ve sonrasında Türkiye’den gerçekten toprak ve boğazlarda üs isteyip istemediği tartışma götürür, tartışılmayacak husus ise Türkiye’nin, süper güç Sovyetler karşısında bağımsızlık ve toprak bütünlüğünün yanı sıra, çok partili ama tek sesli, kamuoyunun da büyük yanılgıyla demokrasi sandığı rejimin güvencesi olarak NATO’yu görmesidir.

Bu süre içinde NATO bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kendisini demokrasinin savunucusu olarak sunmakta büyük başarı göstermiştir. Oysa bu, gerçeklerle ilgisi olmayan bir yanlış imajdır. ABD ve NATO Türkiye’yi kendi dümen suyuna soktuktan sonra toprak ağaları gerici siyasal İslam ile el ele aydınlanmacı laik Cumhuriyeti yıkma konusunda harekete geçmişlerdir. Ortak hareketin bayrağı komünizm ile mücadeledir.

İkinci Dünya Savaşı ertesi Türkiyesi’nde NATO ve ABD demokrasinin ve özgürlüklerin değil komünizmle mücadele bahanesiyle, 12 Eylül ile AKP diktalarının bayraktarlığını yapmışlardır.

Dünyanın Atlantik ekseni yerine, Pasifik ekseni çevresinde yeniden yapılanmanın hazırlık sancılarını hissettiği bir dönemde, NATO’nun Türkiye’nin geçmişinde oynadığı rol ile igili herhangi bir yanlış değerlendirmeyi çok pahalıya öderiz.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023