Dayak arsızı

06 Temmuz 2021 Salı

Ne tuhaf yaratık şu insanoğlu, umulmadık anda beklenmedik tepkiler veriyor ya da hiç vermiyor. Geçen gün büyük şaşkınlıkla fark ettim ki kaç gündür müjdeler verircesine güler yüzle, gerçekte içinde bulunduğumuz dehşet verici bataklığı anlatan Sedat Peker’i özlüyormuşum. Bu durumdaki tek kişi de ben değildim sanırım.

Önümüzdeki günlerde, Sedat Peker artık alışılagelmiş seri ifşaatına başlasa herkes işi gücü burakıp yâr bana bir eğlence diye ekran başına kilitlenecek.

Yanlış anlaşılmasın! Sedat Peker’in gördüğü dünya çapındaki ilgiyi yadırgamak abes olur. Mafyanın devletleşmesi ya da devletin mafyalaşması veya karşılıklı etki tepki sonucunda her ikisinin de birbirine payanda olarak karşılıklı-birlikte evriminin bu kadar uç noktaya varmış, başka örneğine kolay kolay rastlanmayacağından ilginin büyüklüğü yadırgatıcı değildir.

***

Burada yadırgatıcı olan, duyduğumuz olayların hiçbirini de fazla yadırgamamamızdır. Şöyle bir düşünün: Sedat Peker’in yaptığı dudak uçuklatacak nitelikteki açıklamaların hangisi sizi yadırgattı?

Söylenenlerin, belgelenenlerin hemen hepsi de bildiğimiz ve hiç de “Olur mu böyle şey?” demediğimiz olaylar.

Ortada nedeninin kavranması güç bir kanıksama, hatta benimseme olayı var. Toplumu bugünkü durumuna getiren de kanıksamayı da aşmış olan, benimseme olgusu ile olgunun yarattığı fantastik istemi hemen karşılığını buldu. Sedat Peker’in yarattığı havadan yararlanarak, fantastik kontenjanından gündemde yer kapmalarının nedenleri ve yaptıkları işlerin kanınsanmışlığın ürünüdür.

Bu garip kanıksanmışlığı niteliği Peker’den çok değişik de olsa, bir “aşk olsun be!” ile taçlandırılan aynı kanı, giderek benimsemişliği lehlerine yorumlayan yeni kahramanlardan Sezgin Baran Korkmaz (SBK inisyalleriyle anılınca firma daha da bir itibar kazanıyor) bencil de değil, genç yaşında eriştiği büyük başarının sırrını da kamuoyuna cömertçe açıklayıveriyor.

SBK, “Beni Türk adaletine emanet edin!” yollu bir çağrıyla yıllardır, umutsuzca adalet arayan bir toplumda nasıl bir destek bulmayı umuyor bilemem ama yakında rol modeli olarak, irşatlarını iletmeyi hızlandıracak görünüyor.

Toplum bu noktaya birden gelmedi, yılların birikimiyle, büyük bir ana planın titizlikle uygulanmasıyla, toplum art arda indirilmiş darbelerle, sürekli şamarlanarak vasıl oldu.

Art arda gelen dayaklar, toplumsal uyanmayı tetiklemek yerine inanılmaz bir kanıksamayı doğurdu ve birbiri ardına gelen darbeler toplumu çok tehlikeli bir duruma duçar etti.

Eskiler bu tehlikeyi bilirler, ikide bir tokatlanan, şaplaklanan, itilip kakılan ve bu duruma tepki göstermek yerine bunu kanıksayan, aldırmayan tipler yaratılmasına yol açacak sonuçlar verecek olan bu davranışa karşı etrafı uyarırlardı:

- Yapma! Böyle devam edersen bunu dayak arsızı edeceksin!

***

Gerçekten sürekli tokat yiyerek, sürekli sindirilerek, korkutularak, ezilerek itilip kakılanın sonunda, hiçbir şeyi yadırgamayarak, her şeyi kanıksar hale gelmesi kaçınılmaz olacaktır.

Artık o, dayak arsızı olmuştur. Her türlü kişisel, geleneksel, toplumsal değerden kopmuş, ikide bir itilip kakılmaya, alışmış, her türlü zilleti kanıksamış dayak arsızlığının yol açacağı durum, toplum için uzun erimde düşülebilecek en büyük musibet çukurudur.

Artık o toplum her türlü zilleti, illeti, musibeti kanıksamış, hiçbir şeyi umursamaz amorf bir hale gelmiştir.

Herhalde son günlerin toplumsal rol modelleri SBK ve Çiflikbank’ın kurucusu “işadamı (!)” Tosuncuk Mehmet de toplumumuzun bu durumda olduğunu düşünüyor ki olmayan bir adalete “Türkiye sizinle gurur duyuyor!” diye tezahürat yaparak sığınmak yolunu tutuyorlar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları