Abdülhamit tutkusu

Abdülhamit tutkusu

07.07.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhuriyetin 97. yılında, defteri 101 yıl önce dürülmüş, Osmanlı Padişahı Abdülhamit aleyhinde konuşma yapıldığı gerekçesiyle, bir TV kanalına ekran karartma cezası verilmesi gibi Abdülhamit dönemine taş çıkaracak bir garabetin yaşanması, hem ağlanası hem de gülünesi trajikomik bir olaydır.

Ama gelin görün ki yüzyıl önce tarih olmuş olan II. Abdülhamit, günümüz Türkiyesi’nin en aktüel tartışma konularından biridir. Tevatürün belge yerine kaim olduğu, olayların ve kişilerin sosyal, ekonomik çerçevelerinden soyutlanarak ele alındığı, belli başlı figürlerin içinde bulundukları sosyal ekonomik koşullardan çok, günümüz değer yargılarıyla değerlendirilerek, iyi - kötü, kahraman - hain olarak sınıflandırmalarının yadırganmadığı bir toplumda tarihe sağlıklı bir şekilde yaklaşmak zordur.

Oysa toplumlar tarihlerine eğilirken, figürlerin kolayca iyi - kötü kalıplarına sokuldukları masallar gibi değil de her olayı ve kişiyi dönemin koşulları içinde değerlendirerek yaklaştıklarında yarınları için daha sağlıklı gözlemler oluşturabilirler.

Bütün imparatorluklar için alarm zillerinin çalmaya başladığı bir dönemde Rönesans’ı, dinsel reform hareketlerini, aydınlanmayı, birinci sanayi devrimini ıskalamış, yarı sömürge konumuna düşmüş, tasfiyesi kaçınılmaz çağdışı bir sözde imparatorluğu yaşatmak gibi bir misyon ile tarih sahnesine çıkmış Abdülhamit’i, tarihin “iyi”leri arasına sokacak mucize ancak efsanelerde olur.

Bir yandan geriliğin simgesi olmuş bir tahtı korurken, bir yandan da ıskalanmışları yakalamak isteyen bir figürü, içinde bulunduğu koşullardan ve misyonunun imkânsızlığından soyutlayarak irdelerseniz ister istemez, “muhafazakâr - reformcu” gibi bir abes tanımlamaya ulaşırsınız.

Ulus bilincinin uyandığı, ulusal devletlerin çağının geldiği, ulusların kendi kaderlerini tayin hakkının kapıyı çalmaya hazırlandığı bir dönemde, üzerinde yabancı ulusların yaşadıkları toprakları vatanınız sanarak, kaybetmemeye çalışma gibi beyhude bir çabayı kahramanlık olarak görürseniz, ne bugününüzü kavrar ne de sağlıklı yarınlara yönelebilirsiniz.

***

Toplumlar, bu yanlışlara düşmeden sağlıklı yarınlara ulaşabilmek için bakarlar geçmişlerine.

Tabii bu bakışta, nasıl bir gelecek amaçladığınız belirleyicidir.

Bu kural bizim için de geçerlidir.

Örneğin olanaklarını, bölgenin “abi”si olmak için seferber eden, görünüşte Ortadoğu’nun egemeni, aslında gerçek egemenlerinin taşeronu olmak istiyorsanız, kendi torakları üzerinde vergi toplamak hakkını bile emperyalizme kaptırmış, ama unvanı-imparator olan, Abdülhamit’i yüceltir, hatta kutsarsınız.

Yok, eğer gelecekte Türkiye’nin Cumhuriyet kazanımlarının geliştirilmesiyle laik, demokratik sosyal bir hukuk devleti olarak refah toplumuna evrilmesini öngörüyorsanız, tarihinize yurtta barış, dünyada barış diyen görüşün açısından bakmalısınız.

Çünkü tarih geleceğe yönelik amaçların gözlüğüyle okunur.

Sansürün, baskının, sürgünün, siyasi karşıtlarını içeri tıktırmanın, öldürtmenin egemen olduğu Türkiyeyi özleyip önerenler, tabii ki Abdülhamit’i kutsayacaklardır.

Eğer bir ülkede kimileri Abdülhamit’e sataşıldığı için ekran karartıyorlarsa, bilin ki bunlar geçmişin değerlerini kendilerince savunmak değil, geleceğimizi de Taif zindanlarıyla bezeli bir karanlığa mahkûm etmek amacıyla hareket ediyorlardır. 

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023