Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir 20 Temmuz sabahı
19 Temmuz akşamı güneş yine Ada’nın çamları, tepeleri üzerinde dolandıktan sonra, lacivert denizi ve göğü kızıla boyayarak battı.
Adalılar bir günü daha olaysız geride bırakmanın rahatlığıyla derin bir oh çektiler.
Peki, ya yarın ne olacaktı?
Gerçekten Ada’nın insanları bir süredir derinden bir oh çekemiyorlardı. Ne yapacağı belli olmayan bir adam yönetimi ele geçirmiş ve o güne kadar yerleşik tüm değerleri altüst etmişti. O güne kadar değer verilen ne varsa hepsi yıkılıyor, yerine Ada’da olmaması gerekenler konmaya çalışılıyordu. Bir süredir etraf toz duman içinde göz gözü görmez haldeydi, Ada’ya dışarıdan gelen ve hayhuy içinde yönetimi ele geçiren bu yeni egemenin yaptıkları, karşı sahil Anadolu’dan da dikkatle izlenir olmuştu.
Doğrusu bu yeni adamın yaptıkları karşı tarafta Ada’nın durumunu çokça tartıştırırken, oradan Ada’ya akma isteklerini de artırmıştı.
Bir bölüm Adalıyı acı acı düşündüren de işte bu karşıdan gelecek olanlardı.
Adalılar düşünüyorlardı. Karşıdan gelecek olanlar hayvanları öldürecek, ürünlerini devşirecek, her şeyi allak bullak edecek, suları kirletecek ve belki ormanları bile yakacaklardı. Biliyorlardı, geçmişte başka yerlerde olmuştu böyle şeyler, karşı kıyıdan gelenler başka adaları yakmışlardı. Şimdi hâlâ yanık yerler karşı kıyıdan gelenlerin acı anıları olarak duruyordu. Adalıların içinde bir bölümü, daha az varlıklı olan bir bölümü ki çok uzak olmayan bir geçmişte onlar da karşı kıyıdan gelip yerleşmişlerdi ve geleceklerin kimileri de hemşerileriydi, heyecanla bekliyorlardı gelecek olanları. Hesaplarını da ona göre yapmışlardı ve “belki yarın çok sayıda gelirler” diye düşünüyorlardı.
20 Temmuz sabahı güneşin ilk ışıkları, Ada’nın koylarını, ormanlarını, kıyılarını, sokaklarını ıssız yakaladı. Etrafta çıt çıkmıyordu. Sanki fırtınadan önceki sessizlikti egemen olan. Biraz sonra Adalılar kuş uykularından telaşla uyandılar.
Gözlerini endişe ile karşı kıyıya diktiler. Biliyorlardı ki onlar hazırlıklarını yapmışlar, yerlerini almışlardı.
Sonra Ada’nın insanları ufuktan gelen gemileri gördüler. Korktukları başlarına geliyordu. Hemen hepsi koşarak evlerine çekildiler. Kediler, köpekler de boşalttılar sokakları. Atlar huysuz huysuz kişnediler, kart sesli horoz bile fark etti bir şeyler olduğunu.
Sokaklar, ormanlar biraz sonra gelecek akıncılar tarafından doldurulana dek birden boşaldı. Yalnızca karşı kıyıdan göçenler, bir kısmı da hemşerileri olanları keyifle ellerini ovuşturarak bekletiyorlardı tezgâhlarının başında.
Mazotla çalışan gemiler yaklaştıkça gürültüleri artıyordu: Güm!... Güm!... Güm!...
Ağzına kadar bir an önce karaya çıkmaya hazır insanla doluydu. Coşkuyla, sanki şenliğe geliyorlardı. Türkü çağırıyorlardı. Davullar vuruyordu: Güm!..Güm !.. Güm!..
Gürültüler, insan sesleri artıyor, Ada’nın kıyılarında yankılanıyordu. Kıyıdakiler kulaklarını tıkamış, dehşet içinde gelenlere bakıyorlardı. Gürültü dayanılmaz bir hal almıştı, denizin üstünde boru gibi bir şey ötüyordu. Yine güm güm sesleri, bağırtılar, bağırtılar.
Sonunda, içlerinden biri iyice yaklaştı. Gürültü iyice dayanılmazlaştı. Ve ilk gemiden iki kişi “Ya Allah” deyip karaya atladı. Bir yandan da bağırıyorlardı:
- Sizlere selamlar, selamlar getirdim, sizlere müjdeler getirdim!
Sonra onları diğerleri izledi. Kollarında dümbelekleri, naylon poşetleri ve sonuna kadar açılmış transistörlü radyo ve teypleriyle arabeskler, bozlaklar, uzun havalar çalarak her yere dağıldılar karadakilerin şaşkın bakışları arasında...
20 Temmuz 1986 Pazar günü Bostancı’dan kalkan 09.35 vapuru Büyükada’ya yanaşmıştı.
***
Değerli okurlarım. Kıbrıs çıkarmasının başladığı 1974 yılından başlayarak her yıl 20 Temmuz’da Kıbrıs Barış Harekâtı anılır. 27 yıldır, her 20 Temmuz’da Kıbrıs anılır da son zamanlarda bir de Arap istilasıyla karşı karşıya olan İstanbul Adalarını ısrarla görmezden geliriz.
Oysa İstanbul Adaları can çekişiyor.
Bugün 20 Temmuz 1986’da yazılmış bir yazıyla bu noktaya dikkat çekeyim dedim..
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza