Asıl önemli olan

Asıl önemli olan

15.04.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’nin Lozan ile tanınmış bağımsızlık ve toprak bütünlüğünün tamamlayıcısı, dolayısıyla tapusunun ayrılmaz parçası olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin iç kamuoyunda yıkıcı tartışmalara konu olması, gerçekten çok üzücüdür.

Montrö, 1936’nın bir daha bir araya gelmesi güç koşullarının gerçekleşmesinin ürünü olarak Türkiye’nin elde ettiği bir zaferdir ve Cumhuriyet iktidarı, bunun üzerine titremiştir.

Evet, eğer 1936’nın her zaman bir araya gelmesi güç koşulları olmasaydı, dünyanın dört bir yanında açık deniz politikasının savunulmasını politikasının temel taşı haline getirmiş olan ABD’nin böyle bir sözleşmeye katılmamakla birlikte rıza göstermesi düşünülemezdi.

İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçişleri düzenleyen Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin en önemli yönü, Karadeniz’e kıyısı olan devletlere kimi öncelikler tanıyarak bunların güvenlikleri açısından garantiler getirmesi ve Karadeniz’i bir barış denizi haline sokmasıdır.

***

Montrö’nün bizim açımızdan en büyük avantajı da uygulanması ve denetlenmesi konusunda yetkinin Türkiye’de olmasıdır.

Türkiye her zaman, Rusya gibi bir devi ve Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin boğazlarına sarılmış bir pençe gibi duran boğazlar ile ilgili sözleşmenin önemini bilmiş, getirdiği statünün aksaksız sürmesinin yürümesi koşullarının da uygulamasındaki hakkaniyet, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin çıkarlarını gözetmekten geri durmayan bir tarafsızlıkla sürmesine bağlı olduğunun farkında olmuş, yorum yetkisini o doğrultuda kullanmıştır.

Bu olgunun en güzel örneklerinden biri de Sovyetler’in Minsk ve Kiev gemilerinin boğazlardan geçiş olayıdır.

Montrö Sözleşmesi’nin tartışma çıkaran yönlerinden biri de boğazlardan geçecek savaş gemileri konusudur. Sözleşmenin imzalandığı 1936 yılından sonra silah teknolojisindeki gelişmeler, bazı tanımlamaların yeniden değerlendirilmesini gerekli kılıyordu.

1975 yılında şöyle bir olay cereyan etti: Sovyetler iki hafif uçak gemisi Minsk ve Kiev’i boğazlardan geçirmek istedi. Aslında uçak gemisi statüsünde görülen bu iki geminin birbiri peşi sıra boğazlardan geçirilmesi mümkün görülmüyordu. Bu durumda Ankara şöyle bir çözüm buldu: Söz konusu gemiler gerektiğinde uçak da taşıyan su üstü savaş araçlarıdır. Ankara ile Moskova bu tanımlamada birleşince 1975 yılında sorun çözüldü. Bu politikanın üretilmesinde siyasi iktidar Dışişleri ve Genelkurmay’ın da yaratıcı yardımlarından yararlandı. Diyeceğimiz o ki Türkiye, Montrö’nün yorumlanmasında, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere hep hayatı kolaylaştırıcı bir tavır içinde olmuştur.

***

Montrö ile getirilen barışçı dengenin korunması da böyle davranmayı gerektiriyordu ve bu konuda en büyük sorumluluk Türkiye’ye düşmekteydi.

Son zamanlarda Ankara’nın Karadeniz’i barış ve işbirliği denizi halinde tutma misyonu ile dünya denizlerinin hepsinde ve her yerinde, herhangi bir kısıtlamaya uğramadan yelken açma politikasının savunucusu ABD arasında bu konuda ciddi bir çıkar çatışması vardır.

NATO’nun Rusya’yı kuşatma politikasında Karadeniz’in, Washington’ın kendine biçtiği rolü yerine getirebilmesi için ABD’nin, Montrö’nün yorumlanması ve uygulanması konusunda Türkiye’yi dümen suyuna sokma girişimlerinin yoğunlaşmasının herkes tarafından kaygı ile izlenmekte olduğu bir sırada, Karadeniz’deki mayınlarla ilgili olarak, çeşitli ülkelerin savunma bakanları ile çevrimiçi toplantı düzenlemiş olan Hulusi Akar’ın Rusya Savunma Bakanı, Karadeniz’e kıyısı olmayan Polonya’nın da çağrıldığı bu toplantıya davet etmemiş olması, endişe dolu şu sorunun ortaya atılmasına neden olmuştur:

- Yoksa Ankara, Karadeniz’i Amerikan savaş politikalarının at oynatacağı bir biçimde mi yorumlamaya başlıyor artık Montrö’yü?

Böyle bir soruyu haklı kılacak davranışlardan özenle kaçınmalıyız.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023